En Sıcak Konular

Soli Özel


Soli Özel
0 0 0000

İsten(mey)en rol?





Connecticut eyaletinde Salı günü yapılan Demokrat Parti önseçimlerinde Joe Lieberman yenildi. Lieberman partisinin 2000 yılındaki Başkan yardımcısı adayı ve güçlü bir senatördü. Önseçimleri kaybetmesinin görünür tek nedeni Irak savaşına destek vermesiydi. Yalnızca destek vermekle kalmamış, daha sonra da Bush yönetimine yakın durmuştu. Hatta günün birinde Bush kendisine sarılmıştı. Yenilgi o desteğin ve sarılmanın faturasıydı.
Faturalar yönetim, bölge ve dünya açısından da artıyor. Bush yönetiminin süngüyle ya da füzeyle demokratikleştirme politikası beklendiği gibi iflas etti. O hedeften vazgeçildiğinin işaretleri çok. Bölge ülkelerindeki zaten cılız laik sivil toplum hareketleri Irak, Filistin ve Lübnan savaşlarının getirdiği radikalleşme nedeniyle devre dışı kaldı. Bush yönetimi geçen sene Sedir devrimi nedeniyle Lübnan'daki demokratik harekete destek vermişti. Şimdi Lübnan'da tüm ekilenleri yakan İsrail saldırısına koşulsuz destek veriyor. Bunun da Batı'ya yakın tüm demokratik hareketlere yüklü bir fatura çıkaracağına kuşku yok.

ABD zamanında fırsat tepti


Hamas ve Hizbullah gibi devlet dışı aktörlerin kazandığı güç ve prestij Ortadoğu'daki devletleri tedirgin etti. İran'da Hatemi döneminin ılımlı yaklaşımlarını elinin tersiyle iten ABD şimdi daha güçlenmiş bir İran ile başa çıkmak zorunda. İsrail düşmanlığı ve ABD'ye kafa tutma gücü sayesinde İran hem Irak savaşının hem de şimdilerde Lübnan savaşının rantını topluyor. Bu nedenle savaş bir İran-İsrail/ABD savaşı olarak da değerlendiriliyor.
Suud Kralı Abdullah'ın Türkiye'yi ziyaretini de bu çerçevede değerlendirmek gerekiyor. Muhafazakar Suud rejimi ve diplomasisi bölge üzerindeki demokratikleşme baskısının kalkmasından gayet memnun. Ancak İran'ın bu ölçüde güçlenmesinden rahatsız. ABD'nin Irak'tan çekip gitme ihtimalinden de kaygılı.


Arap devletleri İran karşısında güçsüz.

Irak'ta Şiilerin iktidara gelmesinin sonuçlarından tedirgin. Savaşa dek Körfez bölgesinde İran'ı Irak askeri olarak dengelerdi. Kısa vadede Şii yönetiminde bir Irak'ın buna soyunması mümkün değil.
Bunların ötesinde Şii veya Sünni olsun, devlet dışı aktörlerin (Hamas, Hizbullah) İran güdümünde siyaseten yükselmelerinden rahatsız. Bu nedenle en azından Lübnan savaşının başında Hizbullah'a karşı tavır aldı. İsrail'in Lübnan'da Hizbullah'ı en azından yeniden silaha başvuramayacak hale getirmesi bu bağlamda Suudların da işine geliyor.

Tarih tekerrür edecek?

Amerikan diplomasisi ise İran ile kapsamlı bir mutabakata varma eğiliminde değil. İran rejiminin değiştirilmesinden vazgeçtiği izlenimini vermiyor. Amerikan politikaları ve şu sıradaki İran tavrı bir bölgesel güvenlik anlaşmasını yakın vadede gündeme getirmiyor. Bu durumda çatışma ihtimali ve bölgedeki büyük istikrarsızlığın artma eğilimi güçleniyor.
Şark-ül Avsat gazetesinde Tarık El Homayed'in yazdığı gibi Türkiye "önemli bir bölgesel güç, NATO üyesi ve AB kapısının eşiğinde....Bugünkü koşullarda Türkiye Irak'ın bütünlüğünü Arap ülkelerinden daha iyi garanti altına alır...Tarih bize İran'ı Şii yapan... Safevilerin ihtiraslarının Osmanlı İmparatorluğu tarafından engellendiğini söyler. Görünüşe göre tarih tekerrür edecek..."
Irak savaşı daha başlamadan önce Türkiye zayıflamış bir Irak'ın yerini almak zorunda kalacağından kaygı duymuştu. Yani İran'ın stratejik dengelenmesi işinin kendisine kalmasından korkuyordu. Eğer El Homayed'in görüşleri resmi Suud görüşlerini yansıtıyorsa o zaman şu soru gündemdedir: Türkiye Körfez bölgesinin denge gücü olmak istiyor mu?



Bu yazı 934 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 20 Temmuz 2008 İyimserlik
    • 10 Ağustos 2006 İsten(mey)en rol?
    • 29 Haziran 2006 Yol ayrımı
    • 11 Mayıs 2006 İran'ın hamlesi

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,789 µs