En Sıcak Konular

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta



Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
0 0 0000

Ot-Çöp tüccarlarından alacağımız dersler de var



Özgür Hekimler Platformu” adına Op. Dr. İbrahim Sözen’ in Sağlık Bakanlığı, Gıda-Tarım-Hayvancılık Bakanlığı, Türk Tabipleri Birliği ve savcılıkları göreve çağıran “Bilim ve akıl aşağılanıyor” başlıklı mektubunu sitemde okuyabilirsiniz.

Kimler harekete geçer, kimler neler yapar bilemiyorum.

Bekleyelim, görelim ama hiçbiri kılını bile kıpırdatmayabilir.

Hiç de şaşırmam.

Çünkü ben bu mevzuda pek çok yazı yazdım.

Ne yukarıda adı geçen kurumlardan, ne doktor, gazeteci, televizyoncu meslekdaşlarımdan, ne üniversitelerden ve ne de RTÜK, Gazeteciler Cemiyeti veya benzeri teşkilatların hiçbirinden hiçbir tepki görmedim.

Fitoterapiye karşı değil destekçisiyim

Fitoterapiye (bitkilerle tedavi) değil insanların bu vasıta ile “kandırılmasına” her zaman karşıyım.

Buna itiraz etmesi, harekete geçmesi gereken kuruluşların ve eşhasın sessizliğine, vurdumduymazlığına bir mâna veremiyorum.

Sanki duruma “alan memnun satan memnun” anlayışı hâkim.

Daha birkaç gün önce şunları yazdım:

“Fitoterapi, ağızları iyi laf yapan şarlatanların ellerine teslim edilmemesi gereken ”değerli bir bilim dalı“dır.

Sağlık Bakanlığı (çünkü üniversitelerden hiçbir ümidim yok!) fitoterapiye sahip çıkmalı ve acilen bir “Fitoterapi Enstitüsü” kurmalıdır.

Bitkiler bu merkezde sistemli bir şekilde araştırılmalı; etkinlikleri, nerede ve nasıl kullanılacakları bilimsel yöntemlerle belirlenmelidir.”

Kendime artık “Sana ne be adam. Otur oturduğun yerde; karışma etliye sütlüye. Oradan buradan, havadan sudan yaz gitsin.” diyorum.

Diyorum ama gene de duramıyorum.

Şu sorular aklımı kurcalayıp duruyor

Acaba Sağlık Bakanlığı “Millet ilaç yerine ot-çöp kullanır da ilaca yaptığımız harcamalar azalır” diye düşünüyor olabilir mi?

Gıda Tarım Hayvancılık Bakanlığı “besin” oldukları için ruhsat verdiği ürünlerin “hastalıkları önleyici ve tedavi edici” iddialarıyla reklâmlarının ve satışlarının yapıldığını bilmiyor mu, biliyor da sesini mi çıkarmıyor?

Türk Eczacılar Birliği bu mevzuda dünyayı ayağa kaldırmayacaksa “melisa çayı içsin” keyfine baksın, öyle değil mi?

Bu medyanın “âkil adamları” nerededirler, neden konuşmaz, yazmazlar ya da bunlar zaten yok mudurlar?

RTÜK neden sadece “zavallı sigara firmalarının” ensesindedir?

Üniversiteler, hele de Eczacılık Fakültelerinin Fitoterapi ve Farmakognozi ve Tıp Fakültelerinin Halk Sağlığı, Farmakoloji bölümlerinin üzerine ölü toprağı mı serilmiştir?

Tam güne karşı “tam bir birlik” olan, “tam kadro” yürüyüşler yapan, gazetelere “tam sayfa” ilanlar veren Hocalarımız neden sus-puslar?

Herkesin akıllısı ben miyim?

Gelelim neticeye

Bu sorulara makul ve mantıklı cevaplar bulamayınca da ot-çöp satarak paraya para demeyenlere söyleyecek sözüm kalmıyor, hatta onları takdir bile ediyorum.

BİR: Birçok kişinin ilaç almamasına sebep olarak onları ilaçların aksi tesirlerinden korumuş oluyorlar. 

İKİ: İlaçlara ödenecek paralara mâni olarak devlet bütçesine katkıda bulunuyorlar. Döviz kaybını önleyerek cari açığın kapanmasına da yardımcı oluyorlar.

ÜÇ: Modern tıp ulemasına ‘ömür boyu ilaç kullanılmasını şart koştuğu şikâyet ve hastalıkların otla-çöple geçtiğini’ göstererek iyi bir ders veriyorlar.

DÖRT: Reklâm piyasasına iş çıkarıyorlar, vergi veriyorlar, istihdam ve katma değer yaratıyorlar.

BEŞ: Televizyonlara ‘bedavadan’ reyting, gazetelere tiraj kazandırıyorlar.

ALTI: Ot-çöp satarak da çok iyi para kazanılabileceğini göstererek ekonomi dünyasına örnek oluyorlar.

Daha ne olsun!



Bu yazı 1,921 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 31 Ekim 2014 Günde 3 bardak süt kemik kırığı ve ölüm riskini artırıyor
    • 14 Mayıs 2013 Akademik sahtekârlık geleneğinin kime ne zararı var
    • 11 Aralık 2012 Yakında ruh hastası olmayan kalmayacak
    • 9 Ekim 2012 Bir Türk tıp alanında Nobel alabilir mi?
    • 3 Ekim 2012 Burun damlaları ile aldatılıyor muyuz?
    • 2 Ekim 2012 Kimi kime şikâyet edelim?
    • 1 Ekim 2012 Türkiye'de mamografi taramaları rezaleti
    • 16 Eylül 2012 Mamografi taramalarına karşıyım
    • 10 Eylül 2012 Modern tıbbın son numarası: Aşırı teşhis
    • 8 Eylül 2012 Mamografi kanser riskini arttırıyor
    • 7 Eylül 2012 Benzer ilaç nedir?
    • 28 Ağustos 2012 Meme taraması saç taramaya benzemez
    • 14 Ağustos 2012 Antibakteriyel ürünlerdeki büyük tehlike
    • 6 Ağustos 2012 Sağlıklı suda hiçbir mikrop olmamalıdır
    • 30 Temmuz 2012 Enerji içecekleri yasaklanmalıdır
    • 23 Temmuz 2012 Damacana mı musluk suyu mu?
    • 10 Temmuz 2012 İlaç tanıtımında bundan iyisi Şam'da kayısı
    • 23 Haziran 2012 Bir sağlık haberi skandalı
    • 13 Haziran 2012 Ot-Çöp tüccarlarından alacağımız dersler de var
    • 17 Nisan 2012 Sönmez gene döndü

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,548 µs