0 0 0000

28 Şubat'ın rövanşı

Meclis koridorlarında dolaşıp, tartışmaları izledim. Yetinmedim, 15 Ağustos 1997 tarihli Meclis tutanaklarını inceledim.

 MGK'da alınan karar gereğince 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitime geçilecek haberlerini görünce, söylenecek bir şey kalmadığına inandım.

Eğer bir yasa, 28 Şubat ürünüyse, eğer eğitimle ilgili bir düzenleme MGK kararı olduğu için yapıldıysa, orada tartışılacak bir şey olduğunu düşünmüyorum.

 Rejim içerisindeki konumu tartışmalı olan, 28 Şubat sürecinde hükümetler üstü anti demokratik bir konum elde eden MGK'ya temelde itirazım olmasına rağmen, yine de ülke güvenliğiyle ilgili aldığı kararı tartışabilirim. Ama eğitimin süresi ve şekliyle ilgili karar almasını, bu kararın ara rejimin payandası olan partilerce Meclis'ten geçirilmesini, o gün de anlamadım, bugün de kabullenmem mümkün değil.

 Temel itirazım buna.

 Şimdi getirilen düzenlemenin her harfi tartışılabilir ama bir şey tartışılamaz. O da, o zaman 28 Şubat postmodern darbesinin ürünüydü o düzenleme. Karar hükümet ya da parlamentoda değil, MGK'da alındı. Onun arkasında darbenin tankı vardı.

 Şimdi getirilen düzenlemenin arkasında ise millet iradesi var. Bunu tartışmam.

 Demokrasiye inananlara yakışan darbe dönemi kalıntılarını ayıklamaktır. AK Parti iktidarının 28 Şubat darbesinin ürünü olan yasayı kaldırmasından daha normal ne olabilir?

 Bir yandan 12 Eylül'ün hesabını sor. Diğer yandan Ayışığını, Sarıkızı, Balyozu, Darbe Andıcı'nı yargıla, 28 Şubat'a soruşturma aç. Ama darbe ürünü olan 8 yıllık eğitime dokunma.

 Bu olmaz.

28 Şubatçıların imam hatip düşmanlığı sonucunda getirilen kesintisiz eğitimle ilgili düzenleme mesleki ve teknik eğitimin köküne kibrit suyu döktü.

AK Parti'nin zorunlu eğitime 12 yıla çıkaran ve kademeli hale getiren kanun teklifi hakkında CHP'nin, "İmam hatiplerin orta kısmını açmak istiyorlar" diye ortalığı velveleye vermesini ise bir ölçüde anlıyorum.

 Eksik olmakla birlikte tespitlerinde isabet ettikleri bir nokta var.

 Yapılacak düzenleme ile 28 Şubat'ın imam hatip düşmanlığı uğruna büyük zarar verdiği teknik ve mesleki eğitime yeniden hayatiyet kazandırılıyor. Ama aynı zamanda imam hatiplerin orta kısmının açılmasının da yolu açılıyor.

 Açılmalı da...

 Bu CHP'nin imam hatip düşmanlığını anlamak mümkün değil.

 Tek parti devrinde Kur'an Elifbasını yasaklayan, 1400 yıldır okunan Arapça ezanı susturan, dindar nesil denilince kırmızı görmüş boğaya dönen ve 28 Şubat sürecinde imam hatip düşmanlığına Meclis'te aktif bir destek veren CHP'nin, yeni düzenlemeden memnun olması beklenebilir mi?

 İbret olması için o gün Meclis'teki görüşme tutanaklarından bazı bölümleri aktarmak istiyorum.

 SITKI CENGİL (Devamla) – Birbirimizi kandırmayalım; doğru konuşalım, doğru oturalım. Ne yapıyor; ilk etapta imam-hatip okullarının orta kısımlarını kapatıyorsunuz.

 NİHAT MATKAP (CHP) – Yok öyle bir şey.

 SITKI CENGİL -Özellikle Anavatan Partisi'ne mensup "milliyetçi muhafazakârım" diyen, milliyetçi muhafazakâr seçmenden oy alan arkadaşlarıma sesleniyorum. Beyler, Cumhuriyet Halk Partisi'nin din ile hesaplaşması normaldir. Ama, Anavatan Partisi'nin bu konuda taşeron olmaması lazımdı.

 REFİK ARAS (ANAP)- Sen, kendine bak!..

 MİKAİL KORKMAZ (RP) – Bir nesil yok edilmek isteniyor; kurtlar sofrasında bu nesil yenmek isteniyor. Yiyemeyeceksiniz; çünkü, midenize oturacak. İmam-hatipler ANAP'ın midesine öyle oturacak ki, o parti bunun bedelini yarın ödeyecek.

 HALİL CİN (ANAP)- Türk kimliğini reddeden, Arap milliyetçiliğine tutkun, cumhuriyet aleyhtarı insanlar da yetiştirebilen... (RP sıralarından "Yuh" sesleri, gürültüler; ANAP, DSP ve CHP sıralarından alkışlar) ...mevcut kesintili eğitimin millîlik karakteri tartışmaya çok açıktır...

 TEVHİT KARAKAYA (RP) – Yuh sana!

 İktidar uğruna imam hatiplerin orta kısmının kapısına kilit vurulmasına ve Kur'an bülbülü hafızlarımızın eğitimine zarar veren 8 yıllık kesintisiz eğitime destek veren ANAP'ın yerinde yeller esiyor bugün. DSP de yok. CHP ise müzmin muhalefet olarak din ve dindarlar adına her türlü girişime karşı çıkmaya devam ediyor.

 Yaptığı yanlış ama CHP, genlerinde olanın gereğini yapıyor.

Dilerim geçmişte ANAP'ın düştüğü hataya MHP düşmez.

İşte ölçü.

 O gün bugün millet adına imam hatipleri savunan kadrolar iktidarda.

 28 Şubat'ın hapse attığı imam hatipli Recep Tayyip Erdoğan ise Başbakan.

 Buna karşı çıkanların akıbeti ise ortada.

 Bundan daha ibret verici bir şey olabilir mi?

12 Eylül'ün rövanşı 12 Eylül referandumunda alındı.

 28 Şubat'ın 15 yılında ise imam hatiplerle ilgili adım atılıyor.

Oğuzhan Bey, 28 Şubat'la böyle hesaplaşılır.

 28 Şubat'ın tanklarını yürüten İzzet İyigün paşayı partiye davet ederek değil...

yenişafak

Bu yazı 1,380 defa okundu.