En Sıcak Konular

Mehmet Altan


Mehmet Altan
0 0 0000

Siyasi misiniz, nanoteknolojik mi?



Arkadaşım, izlediği televizyon ekranına doğru söylendi:

- Çok sıkıcısınız…

Türkiye’nin gittikçe artan bir hızla temizleneceğinin farkında olmayanlar için şaşırtıcı gelebilecek olan ve döne döne tekrarlanan şike operasyonundaki ikinci dalga ile başlangıçtan beri kaçınılmaz olarak olumlu bir nihayete ereceği aşikâr olan CHP’nin kabak tadı veren yemin sorunu, rutubetli sıcak günün bunaltıcı kısır mönüsüydü…

Zaten de yazının başına oturduğumda CHP yemin etmeye başlamıştı…

* * *

Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın, Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin açılışında yaptığı konuşması ise CHP’nin yemin boykotunun yüzde biri kadar ilgi görmedi…

Hâlbuki geleceğin teknolojisi nanoteknoloji.

Neden nanoteknoloji?

Çünkü nanoteknolojide atomlar düzeyinde çalışıyor, atomlardan sistemler yapıyorsunuz.

Nanoteknolojik sistemlerin iki özelliği var: Mikro montaj ve kendi kendine çoğalma.

Bu şekilde moleküler boyutlarda ve hassasiyette robotlar üretilmesi söz konusu olabilmekte…

Nanoteknoloji, atomlarla bir tür oynama sanatı.

* * *

Yeniden vurgulayayım, nanoteknoloji deyince metrenin milyarda birinden söz ediyoruz…

Nanoteknolojinin en büyük özelliği, bu seviyeye inildiğinde malzemenin bir anda değişiklikler göstermesidir.

Nano makineler aslında günlük hayatta kullanılan aletlerin ve sistemlerin çok küçük birer kopyaları...

Kendi kendini monte edebilen tüketici ürünleri, şu andakinden milyarlarca kez daha hızlı bilgisayarlar, hastalıkları önleyen, yaşlanmayı yavaşlatan teknolojiler, kirlenmenin kendiliğinden temizlenmesini sağlayan malzemeler, seramik, plastik malzemelerde devrimler...

* * *

Bir metrenin milyarda biri gibi küçük bir ölçekte materyaller, cihazlar ve sistemler kurduğumuzda malzeme artık iç yapısından kurtularak, tamamen bir yüzey haline geliyor…

* * *

Nanoteknolojik malzemelerin gariplikleri, kuantum dünyasında atomların ‘akıllı’ olmasına ve tahminlerin ötesinde özellikler sergilemesine dayanmakta…

Nanoteknoloji ile süper maddeler yapabiliyorsunuz… Örneğin dünyadaki tüm filmleri nanoteknoloji ile yapılacak CD’lere sığdırabilirsiniz.

Bir küp kadar ama dünyadaki tüm bilgisayarların toplam gücüne eşit bilgisayarlar

imal edebilirsiniz…

Çelikten daha hafif ama ondan yüzlerce kat daha dayanıklı malzeme üretilebilirsiniz.

Ya da insan vücudunda istenen yere gidebilen mikroskobik boyutta robotlar tasarlayabilirsiniz.

Ayrıca…

Nano boyutlu ilaçlar, daha aktif iyileştirme sağlıyor. Vücudu kesmeden, biçmeden istediğiniz noktaya girebiliyorsunuz. Derideki, mikron mertebesindeki gözeneklerden rahatça cihazınızı damarın içine sokup, gerekli operasyonları yapabiliyorsunuz…

Kozmetik, tıp, enerji ve savunma sanayi başta olmak üzere bütün alanlarda kullanılan malzemelerin yapımına yeni bir boyut getiren nanoteknoloji, bilim dünyasında artan bir hızla çığır açmakta…

AB’nin de 3,5 milyar Euroluk bütçesi ile en büyük dördüncü alan olarak kaynak ayırdığı nanoteknoloji, mikroteknolojiden sonraki en önemli teknolojik gelişme olarak değerlendirilmekte…

* * *

Arkadaşımın ‘çok sıkıcısınız’ dediği siyasi gündem, CHP milletvekillerinin yeminiyle devam ediyordu…

Yaz nedeniyle kıyılara yığılmış milyonlarca insanın bunlarla ilgisi ne kadardı, onu da kestirmek kolay değildi…

Ben, ‘nanoteknolojik’ bir düzlemde, neden kimsenin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin açılışındaki konuşmasına ilgi göstermediğini sorguluyordum…

Herhalde insanlığın geleceğini belirleyen bu olağanüstü beyinsel gelişme, siyasetten beklenen rantı sağlamıyordu…

star

 



Bu yazı 1,491 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 11 Ocak 2012 ‘Tanırım, iyi çocuklar’
    • 9 Ocak 2012 Genelkurmay’a o istihbaratı kim verdi?
    • 6 Ocak 2012 Demokrasi ile ‘biat sistemi’ arasındaki fark
    • 30 Aralık 2011 Bombalama emrini kim verdi?
    • 24 Aralık 2011 Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın adresi
    • 16 Aralık 2011 Susurluk’ta faili meçhul reytingi...
    • 14 Aralık 2011 Ergenekon büyürken uyuyamam...
    • 4 Aralık 2011 Şikeci siyasetin kirli çamaşırları
    • 2 Aralık 2011 Var mı bu yasayı çıkaracak babayiğit?
    • 30 Kasım 2011 Yüzde 3 Türkiye’yi keser mi?
    • 29 Kasım 2011 Devlet-ulustan ulus-devlete geçemeyince
    • 23 Kasım 2011 Ergenekon’un farkında mısınız?
    • 21 Kasım 2011 Birinci Cumhuriyet Dersim’dir...
    • 14 Kasım 2011 Kozinoğlu kalp krizinden mi öldü?
    • 9 Kasım 2011 Kararı alkışlıyor, Bakan’ı kutluyorum
    • 3 Kasım 2011 Almanya’daki Türkler, Türkiye’deki Kürtler
    • 31 Ekim 2011 Cinayet işlemeye özgürlük savaşı mı diyorsunuz?
    • 26 Ekim 2011 Hırsızlar da kardeşiniz mi?
    • 20 Ekim 2011 Keşke gerçek bir ordumuz olsaydı...
    • 19 Ekim 2011 Bir İsrailli kaç Filistinliye bedel?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,426 µs