En Sıcak Konular

Ahmet Taşgetiren


Ahmet Taşgetiren
0 0 0000

Orada ne oldu?



Sınırda ne oldu? 35 ölü neyin nesi? Kim haklı? Genelkurmay mı, köylüler mi?
Eğer gerçekten terör grubu olduğundan emin olunmamışsa bombardımana nasıl karar verildi? İstihbarat nasıl işledi? Çok kötü bir olay. Çok vahim. Terörle mücadele bir tutkuya, hatta şehvete mi dönüştü? Olan biten süratle açıklığa kavuşturulmalı. Değilse bu olay, teröre değil, terörle mücadeleye vurulan en büyük darbe olacaktır.

........

Zana neyi göze alıyor?

-Önce bir Saddam gerekli. Eli kanlı, cani. Diktatör.
-Bir Baas Partisi gerekli.
-Sonra bir iç savaş gerekli.
-Sonra bir başka ülkeye işgal girişimi gerekli.
-Sonra bir uluslararası müdahale gerekli.
-Sonra bir uçuşa yasaklı bölge gerekli.
-Sonra bir süper güç işgali gerekli.
-Sonra bölge ülkelerinin zımni onayı gerekli.
-Sonra, sonra, sonra...
Kuzey Irak'ta bir Kürt yönetimi kuruluyor.
O bile, Irak'ın bütünlüğü içinde bir yapı halinde teşkil ediliyor.
Kürtler'in böylesine yoğun yaşadığı bölgenin "Kürt" niteliği bile hâlâ netleşmiyor.
Ortada Kerkük gibi, çözümlenmesi herkesi zorlayan demir leblebi niteliğinde bir sorun duruyor.
Ve o yapı, Türkiye ile iyi ilişkilerin kaçınılmazlığını idrak noktasına geliyor.
Üstelik Kuzey Irak'a ebelik yapan işgal gücü de, çekilip giderken ona, "Türkiye ile iyi geçin" ikazını yapıyor.

Kürt siyasetçilerin kafası karışık

Türkiye'deki Kürt siyasetçilerin kafası karışık. Henüz "Demokratik özerklik" talebinin içi doldurulamazken, Leyla Zana, "Demokratik özerklik yetmez, Kürtler'e kendi kaderini tayin hakkı verilmeli" çıkışını yaptı bağımsızlık, federasyon gibi ihtimalleri zikretti.
Türkiye artık her şeyi tartışabiliyor. Bölünmeyi de tartışıyor.
Zana'nın "kendi kaderini tayin" çıkışı da, tartışılabilir uç konular arasına girmiş oluyor.
"Kürt coğrafyası" ifadesi, birçok Kürt siyasetçi tarafından sıklıkla kullanılıyor. Bu kullanım, böyle bir kavram etrafında siyasi bilinç oluşturma açısından önemli bir propaganda stratejisi.
Geçmişten bugüne uzanan bir "Kürdistan" olgusu da gerçek.
Ama acaba bugün, "Kürdistan"ı tanımlamak ne kadar mümkün?
"Kendi kaderini tayin" gibi bir durum söz konusu olduğunda soruyu "Hangi Kürtler"e soracaksınız ve o Kürtler diyelim böyle bir karara vardıklarında, nasıl bir kader tayinini, hangi coğrafya için gerçekleştirecekler?

Bir coğrafya tayini

Aslında "Demokratik özerklik" dendiğinde de, bir coğrafi yapı tayini gerektiğini herkes biliyor ama onun tayininin kolay olmadığını da Türk-Kürt herkes biliyor.
Böyle bir coğrafya tayininin, Türkiye çapında yol açacağı sorunlar da, bilinmeyen şeyler değil.
Bütün bunlar "Bekara karı boşamak kolay" türünden tartışılırsa, diyecek bir şey yok.
Ama gerçeklik safhasına gelindiğinde, işin içinden çıkmak mümkün değil ya da benim çoğu zaman söylediğim gibi "çocukları karınlarından ikiye kesip bölüşme"ye kadar işi geliştirmek gerekiyor. Çünkü kendi kaderini tayin hakkını, birbirine karışmış, Türk, Kürt, Zaza, Kırmançi, Sünni, Alevi, Laz, Çerkez, Boşnak, Arnavut, İstanbul, Diyarbakır, Mersin, İzmir, Kayseri, Van, vs... Tüm toplum yapısı ve tüm ülke için gündeme almak lazım ve işte bu, memleketi Babil Kulesi'ne döndürme anlamına geliyor.
Ben, sade Kürt insanının, Leyla Zana gibi uçuk düşünmeyeceğinden adım kadar eminim.
Geriye ne kalıyor?
Türkiye'nin işgaline bel bağlamak...
Leyla Zana, içindeki şeytanı susturmazsa, onu en çok Kürt sağduyusu taşlayacaktır, benden söylemesi...

bugün

Bu yazı 1,092 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 25 Eylül 2012 Vesayet tortusunu silmek...
    • 20 Eylül 2012 Ana gündem: Terörü yok etmek
    • 12 Eylül 2012 Gültan Kışanak kaçırılsa...
    • 11 Eylül 2012 AK Parti formatının önemi
    • 9 Eylül 2012 Ne kadar çok ''keşke'' diyoruz
    • 7 Eylül 2012 ''Akil adam'' enstrümanı
    • 28 Ağustos 2012 MGK ne yapacak?
    • 26 Ağustos 2012 Düşme, düşersen üzerine çullanırlar
    • 19 Ağustos 2012 Bayram nostaljisi
    • 14 Ağustos 2012 Aygün ve bölgenin çıplak gerçeği
    • 12 Ağustos 2012 115 asker ölseydi...
    • 9 Ağustos 2012 ''Güvenlikçi politika''
    • 7 Ağustos 2012 Şemdinlili bir ananın Karayılan'a mektubu
    • 2 Ağustos 2012 ''Daha büyük harita''
    • 27 Temmuz 2012 Ortak mutluluğu planlamak
    • 26 Temmuz 2012 Ortadoğu'da ne oluyor?
    • 24 Temmuz 2012 Bölgesel Kürt yapılanması
    • 19 Temmuz 2012 Erdoğan'ın kurgusu ne?
    • 18 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu için son raunt
    • 27 Haziran 2012 Türkiye sınanıyor

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,895 µs