0 0 0000

Siz öyle gördünüz: Uçak Rusya’dan kalkmadı, Türkiye’ye inmedi

Moskova’nın Suriye’yi terk edeceğine kanıt olarak sunulan yeni parametreler ortaya çıksa da, bugün için Kremlin’in Şam’a ilişkin pozisyonu ancak "dalgalı" olarak tanımlanabilir...

 

Bu durum ABD ve müttefikleri açısından bir aşama, karşı cephe açısından korkutucu bir "değişiklik" anlamına geliyor...

 

Küresel markette Rusya’nın Suriye krizinde nasıl ikna edilebileceği, "ne ödeneceği" üzerine kurulmuş halde...

 

Pazarlığın Rus ihtiyaçlarına göre şekillenmiş alış-veriş listesi 3 kalem...

 

1)     Akdeniz’deki varlığının sembolü sayılan üs meselesi.

2)     Enerji oyunlarındaki varlığına tehdit hissetmemesi ve sabitlenmesi.

3)     Suriye ve İran’a rabıtalanmış silah satışlarının korunması ve/veya ikamesi.

 

İçinde bulunduğumuz Ekim ayında gerçekleşen, Irak Başbakanı Nuri el Maliki’nin Rusya ziyareti sırasında imzalanan "sürpriz" silah anlaşması, 4 milyar doları aşan hacmiyle-hani magazin diliyse söylersek-"göz doldurdu".

 

Böylece Rusya, Irak’a silah satan ülkeler sıralamasında ikinci sıraya fırladı.. Birinciyi söylemeye herhalde gerek yok.

 

Esasen, bir süredir "tartışmalı" hale gelen Bağdat yönetimi üzerindeki ABD etkisi de bu vesileyle artık anlaşılmış olmalı!

 

Rusya’nın önemsediği konulardan biri de, Akdeniz’de gelişen enerji potansiyeli.. İsrail’in bulduğu devasa doğalgaz kaynaklarının Moskova’dan bağımsız olarak Avrupa’ya eriştirilmesi fikri, Putin için "böbrek ağrısı" ağırlığında...

 

Şimdi Gazprom eliyle Rusya da bu plana dahil olmak/edilmek üzere İsrail’e yüklü bir teklif götürmüş durumda...

 

Rusya’nın ekonomik bekasını hedef almasından başka, Avrupa üzerindeki politik etkisini de sınırlayabilecek-ilk işaretlerini bu köşeden okuduğunuz-Akdeniz enerji dengesi çok katmanlı ve çok oyunculu bir plan aslında.

 

Özetle, iş bitmiş değil ama olursa Rusya’nın bu kadar büyük bir ikramı reddetmesi zor...

 

Geriye üs meselesi kalıyor.. Daha doğrusu, Rusya’nın fiyakasının bozulmadığını bölgeye gösterecek, "askeri varlığını" bayrağını da dalgalandırarak ilan edecek, "varım" diyebileceği bir "arazi"...

 

Şam rejiminin ardından Tartus Üssü’nün nasıl ikame edileceği-kalabilir de-üzerinde çok fikir var.. Şu kadarını yazalım; bu biraz Esad’ın “nasıl gittiği” veya “nasıl kaldığı” ile ilgili olacak!..

 

Peki, el sıkışma ne zaman?..

 

6 Kasım’dan önce değil!. Hatta belki Putin’in Türkiye ziyaretinden önce de değil!

 

Anımsanırsa Putin’in Türkiye’ye yanında sürprizli bir hediye getireceğine ilişkin yaygın kanaat var(dı).. Sonra 14-15 Ekim’de yapılacak ziyaret Kasım ayına ertelendi.

 

Bu değişiklik, Putin-Erdoğan telefon konuşmasında dile getirildikten sonra, Suriye uçağının “zıpkın” zoruyla Ankara’ya indirilmesinden önce kamuoyuna yansıdı!

 

Bir ihtimal 20-22 Kasım’da Putin elleri dolu mu yoksa boş mu geldi ortaya çıkacak...

 

Rusya istediklerini alır ve ikna olursa, kendi tarafına düşen mesuliyetleri yerine getirirken Ortadoğu’dan dikkatle izlenen “duruşu”nun düzgün/doğal görünmesi gerekiyor.

 

Yani Suriye’nin arkasında durduğunu, amiyane tabirle "dostlarını satmadığını" bölgeye şeklen de olsa göstermeli.

 

Nadir rastlanır biçimde, Moskova içinden yüksek ve kaliteli istihbarat bilgileriyle beraber ABD tarafından Türkiye’ye ihbar edilen Rusya kalkışlı Suriye uçağı işte bu görüntüyü sağlıyor!..

 

Yani uçak fiilen Rusya’dan kalkıp Türkiye’ye indi ama.. Görev kâğıdında "hareket" ve "hedef" noktaları daha farklıydı. 

 

http://twitter.com/NedretErsanel 

Bu yazı 4,982 defa okundu.