En Sıcak Konular

Nuh Gönültaş


Nuh Gönültaş
0 0 0000

Başbakan kendisini devirmek isteyenleri niye terfi ettirsin ki?



Generaller bunu hep yapıyor!

Rahmetli Özal'a da bunu yaptılar. Özal'ın dediğini yapmamak için istifa yolunu seçtiler.
Bırakın devletin zirvesini sıradan bir işyerinde bile "istifa resti" kesinlikle restle karşılanır.
Hiçbir usta, hiçbir patron "İstifa ederim ha" diyen çalışanına "Ne olur istifa etme, sen olmazsan biz ne yaparız, şirket çöker" diye yalvarmaz.
Çünkü hiç kimse vazgeçilmez değildir!
Çünkü bütün mezarlıklar kendini vazgeçilmez sanan insanlarla doludur.
Hele devlet işleri hiçbir zaman kişilerle kaim değildir.
Biri gider biri gelir.
Ve tabii ki demokrasilerde çare tükenmez.
Devlette, hele hele devletin ordusunda herkesin yüzlerce alternatifi vardır.
Bayrak yerde kalmaz. Bayraktar düşerse, bir başkası hemen bayrağı kaldırır. Ta ki, son nefere kadar...
Cepheyi terk edene yalvarılmaz.
Şimdi...
Cuma günü Ankara'da olan şuydu:
Genelkurmay Başkanı Işık Koşener, hükümeti devirme suçundan yargılanan ve önemli kısmı tutuklu bulunan generallerin terfilerini istedi.
Bunun anlamı kabaca şuydu. Başbakan kendisini devirmek isteyenleri terfi ettirsin!
Bizim köyde böylesi taleplere "Neredeymiş o yoğurdun bolluğu" diye cevap verilir. Aynen Başbakan'ın "Vergi vermeyiz" diyen BDP'liye söylediği gibi... "Neredeymiş o yağma Hasan'ın böreği..."
BDP'liler "Vergi vermeyiz" diyorlar.
Genelkurmay "Hesap vermeyiz" diyor!
Aynı şey, bence hiçbir farkı yok.
Bu durumda "ülkeyi yönetilemez hale getirmeye çalışanlar" kim oluyor?
Başbakan bu talebe "Hay hay paşam, emredersiniz, kendi cellatlarımı terfi ettireyim ki beni daha kolay assınlar" diye karşılık verseydi son seçimde aldığı yüzde 50 oya ihanet etmiş olurdu!
Kaldı ki...
Birkaç generalin istifa etmesi, zaten normalde emekliliğine 2 gün kalmışken emekliliğini istemesi adiyattan bir olaydır. Öyle olduğu için de öyle muamele gördü kamuoyundan.
Normal bir ülkede Genelkurmay Başkanı'nın istifa etmesi kimsenin umurunda olmaz. Bizde de öyle olmalıydı, oluyor da. Normalleşiyoruz ve bu istifa ya da emekliliğini isteme olayı, amaçları bu olmasa da normalleşmemiz adına büyük bir olay.
Ne güzel oldu, bıraktılar!
Emekli olun, devletin bizim vergilerimizle size sağladığı lüks imkânlarla piknik yapın, golf oynayın, irtica muhabbetleri yapın! Aman öbür dünyayı hiç düşünmeyin...
Aslında bu istifaların gölgesi de kaldı ama Mehmet Baransu'nun cuma günü yayınlanan "Yoldaş general" haberi Genelkurmay Başkanı'nın istifasından daha önemliydi.
"Hava Kuvvetleri Komutanlığı için sıradayken Balyoz'dan tutuklanan Korgeneral Ziya Güler hakkında MİT yazı yazdı: 1972'de THKP-C'den yargılandı, 1989'da TBKP'liydi... "
İyi de böylesi örgütlerin ve eylemlerin içinde olan birisi TSK'da nasıl generalliğe kadar yükselebiliyor?
Işık Koşaner Paşa'nın gitmeden bu konuyu izah etmesi gerekiyordu mesela.
Baransu ile konuştum. "TSK'da TBKP'li ve DHKP'li çok sayıda general var. 28 Şubatçılar içinde de onlar aktifti. Onları da yazacağım. Ayrıca Muhsin Yazıcıoğlu'nun öldürülmesi olayında da bunların dahli söz konusu" dedi.
Düşünebiliyor musunuz, bu general Balyoz'dan tutuklanmasaydı TSK'da bir kuvvet komutanlığına, Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na yükselebilmek için sıraya girmişti!
Hani subaylar orduya alınırken yedi sülalelerine kadar araştırılıyordu!
Yoksa sadece dindar olduğundan şüphelenilenleri mi araştırıyorlardı?
Bakalım bu konuda yeni paşamız ne diyecek?
Bu arada...
Milliyet'in apoletli Yazarı Fikret Bila, istifa etmeyen Necdet Özel için bir televizyon kanalında, "Necdet Özel orduevlerine nasıl girecek" dedi.
Özel Paşa, Fikret Bila'nın emekliliğini ister artık!

bugün



Bu yazı 1,433 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 8 Temmuz 2012 Delikli demir ile mertlik arasındaki ilişki...
    • 5 Temmuz 2012 İki arada bir derede ölüm!
    • 28 Haziran 2012 Dessas-ı ehli dünyanın hafiyeleri veya satılık kalemler...
    • 26 Haziran 2012 Kılavuzu NATO olanın...
    • 17 Haziran 2012 Davet ile davete icabet...
    • 5 Haziran 2012 AK Parti celladına gülümserken...
    • 31 Mayıs 2012 Kürtaj emanete ihanettir!
    • 13 Mayıs 2012 28 Şubat dalgaları ve hükümetin kıyıları...
    • 26 Nisan 2012 CHP'nin tarihi en yumuşak yeri...
    • 24 Nisan 2012 Vatana ihanetin yasal dayanağı olur mu?
    • 19 Nisan 2012 Peki, AK Parti iktidarı bin yıl sürecek mi?
    • 17 Nisan 2012 Çevik Bir nefreti, Tayyip Erdoğan sevgisi...
    • 14 Nisan 2012 Adaletin rövanşı...
    • 8 Nisan 2012 İçimizdeki darbeciler yüzünden...
    • 29 Mart 2012 Gazete kapatmak çağ dışı bir çözümdür...
    • 22 Mart 2012 Talimatla akreditasyon olur fakat demokrasi olmaz...
    • 13 Mart 2012 Liderlik cesareti...
    • 8 Mart 2012 Stratfor ve WikiLeaks gazeteciliği!
    • 1 Mart 2012 Bu ülkede 28 Şubatlar bitmez!
    • 26 Şubat 2012 15 yıl sonra yeniden ''şubat soğuğu!''

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,566 µs