En Sıcak Konular

Fikret Ertan


Fikret Ertan
0 0 0000

Irak'taki Amerikan askerî varlığı ve ötesi



Irak'ı 2003'te işgal eden Amerika'nın bu ülkedeki askerî varlığı en tepe noktasında 170 bin civarındaydı. Bugün ise bu varlık 47 bine inmiş bulunuyor. Bunun sebebi Amerika ile Irak hükümetinin 2008 yılında vardıkları kısa adı SOFA olan (Status of Forces Agreement) olan ikili anlaşmanın uygulanması elbette.


Bu anlaşmaya göre, Irak'taki Amerikan askerî varlığı en geç 31 Aralık 2011'de tamamen sona ermiş olacak. Amerika bu takvime uyacağını defalarca ilan etmiş olmasına rağmen son aylarda Irak'tan tamamen çekilme konusunda yeni bazı fikirler de ortaya atmış bulunuyor ve açıkça söylemese de Irak'ta belli bir askerî varlığı sürekli tutabilmek için çeşitli girişimler de yapıyor.

Irak hükümeti de son aylarda Amerika'nın tamamen geri çekilmesi konusunda en azından bazı tereddütler duyduğu yolunda mesajlar veriyor. Hükümetin tamamı olmasa da bazı gruplar hem dış hem de iç güvenlik mülahazaları ve Irak güvenlik kuvvetlerinin henüz güvenliği tam anlamıyla üstlenemeyecek durumda olması (mesela hava savunması, sınırların korunması) gerekçesiyle belli ve sınırlı bir Amerikan askerî varlığını kabul etmeye yatkın bir izlenim veriyorlar.

Son kararı verecek olan Başbakan Maliki ise bu konuda kesin ve net konuşmuyor, Irak'taki ana siyasi blokların Amerikan askerî varlığının devamını desteklemeleri halinde kendisinin de buna uyacağını bir süre önce açıklamış bulunuyor.

Kısacası, Irak'ın ana siyasi blokları bu konudaki tartışmalara hâlâ devam ederken ve henüz ortaya olumlu ya da olumsuz bir sonuç çıkmamışken Amerika artık bu konunun en kısa zamanda karara bağlanması için ilgili taraflara çağrıda bulunuyor. Nitekim, bu çerçevede yeni Savunma Bakanı Leon Panetta bu hafta başı Bağdat'a yaptığı ziyarette en çok bu konu üzerinde durmuş bulunurken mutlaka dikkate alınması gereken çok önemli bir başka konuya da özellikle temas etmiş oluyor.

Bu konu son zamanlarda sadece kendi üslerinde bulunan, muharebe görevleri pek yapmayan, ama buna rağmen ciddi kayıplar veren Amerikan askerî varlığını kapsıyor. Bu çerçevede haziranda 15 Amerikan askeri havan ateşi sonucu ölmüş bulunuyor. Panetta bu kayıplardan dolayı resmen Şii gruplara askerî destek sağladığını iddia ettiği İran'ı suçluyor.

"İran'ın aşırılara sağladığı silahlar bizim için büyük endişe kaynağıdır. İran'dan gelen bu silahların sayısı artmaktadır. Amerika, askerlerini hedef alan, öldüren ve İran tarafından desteklenen, silahlandırılan Iraklı direnişçiler karşısında sessiz ve hareketsiz kalamaz, bunu görmezden gelemez. Biz arkamıza yaslanıp bunun devam etmesine müsaade edemeyiz. Biz bu konuyla muhakkak ilgileneceğiz ve gerekeni yapacağız." diyor Panetta, Irak'taki İran ve desteklediği Şii gruplarla ilgili olarak. Bu sözler ağır ve tehdit kokan sözler. Herhalde laf olsun diye söylenmiş değiller. Bu yüzden önümüzdeki günlerde Irak'taki kalan Amerikan askerî varlığı ile özellikle Mukteda Sadr'a bağlı gruplar arasında çatışmaların yaşanacağı tahmin edilebilir. Belki başka vahim çatışmalar da olabilir.

Panetta ve ondan önce de eski Savunma Bakanı Gates'in dikkat çektiği İran kaynaklı silahların roket güdümlü yeni havanlar, zırh delici yüksek tahrip gücüne sahip hızlı roketler olduğu söyleniyor. İran şüphesiz Amerikan iddialarını reddediyor.

Bu konuda gerçek ne, söylemesi zor; ancak İran'ın Sadr ve diğer Şii grupları desteklediği zaten öteden beri biliniyor. Bunun da delillendirilmesi, belgelenmesi gerekmiyor. İran'ın Amerika'yı Irak'ta elinden geldiği kadar rahatsız edeceği, Amerikan askerî varlığının tamamen sona ermesine kadar buna devam edeceği zaten aşikâr. Bunun için de Irak'ta kendisine sempati duyan gruplardan faydalanacağı da zaten sır değil. Ayrıca, Irak'taki son faaliyetlerinin kendisine karşı son aylarda iyice artan Amerikan müeyyidelerine karşı bir tür misilleme amacı güttüğü de söylenebilir.

Irak, bugün Amerika ile İran arasında cereyan eden örtülü, gayri nizami mücadelenin en şiddetli yaşandığı yerlerden birisi elbette. Irak'taki Amerikan askerî varlığı, bunun geleceği, kapsamı ve şartları hem bu yüzden hem de bölge dinamikleri açısından büyük önem taşıyor. Hem Irak'ın hem de İran'ın komşusu olmamızdan ve bölgede meydana gelecek her değişimin bizi de çıkarlarımızı da ister istemez etkileyeceğinden hareketle bizim de Irak'taki Amerikan askerî varlığının geleceğini dikkatle izlememiz gerekiyor.

Bu yüzden önümüzdeki aylarda bir şekilde netleşecek olan bu konu bizim de gündemimizde muhakkak olmalı.

zaman



Bu yazı 1,257 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 27 Eylül 2012 Bingazi saldırısının mahiyeti seçim sonrasına kaldı
    • 20 Eylül 2012 Filistin'e acil para lazım
    • 17 Eylül 2012 Bingazi saldırısı ve ötesi
    • 10 Eylül 2012 Rusya, Suriye rejiminden kolay kolay vazgeçmez...
    • 6 Eylül 2012 Trans Hazar hattı bir gün hayata geçecek
    • 3 Eylül 2012 Amerika ve İsrail: Pekişen, derinleşen ayrılık
    • 30 Ağustos 2012 Bosna ve Suriye...
    • 27 Ağustos 2012 Bağlantısızlar Zirvesi'nden ne çıkacak?
    • 23 Ağustos 2012 Amerika'nın Irak'taki nüfuzu ne kadar?
    • 13 Ağustos 2012 İran'a saldırının önünü açabilecek rapor
    • 9 Ağustos 2012 İranlı yetkililerin nankörlüğü
    • 6 Ağustos 2012 Rejimin helikopterleri ve mücadelenin seyri
    • 2 Ağustos 2012 İsrail Suriye'yi nasıl dinliyor, nasıl gözetliyor?
    • 30 Temmuz 2012 Eski dostlar buluştu: Romney-Netanyahu
    • 23 Temmuz 2012 Suriye'nin kimyasal silahlarının akıbeti ne olacak?
    • 19 Temmuz 2012 Rum Kesimi, İsrail, yeni jeopolitik ve ötesi
    • 16 Temmuz 2012 Rum Kesimi ve Rusya ilişkileri
    • 9 Temmuz 2012 İsrail donanması ve yeni görevi
    • 5 Temmuz 2012 El-Kibar muammasını hatırlarken...
    • 2 Temmuz 2012 Rusya'nın rolü

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,075 µs