En Sıcak Konular

Fikret Bila


Fikret Bila
0 0 0000

BDP’nin verdiği tepki



PKK’nın terör olaylarını tırmandırması ve son bir ayda 40’tan fazla askerin şehit olmasıyla sonuçlanan saldırılar sonrasında BDP’nin verdiği tepki, “barış dili” olarak nitelendirilemez.
Silvan ve Çukurca saldırılarından sonra Türk Silahlı Kuvvetleri’nin başlattığı hava operasyonunu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “savaş ilanı” olarak değerlendiren BDP, PKK’ya karşı tek söz söyleyemiyor.

“Eller tetikten çekilsin”
Terör saldırılarına karşı açıkça tavır alamayan BDP’nin, “eller tetikten çekilsin” çağrısı da demagojiden öteye bir anlam taşımıyor.
BDP Grup Başkanı Selahattin Demirtaş, terör saldırılarını gerçekleştiren PKK’ya hiç kusur bulmazken hükümeti savaş ilan etmekle suçlayarak PKK kontrolünden çıkmayacaklarının da mesajını vermiş oluyor.
Eller tetikten çekilsin çağrısı yapılırken PKK silaha davranıyor, terör estiriyor ama BDP güvenlik güçlerini suçluyor.
BDP sözcüleri, PKK ortalığı kana bularken, demagoji ile üste çıkmaya çalışıyorlar.

Seçimdeki hava
Seçim sürecinde ve sonrasında diyalogdan, barıştan konuşmaktan dem vuran BDP’liler, yeni anayasa çalışmalarına katkı vereceklerini de her fırsatta vurgulamışlardı.
Ancak PKK yeniden silaha sarılıp saldırılara başlayınca, “Ne oluyor” sorusunu yöneltemediler. Eğer seçim sürecinde yeşertilen umutlar bugün kayboluyorsa, bunun temel nedeni PKK terörüdür. Bu terörü arkasına alarak dayatma yoluyla sonuç alınabileceği hesaplanırsa bu da yanlış bir hesaptır.

Siyaset alanı
PKK’ya karşı bir varlık gösteremeyen BDP’nin siyasal alandaki etkinliği de, inandırıcılığı da giderek azalacaktır.
Hem terör devam edecek hem de BDP, hükümeti ve devleti suçlayarak taleplerini dayatacak. Oysa aksine terör tırmandıkça BDP’nin demokratik siyaset alanı daralıyor. BDP gerçekten sorunu siyasetin çözmesine gerektiğine inanıyorsa terör örgütünün kontrol ettiği konumdan çıkmalı, ondan bağımsız siyasi bir kurum olduğunu kanıtlamalıdır. Bunu yapmadıkça demokratik sistem içinde sorunun muhatabı olarak kabul edilmesi beklentisi de boşa çıkacaktır. Muhatap olabilmek için karar verebilme gücüne sahip olmak gerekir. Oysa BDP’nin PKK karşısındaki konumuna baktığımızda karar verici değil örgütün verdiği kararların savunucusu ve uygulayıcısı olduğu görülmektedir.

Öcalan’ın durumu
Silvan saldırısından sonra olduğu gibi Çukurca saldırısından sonra da PKK’nın bir bütün olmadığı ve bu eylemlerin Öcalan’a rağmen yapıldığı tezleri gündeme getirildi.
Saldırıyı gerçekleştirenlerin Öcalan’ın devletle yürüttüğü görüşmeleri baltalamak istedikleri yorumları da yapıldı. Bu konuda bir yargıya varmak için acele etmemek gerekir. Öcalan’ın en çok güvendiği PKK’nın silahlı gücüdür. Kendisi açısından bir pazarlık yürütebilecekse terör örgütünün, terör saldırılarının elini güçlendirdiği düşüncesinde de olabilir.
Ancak terör azdıkça İmralı’nın beklentileri de uzaklaşacaktır. Şehit cenazelerinin geldiği bir ortamda Öcalan’ın ev hapsine çıkmayı beklemesinin, ancak benim koşullarımı düzeltirseniz sorunu çözerim söyleminin hiçbir karşılığı olmayacaktır.

milliyet


Bu yazı 1,315 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Ankara’nın müzakere planı nedir?
    • 26 Eylül 2012 Özkök: Bektaşi fıkrasına döndü
    • 19 Eylül 2012 PKK, BDP’yi boşa çıkardı
    • 9 Eylül 2012 PKK’nın yerleştirmeye çalıştığı dil
    • 7 Eylül 2012 Bomba sayımı vardı
    • 5 Eylül 2012 PKK’nın ‘ele geçirme’ ısrarı
    • 29 Ağustos 2012 Çiçek’in mutabakat çağrısının muhatabı
    • 28 Ağustos 2012 Çiçek’ten ulusal mutabakat çağrısı
    • 26 Ağustos 2012 Kuzey Irak-Kuzey Suriye çelişkisi
    • 25 Ağustos 2012 ''Çözüm'' denilince ne anlaşılıyor?
    • 23 Ağustos 2012 Sadece cenazede değil
    • 19 Ağustos 2012 PKK’nın ''kontrol bende'' mesajı
    • 15 Ağustos 2012 PKK ile ilgili yanılgılar
    • 8 Ağustos 2012 Şemdinli’de neler oluyor?
    • 6 Ağustos 2012 PKK saldırılarının şifreleri
    • 5 Ağustos 2012 Büyük tasfiye
    • 29 Temmuz 2012 Kuzey Irak’ta ağzı sütten yanan Türkiye
    • 27 Temmuz 2012 Ankara’nın Barzani tercihi
    • 26 Temmuz 2012 PKK ve Kürt sorunu boyut değiştiriyor
    • 22 Temmuz 2012 Esad’ın tutunması artık çok zor

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,010 µs