En Sıcak Konular

Ruşen Çakır


Ruşen Çakır
0 0 0000

Herkes elini çabuk tutmalı



Hatip Dicle’nin milletvekilliğinin YSK tarafından oybirliğiyle iptal edilmesi akıllara Anayasa Mahkemesi’nin Demokratik Toplum Partisi’ni oybirliğiyle kapatmasını getirdi. Hedefte Kürt siyasi hareketinin kişi ve kurumları olduğunda yüksek yargı makamlarının neredeyse otomatiğe bağlanmış bu “oybirliği” refleksi, Kürt sorunu konusunda toplumda gözlediğimiz yumuşamanın, Başbakan Erdoğan’ın deyimiyle “helalleşme” arayışının, devletin tüm kurumlarına sinmediğini bizlere gösteriyor.

YSK bu kararıyla, yeni bir seçimle yeni bir Türkiye özlemlerini daha ilk günden sabote etmiş oldu. YSK daha önce de BDP destekli çok sayıda bağımsız adayı veto etmiş ve ülke birdenbire karışmıştı. Bereket devletin en tepesi de dahil olmak üzere birbirinden farklı kesimlerin gösterdiği tepkiler üzerine geri adım atmak zorunda kalmıştı. Daha bu deneyin izleri silinmemişken Dicle’nin adaylığını iptal etmenin doğurabileceği sonuçları YSK üyeleri görmemiş olabilir mi? Yoksa bile bile yangına körükle mi gidiyorlar? Bu soruları uzatabiliriz, şimdilik şunu söylemekle yetinelim: Dün siyaset üzerindeki “yargı vesayeti”nden haklı olarak şikayet edenler, zamanla kazandıkları gücü Kürt siyasi hareketini sistem dışına itici bu tür uygulamaları geçersiz kılmak için kullanmalı ve ellerini çabuk tutmalılar. Aksi takdirde doğabilecek kaos kendi iktidarlarını da tehdit eder.

Tutuklu milletvekilleri

Tabii sorunlar Hatip Dicle ile bitmiyor. KCK, Ergenekon ve Balyoz davalarından tutuklu milletvekillerinin durumu da belirsizliğini koruyor. Savcıların ve onlara kayıtsız şartsız destek veren çevrelerin tahliye taleplerine itirazları şaşkınlık ve kaygı verici. “Tamam kaçma durumları olmaz ama delilleri karartabilirler” gibi basit bir gerekçeyle halkın seçtiği isimlerin hapishane ömürlerini uzatmak istiyorlar. KCK davalarının büyük ölçüde telefon ve ortam dinlemelerine dayanılarak kotarıldığı düşünülürse bu milletvekillerinin neyi karartabilecekleri de pek anlaşılamıyor.

Öte yandan KCK sanığı milletvekillerinin serbest bırakılmamasında ısrar edenlere şu soruyu sormak hakkımız: KCK operasyonlarını, Kürt hareketinde “şahinler”i tasfiye edip “ılımlılar”ın önüne açma gibi bir hedefi gözeterek önce hükümete, ardından kamuoyuna pazarladınız ama kısa süre içinde bu operasyonların Kürt hareketini tam tersine daha da sertleştirip kuvvetlendirdiği ortaya çıktı. Yanlışınızdan dönmemekte neden inat ediyor, seçim sonuçlarını neden bir “yumuşak dönüş” imkanı olarak görmüyorsunuz?

Nedim ve Ahmet’in durumu

Tutukluluğun bir cezaya dönüşmesi noktasında Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın durumlarını ele almamız kaçınılmaz. Arkadaşlarımız 110 günü aşkın bir süre tutuklu ve daha ortada iddianame yok. Dün Silivri Cezaevi’nde dostum ve meslektaşım Ahmet Şık’ı ziyaret ettim ve kendisini karamsar gördüm. Karamsarlığının bir nedeni adli sistemin ağır işlemesiyken diğeri bazı meslektaşlarının (ki içlerinde Ahmet ve Nedim’den dostane söz edenler de var) tutukluluklarını meşrulaştırmak için bin dereden su getirmeleriydi.

Gerçekten çok şaşırtıcı ve ibret verici bir durumla karşı karşıyayız. Bazı gazeteciler Ahmet ve Nedim’in bir an önce özgürlüklerine kavuşmaları için herhangi bir çaba göstermedikleri gibi, alakasız eski defterleri yalan yanlış açarak “iyi oldu” demeye getiriyorlar. Bazıları da, kamuoyuna Ahmet ve Nedim’i Ergenekoncu olarak sunamadıkları için onlara destek verenlerin samimiyetini sorgulamaya çalışıyorlar. Onlara göre birileri Ahmet ve Nedim’i kullanarak AKP hükümetini ve Fethullah Gülen hareketini köşeye sıkıştırmak istiyormuş. Sanmıyorum. Nedim ve Ahmet, onların yakınları ve dostlarının ezici bir çoğunluğu bağcı dövmek değil üzüm yemek peşinde. Yani biz Nedim ve Ahmet’in bir an önce aramıza dönüp mesleklerini yapmaya devam etmelerini istiyoruz. Kuşkusuz onların tutuklanmaları ve ardından geliştirilen tepkiler siyasi bazı sonuçlara yol açmıştır. Eğer bağcılar bu sonuçlardan rahatsızlık duyuyorlarsa yapacakları çok basittir: Bu haksızlığa son vermek ve arkadaşlarımıza özgürlüklerini iade etmek. Gerisi yalan!

vatan



Bu yazı 1,345 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 12 Şubat 2012 Türkiye dehşet senaryolarına hazır olmalı
    • 23 Haziran 2011 Herkes elini çabuk tutmalı
    • 13 Haziran 2011 Hoca’nın rüyasını talebesi gerçekleştirdi
    • 8 Mayıs 2011 Beş soruda Hizbullah-PKK gerginliği
    • 27 Nisan 2011 Suriye mi, İsrail mi?
    • 24 Kasım 2010 Öcalan bunu hep yapıyor
    • 20 Ekim 2010 Bir toplum mühendisliği projesi olarak KCK operasyonu
    • 28 Temmuz 2010 Ne açılım, ne referandum yüzünden
    • 23 Haziran 2010 PKK kayıtsız şartsız silah bırakmalı
    • 10 Mayıs 2010 Türklerin kaygıları, Kürtlerin haysiyeti
    • 3 Mayıs 2010 ''PKK ne yapmak istiyor?''
    • 13 Nisan 2010 Ahmet Türk Türkiye’dir
    • 12 Şubat 2010 Devletin zirvesinde koalisyon fikrine hazır mıyız?
    • 5 Şubat 2010 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine erken ve gerekli bir bakış
    • 28 Ocak 2010 Alevi açılımında son dönemeç
    • 19 Ocak 2010 Adalet istiyoruz
    • 12 Ocak 2010 PKK nasıl silahsızlandırılacak?
    • 17 Aralık 2009 Gül nasıl devreye girebilir?
    • 4 Aralık 2009 Açılım gemisi İmralı açıklarında batmak üzere
    • 19 Kasım 2009 Dersim yanlışları

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,491 µs