0 0 0000

Kıbrıs'taki patlama kimin eseri?

12 Haziran seçimlerini takiben Kıbrıs meselesinde depara kalkılması, ne yeni ne de tesadüfi bir süreç.. Öykü, Papandreu iktidarını "hazırlayan şartlar"a kadar gider.. Bu da nereden bakılırsa 1.5-2 yıl demek.

Yunanistan’ın "durumu"nu da çözüm için optimal sayabilirsiniz…

Kıbrıs, kuvvetle muhtemel yalnız kalmayacak.. 12 mil, Ermenistan ve Kürt dosyalarını da "aynı rafa" dizebilirsiniz.

Hepsi için uluslararası konjonktürü "bir şekilde çözümcüler" safına katabilirsiniz; ABD, AB ve BM’nin zorlayıcı takibi budur.

Türk kamuoyunun Kıbrıs konusunda yılgınlığı yok ama bıkkınlığı var.. Eskisi kadar ilgi gösterdiği söylenemez.. Oysa göstermeli. Zira heyecanlı gelişmeler yaşanabilir.

Örneğin, oyunun aktörlerinde belirgin bir artış var; Türkiye, Yunanistan, KKTC, Rum kesimi, ABD, AB, BM, İngiltere zaten mâlum, İsrail, Suriye, kimi Akdeniz ülkeleri ve elbette Rusya!

Hem Türkiye’de hem de tüm ilgili kimi aktörlerde Kıbrıs’ın hızlandırılmasına yönelik bir "şevk" var^{(1)(2)(3)(4)(5)}.

Bu kadrodan kötü oyun çık(ar)masını beklemek haksızlık olur.. Öte yandan, yıldız oyuncuların yeraldığı bir çok "prodüksiyonun" çöktüğüne de sık şahit olduk. Bu yüzden hemen herkes adada neler olduğunu merak ediyor^(6).

Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun Kıbrıs’a yaptığı ziyaret-ki yeni hükümetlerin geleneği olarak ilk diplomatik seyahattir-ve Cenevre görüşmeleri, hükümetin açılımlarını gösteren platformlar oldu. (Herkesin konuya dahil olduğuna ilişkin bir karine de bu ziyarete bazı ülkelerin vereceği yanıt olsa gerek)^(7).

Türkiye-Yunanistan ilişkilerinin Kıbrıs ayağına basılacaksa, göz atılması alışıldık yerlerden birisi de, her iki tarafın silahlı kuvvetleridir…

Yunan ordusunun şu sıralar dalaşmaya mecali olmadığı biliniyor. Öyle ki, AB’nin Türkiye’ye, "çok zorlamayın bunları, paraları yok, uçak devriyelerini ve tatbikatları azaltsak" minvalinde mesajlar gönderdiği de gazetelere yansımıştı⁽⁸⁾.

Bir süredir gerçekleşen bu askeri jestlerin Kıbrıs’a "etkisi" de olabilir…

Sadece imkansızlıklar nedeniyle sessizleşen bir Yunan ordusu görmemeliyiz.. Kıbrıs konusunun  çözüm rotasında ilerlemesini-Rumlar’ı da kızdırmak pahasına-el altından desteklediklerini varsayabiliriz⁽⁹⁾.

Kıbrıs girişimleri sonuca ulaşır mı veya çözüm yolu uygun mu ayrı ama muhakkak izlenmesi gereken noktalar.. Ek olarak, gazeteci huzursuzluğu sayabileceğiniz bir açı, bugün yaşananların çok planlı durması, zaman/eylem takviminin fazla düzgün olmasıdır.

En netameli konulurda tıkır tıkır yürüyen işlerden evvelden beri hazzetmem...

"Neden şimdi Kıbrıs açılımının yapıldığı" sorusuna verilen en somut izah, AB-Türkiye ilişkilerinin tıkanıklığında saklı deniyor…

Kıbrıs sorunu nedeniyle "önü kesilen" müzakere başlıkları, tıkanıklığın neredeyse tamamını oluşturuyor.. Halledildiği an AB ile ilişkilerin önü açılacak inancı yüksek!

Vitrinde daha çok Dışişleri Bakanı Davutoğlu görünse de, gelişmelerin Başbakan Erdoğan’ın "bir adım önde stratajisi"yle çizildiği de belirtildi basında.. Yani mimarı o.

Kangren olmuş Kıbrıs anlaşmazlığının şifaya kavuşturulmasını herkes ister.. Fakat bunun AB saikiyle yapılıyor olması yanlış değilse de şaşırtıcı.

AKP hükümetinin AB konusunda çok hevesli olmadığı biliniyor. Bizzat AB kaynakları haylidir aynı teşhiste ısrarlı.⁽¹⁰⁾

Cenevre görüşmelerini takiben Türkiye’nin hızlı ve sürpriz açılımlar sunması da planın bir parçası olmalı.. Hükümetin fiyonklu bir paket açacağı önceden biliniyordu.⁽¹¹⁾

"Maraş" konusunun gündeme geleceği söylendi ama "Birleşik Kıbrıs" fikri ortaya atıldı. Nihayet dün Davutoğlu, Rum kesiminin Kıbrıs sorunu çözülmeden AB dönem başkanı olması durumunda AB ile ilişkilerin donacağını söyledi… Şaka yollu söylemek gerekirse,  "free zone"dan, "freeze zone"a geçiş ihtimali var!

Çözüm işte bu kadar önemli ve ivedi.

Sadece Türkiye veya AB ya da Yunanistan bakışı ile bu kompozisyon okunamaz… Kıbrıs’ın aciliyeti "bölgesel saiklerle" daha anlaşılır hale gelebilir⁽¹²⁾.

Gelelim Rum kesimine.. En çok ayak direyen onlar. 'Süreç tıkansın da nasıl olursa olsun' diye hareket ediyorlar sanki.. Her müzakere maddesine itiraz ediyorlar. Hele istekleri her duyulduğunda insanın tüyleri diken diken oluyor⁽¹³⁾. Yani, Kıbrıs'ı "kilit"leyen nokta orası! Daha açık yazalım, çözüm isteniyorsa Rum kesiminin aşılması gerekiyor.

Bir de.. Rusya tam konuşmuş değil.. Oysa Kıbrıs meselesinde Rusya’nın özel ağırlığı var.. Sessizliği okunmalı⁽¹⁴⁾.

Süreç böylece gelişmekte.. Aradaki tek anomali, Güney kesimindeki deniz üssünde yaşanan patlama oldu!. Öyle bir zamanlama ve coğrafya ki.. Her ihtimal ve her olağan şüpheli orada…

Dikkat eşikleri nerelere gizlenmiş olabilir?..

a) Kıbrıs süreci gelişmeye başladığından beri, "su" gördüğünüz yerlere işaret koyup, birleştirin…

b) Patlamanın şok dalgaları 'tek engel'i de havaya uçarabilir mi?

⁽¹⁾ http://www.hurriyet.com.tr/planet/18200003.asp?gid=381
⁽²⁾ http://www.hurriyet.com.tr/planet/18214556.asp?gid=381
⁽³⁾ http://www.hurriyet.com.tr/planet/18220925.asp
⁽⁴⁾ http://www.hurriyet.com.tr/planet/18191195.asp?gid=381
⁽⁵⁾ http://www.sabah.com.tr/Dunya/2011/07/11/baris-gucunu-cekeriz
⁽⁶⁾ "KKTC’nin gizli haberleşme sitesine virüs gönderildi”, Sabah, Say: 26, 01.Temmuz.2001.
⁽⁷⁾ “Bahar çabuk bitti", iyibilgi, 09.Temmuz.2011, (http://www.iyibilgi.com/haber.php?haber_id=215812)
⁽⁸⁾ "Ege’deki iki tatbikatta sürpriz iptal", Vatan, 24.Mayıs.2011
⁽⁹⁾ "KKTC demişler", Hürriyet, Say: 26, 06.Temmuz.2011.
⁽¹⁰⁾ "Yemin krizini boş verin Hırvatistan'a bakalım", Sedat Ergin, Hürriyet, Say:22, 06.Temmuz.2011.
⁽¹¹⁾ "Cenevre Zirvesi", Erdal Şafak, Sabah, Say:5, 07.Temmuz.2011
⁽¹²⁾ "Filoya abluka", Hürriyet, Say: 24, 03.Temmuz.2011 (http://www.hurriyet.com.tr/planet/18161344.asp)
⁽¹³⁾ "AB, Kıbrıs ve Türkiye ekseninde heyecanlı günler", Tulu Gümüştekin, Sabah, Say: 15, 09.Temmuz.20011. (http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/gumustekin/2011/07/09/ab-kibris-ve-turkiye-ekseninde-heyecanli-gunler)
⁽¹⁴⁾ "Rusya ile ilişkiler askıda", Sabah, Say: 15, 11.Temmuz.2011. (http://www.sabah.com.tr/Dunya/2011/07/11/rusya-ile-iliskiler-askida)

http://twitter.com/NedretErsanel

Bu yazı 4,920 defa okundu.