En Sıcak Konular

Süleyman Yaşar


Süleyman Yaşar
0 0 0000

Türkiye'nin notu niye artırılmıyor?



Ülkelerin kredi derecelendirme notları o ülkeye yabancı sermaye girişini belirliyor. Eğer notunuz yüksekse doğrudan yabancı sermaye girişi artıyor ve daha düşük faizle borçlanıyorsunuz.
Aksine notunuz düşük olduğunda sermaye girişi kısıtlanıyor ve yüksek faizle borçlanmak zorunda kalıyorsunuz.
Kredi derecelendirme notundan baktığımızda Türkiye hâlâ yatırım yapılamaz seviyede tutuluyor. Oysa Türkiye aldığı kamu borçlarını bu güne kadar aksatmadan ödemiş bir ülke. Ve halen kamu bütçesi açığı ve borç yükü, ekonomik performansıyla kıyaslandığında pek çok ülkeden daha iyi durumda. Bütün bu olumlu faktörlere rağmen Türkiye'nin notunun batmış İzlanda, Portekiz, İrlanda hatta İtalya gibi ülkelerin altında tutulması düşündürücü. Hatta ekonomik performansı Türkiye'den geride olan Polonya'nın notunun A seviyesinde olması notlamanın kasıtlı olduğu düşüncesini güçlendiriyor.
Peki niye Türkiye'nin notu yatırım yapılabilir seviyeye yükseltilmiyor? Yükseltilmiyor çünkü böyle bir durumda hemen 50 milyar dolar tutarında doğrudan yabancı sermayenin Türkiye'ye girmesi ihtimali var. Bu paranın gelmesi içerden ve dışarıdan bazılarınca istenmiyor. Doğrudan yabancı sermaye girişiyle faizler gerileyeceği için, bu kolay para kazanmaya alışmış faiz lobisini rahatsız ediyor.
Dünyada ucuz olan parayı Türkiye'de beş altı katı faiz oranıyla satmaktan asla vazgeçmek istemiyorlar.
Türkiye'nin notunun yükseltilmemesinin ikinci nedenine gelince... Bu neden, Başbakan Erdoğan. Çünkü Türkiye'nin notu yükseldiğinde Başbakan Erdoğan'ın itibarının daha da artacağı düşünülüyor. Hem kamu bütçesi yönetiminde başarılı olup, hem eğitim ve sağlık harcamalarını ilk defa askeri harcamaların üzerine çıkartıp, hem de bütçe açığını ve borç yükünü düşüren Başbakan içeride ve dışarıda pek çok kişiyi kıskandırıyor.
Dünyada pek çok ülke devlet kaynaklı mali kriz yaşarken, Türkiye'de kamu maliyesinin sağlamlığı ekonomik istikrarın güvencesini oluşturuyor.
Öyle ki önceki gün açıklanan verilere göre, ABD bankalarına yapılan stres testinden, ABD'nin üçüncü büyük bankası Citigroup'la birlikte SunTrust, MedLife sigorta şirketi ve Ally Financial gibi dört büyük kuruluş geçemedi. Bu finansal kuruluşların sermayeleri aranan yeterlilik seviyesinin altında kalıyor.
Ve sermaye takviyesi gerekiyor. Aksi takdirde ABD kamu maliyesi her biri için birer risk. Türkiye'de ise kamu maliyesinin sağlamlığı yanında bankalar da sağlam. Bankaların sermaye yeterlilik oranları küresel düzeyde aranan seviyenin çok üzerinde bulunuyor.
Peki bu ne anlama geliyor? Kırılganlık göstergeleri açısından Türkiye'nin ABD'den daha iyi durumda olduğu anlamına geliyor bu. O halde neden Türkiye'nin notu yükseltilmiyor?
Tekrar edelim, birinci neden faizler düşecek korkusu, ikincisi de Başbakan Erdoğan'ın itibarı daha da artacak korkusu. Yoksa öyle notun artışını engelleyen, artık ezbere söylendiği iyice açığa çıkan cari açık seviyesi değil. Çünkü bütçesi ve bankaları güvenilir olan bir ülkede, cari açık, not seviyesini engellemez. Kaldı ki cari açık, kamu kesiminden kaynaklanmıyor. Tamamen özel sektörün ürettiğinden fazla harcamasından ortaya çıkıyor.
Peki bu fazla harcama nasıl finanse ediliyor?
Bizde özel sektör, harcamalarının büyük kısmını yurtdışında tuttuğu parasıyla yapıyor. Türkiye'deki şirketine yurtdışından borç veriyor. Böylece borçlu şirket vergi ödemiyor. Borcun alacaklısıyla borçlusu aynı kişi oluyor anlayacağınız. İşte bu nedenle bizim ekonomideki cari açık sürdürülebiliyor. Aksi takdirde sürdürülmesi mümkün olamaz.
Gelelim kredi derecelendirme kuruluşlarına...
Eleştirildiklerinde, bu kuruluşların bağımsız ve objektif oldukları ileri sürülüyor. Hiç de öyle değil. Bu kuruluşların tarihleri şantaj ve parayla not verme vakalarıyla dolu. Bu kuruluşlar objektif olsalardı, batana kadar Yunanistan'ın, Portekiz'in, İrlanda'nın, İzlanda'nın, İtalya'nın notu hiç A seviyelerinde olur muydu? Hatta ABD'de şirket ortaklarını kandıran yöneticilerin batırdığı Enron şirketi skandalı yaşanır mıydı? Ya da 2008 krizinde yıkılan konut finansmanı kuleleri olayları yaşanır mıydı?
Bu soruların cevaplarını almadıkça, siz siz olun, röportajlar verip, objektif olduklarını ileri süren, hatta "biz notlarımızı komisyondan geçiriyoruz" diyerek meşruluk kazanmaya çalışan kredi derecelendirme kuruluşlarının yöneticilerine inanmayın. Sanki komisyondan geçirince notlar doğru oluyormuş gibi! Bunların hepsi birer yalan.
Amaçları, Türkiye'den kolay para kazanmayı sürdürmek. Bu yüzden, Türkiye'nin notu istenen seviyeye gelinceye kadar faiz lobisiyle mücadeleyi asla kesmemek gerekiyor.

sabah

Bu yazı 1,359 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 25 Eylül 2012 Kriz mi var?
    • 24 Eylül 2012 Yüksek faiz yüksek vergi
    • 21 Eylül 2012 Eksen kayması derler sakın kanmayın
    • 19 Eylül 2012 2001 krizinde ABD, IMF'nin Türkiye için yardım talebini geri çevirmiş
    • 14 Eylül 2012 Madem her şey çok kötü, niye AK Parti önde?
    • 12 Eylül 2012 Riskler azaldı, hâlâ notu niye artırmıyorsunuz?
    • 10 Eylül 2012 Altında yeni fiyat ne olacak?
    • 7 Eylül 2012 Draghi'nin planı Türkiye'nin notunu artırır mı?
    • 6 Eylül 2012 Sosyalist Enternasyonal'in Kürt sorununa çözüm önerisi ne?
    • 3 Eylül 2012 The Economist'in iki tuhaf isteği
    • 24 Ağustos 2012 Anadolu sermayesi mi, İslami burjuvazi mi?
    • 22 Ağustos 2012 Niye Gaziantep hedef seçildi?
    • 16 Ağustos 2012 Faiz lobisi şimdi ne diyecek?
    • 13 Ağustos 2012 İran niye Türkiye'ye kızıyor?
    • 9 Ağustos 2012 Faiz lobisine kötü haber: Londra zorda!
    • 7 Ağustos 2012 Türkiye'nin dış ekonomik riskleri ne?
    • 1 Ağustos 2012 Para niye Türkiye'ye gelecek?
    • 30 Temmuz 2012 Babamın bavulu Kıbrıs'ta
    • 25 Temmuz 2012 Obama küresel yolsuzluk dosyalarını niye açıyor?
    • 20 Temmuz 2012 Erdoğan'a niye kızıyorlar?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,674 µs