0 0 0000

Kara liste, Kuzey Irak ve Sami'yi kim öldürdü?..

İsrail’in ikinci en büyük zengini Ofer ailesi’nin Türkiye’deki girişimlerini hatırlatmaya artık gerek yok sanırım.. 3 girişimi de menzile erişemeden başarısızlıkla sonuçlanmıştı.

Sami Ofer, kardeşi Yuli Ofer ile birlikte "Ofer Brothers" grubunun sahibiydi…

ABD Hazine Bakanlığı’nın Ofer şirketlerini kara listeye alacağına ilişkin kararı 23 Mayıs’ta Hillary Clinton’un ağzından duyulmasıyla birlikte Tel Aviv karıştı…

Ülkenin en büyük düşmanı konumundaki İran’a, siyonizme bağlılığı bizzat Başbakanı Netanyahu tarafından evvelsi gün vefat vesilesiyle bir daha teyit edilen Ofer’in, ambargoyu delerek koltuk çıkması nasıl mümkün olabilirdi? (İsrail operasyonlarına yardım eden iş adamlarının kimi kusurlarının görmezden gelinmesi daha önce de yaşandı.)

Tartışalım… Fakat o noktaya gelmeden, yakın zamanda Ofer Kardeşler’in basınımızda nasıl yeraldığına ilişkin bir-iki haberi anımsadıktan sonra...

Ofer kardeşler 6 yıl kadar evvel varlıklarını resmen ayıracaklarını açıklamışlardı.. Sami Ofer bu müşterek zenginliğin aslan payına sahipti. Yani çocuklara kalacak miras, bu taksim edilmiş zenginlik üzerinden gidecekti…

Fark edilmemiş bir bilgi de şu olabilir; Sami Ofer, 2008 yılında Londra'nın Greenwich Ulusal Denizcilik Müzesi'ne 35 milyon sterlinlik genişleme projesi için 20 milyon Sterlin bağışlayacağını duyurmuştu.. Bu yüzden İngiltere Kraliçesi Elizabeth onu ‘fahri şövalyelik’le taltif etti..

Bilmem ona ‘Sir Sami’ diye seslenen çıkmış mıdır?

Nihayet, 24 Haziran 2010 tarihli bir yazımda, ayrı bir başlık altında, pek az detay vererek, "Ofer Kuzey Irak'ta ne iş tutar" diye sormuştum.. Daha sonra bir-iki gazete-soruma cevap olamadılarsa da-Ofer’in Kuzey Irak ziyaretine değindi.

Şimdi daha yakından bakalım…

Ofer Ailesi’nin "gizli" Kuzey Irak gezisi 27 Mayıs 2010 tarihinde gerçekleşti.. Sami Ofer’in oğlu İdan Ofer’e bu ziyarette bazı danışmanları ve bir iş ortağı eşlik etti. (Kimi kaynaklara 6 işadamıyla birlikteydi.)

Süleymaniye’de bölgesel yönetim Başkan Yardımcısı "Kosrat Resul" ve oğlu "Darbaz Resul" ile buluştular.. Bir de Başbakan Bahram Salih’le!

Ne konuşuldu ne anlaşıldı şu an için 'tamamen' bilinmiyor.. Ziyaret kadar görüşme de gizliydi.. Ama bölgede petrole yatırım yapmak istedikleri kuvvetle tahmin ediliyor…

"Israel Corporation", "Israil Chemicals" ve "Oil Refineries" şirketlerine sahip ailenin özellikle Kerkük’te bu girişimlerde bulunacakları, Basra’da da bir biyokimya fabrikası kurmaya niyetli olduğu hassas kulaklara gelmişti…

Bir başka bilgi de, İdan Ofer’in Batılı ve Doğulu ortaklarla bu işe büyük para koyacağıydı.

Gezi gizliydi dedik ya.. Bu seyahatin organizasyonu da, güvenliği de birkaç yıldır bölgede iş yapan, sahibi 'Abraham Golan' olan, 'Camerone Military Services' tarafından sağlandı…

İsrailli firmaların bölgeye ilgisi/varlığı daha önce de tartışıldı.. Fakat Kuzey Irak’ta en büyük ve güçlü yatırımcının Türkiye olduğu düşünüldüğünde, Tel Aviv-Ankara ilişkilerinin seyri hatırlandığında, herkesin tedbirli davranması anlaşılır bir durum!

Kimi yabancı kaynaklar, İsrailli firmaların Kuzey Irak’ta yatırım yapmaya girişirken dikkat çekmemeye, tek başına değil de örneğin, "Gulf Keystone", "DNO" veya "Heritage Oil" gibi, bölgede faaliyet gösteren şirketlerle beraber hareket etmeyi yeğlediğini söylüyorlar… (Benim sorumu yanıtlamayan gazetelerden bahsettim ya; aynı gazeteler bir İsrail internet sitesinden yaptıkları alıntılarda, ziyaretin en önemli hedefinin Kürt-İsrail dostluğunun güçlendirilmesi olduğunu ve Kürt yetkililerin özellikle Türk-İsrail ilişkileri soğumaya başladığından beri bu ilgiden memnun olduklarını belirttiler.)

Kuzey Irak macerası böyle..  'Kara Liste' konusuna dönersek..

ABD’nin açıklamasına (Offer grubuna bağlı Singapur merkezli Tanker Pacific şirketinin, İran’a ait Shipping Line firmasına 8.6 milyon dolarlık yakıt tankeri satışı nedeniyle kara listeye mahkum edilmesi...) Oferler’in tepkisi ne oldu dersiniz?

Sami ve Yuli kardeşler İsrail’de alevlenen tartışmanın üzerine körükle gittiler.. İran’la iş yapmak için İsrail devleti tarafından yönlendirildiklerini ve hatta MOSSAD’ın İran’da kendilerine gizlice yardım ettiğini ima ettiler!

Haliyle gizli servisin çok kızdığı söyleniyor. MOSSAD elbette konuşmadı ama Başbakanlık Ofer savunmasını yalanladı.

Ardından da biliyorsunuz Sami Ofer hayatını kaybetti..

Eceliyle.

http://twitter.com/NedretErsanel

Bu yazı 6,529 defa okundu.