Ortadoğu falcılığının kehaneti en 'şanslı' medyumlarından biri Mike Feghali olsa gerek.. Feghali’nin kudreti Lübnan eski Başbakanı Refik Hariri'nin 2005 yılında öldürüleceği iddiasının tutmasından geliyor!
Bölgenin tamamında olduğu gibi, Lübnan’da da falcılık/medyumluk faaliyetleri hayli popüler...
Tabii tüm medyumlar Feghali kadar şanslı değil.. Bir başka medyum Michel Hayek, Suriye lideri Esad’ın 2012 yılı içinde devrileceğine-üstelik TV ekranlarında-kalıbını basmıştı.. Bastığı kalıp soğuduğu halde Esad yerinde duruyor.
Lübnan’ın tanınmış medyumlardan biri de Maguy Ferah..
Ülke basınına yansıdığı kadarıyla, Esad’ın hâla dayanmasından ümitsizliğe kapılan bir grup zengin Suriyeli özel bir seans düzenlemiş.. Maguy da bu varlıklı Suriyelilerin gönlünü, "Esad altı ay içinde gidecek" diyerek 'ferah'latmış.
Haberin tarihinden hareket edersek, kehanetlerin Temmuz, hadi bilemediniz Ağustos 2013 başına kadar gerçekleşmesi gerekiyor.
Tabii fala inananlardansanız..
Değilseniz, daha somut kaynaklardan tarihlerde var elimizde..
Paris cinayetleri gündemi örttüğünden pek görülmedi ama Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu Washington’daydı.
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı William Burns, Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Phil Gordon, Yakın Doğu İşleri Müsteşar Yardımcısı Beth Jones ve Enerji İşleri Özel Temsilcisi Carlos Pascual ile görüştü.
Hatta bir ara Bakan H.Clinton’un "Hı" demek için odaya geldiği de söyleniyor.
Sinirlioğlu bu görüşmeler esnasında ABD’nin Suriye konusunda daha net bir duruş sergilemesini isteyince-"Obama hükümetinden uzmanlar"-kendisine Esad’ın ne zaman gideceğine ilişkin bir tarih vermiş!.
Bilin bakalım o tarih ne zaman?. Aynen öyle.. Lübnanlı medyumların verdiği tarih.. Yani altı ay sonra!
Demek elimizde biri "gaipten" biri de Washington’dan olmak üzere Esad’ın gidiş tarihini gösteren iki takvim "silüeti" var.
Doğrusunu söylemek gerekirse, benim bahsedilen zaman dilimine ilişkin daha tehlikeli beklentilerim var!
Arap Baharı ve ABD’nin bölgeden çekilişi sürecinde iyice şişen, Türkiye’nin güneyini boydan boya kucaklayan bir kuşak var; İran-Irak-K.Irak ve Suriye hattı her biri ayrı duran ama aslında çürümüş bir ağacı ayakta tutan derin köklere bağlı sorunlar üretiyor... (Şimdi bu kuşak İran’dan sonrasına da uzayacak, AFPAK üzerinden hem Çin’e hem de yukarı, Kafkaslar ve Orta-Asya’ya dokunacak ama şimdi girmeyelim.)
Bu sorunlar, belirtilen zamanlamayla Türkiye’yi içine çekmeye müsait bir kara delik yaratabilir.
Eğer Temmuz-Ağustos aylarını dalganın kırılma noktası, kerteriz sayarsak, 14 Haziran 2013’te gerçekleşecek İran başkanlık seçimlerini önemsemeliyiz!
Bir yandan ABD, İngiltere, İsrail ve kimi körfez ülkeleri seçim geriliminin üzerine gidecekler ama onlara da çok ihtiyaç yok doğrusu..
Hamaney’in sağlık durumu politik istikrarı tehdit ediyor. Öte yandan, Ahmedinejad bir daha seçilemeyeceği gibi, sistem bir müttefikini ikame etme ihtimalini zayıflatıyor.
Irak’ta ise Bağdat-Erbil dansı her an risk üretiyor ve Ankara’nın dengesini bozuyor.. Enerji, terör örgütü, Türkmenler, Musul-Kerkük kalemleri tam bu coğrafyada Ankara’nın tüylerini ürpertiyor ve olağanüstü bir durumda olağanüstü bir tavır geliştirmesini mümkün kılıyor!
(Maliki ve Esad konusunda ABD’nin basit bir paralel bakışı var; Suriye’ye karşı ABD’nin ağır çekim davranmasının da, Maliki’ye karşı fazla diş göstermemesinin de arkasında “radikal Sünni akımlar”dan duyduğu kaygı var. Öyle diyor! Bölgeden çekiliyor oluşu ve askeri temasdan sakınması, sanki Türkiye’yi itekliyor algısı yaratıyor!)
Türkiye’de ise Kürt açılımının ikinci denemesi yürüyor.. 2014 "seçimler" yılı olduğundan, yaz aylarında projenin başarısı konusunda somut işaretlerin gelmeye başlaması lazım!
İsrail’i de bu zamanlamadan vareste tutamayız.. 22 Ocak’ta seçimler olacak. Eğer, "altı aylık sürecin ilk günü hangisidir" dense, ben bu tarihi gösteririm.. Kaldı ki, seçimden birinci parti çıkacağı anlaşılan Netanyahu'nun (Likud) 2013 bahar aylarını işaretleyen Birleşmiş Milletler konuşması daha pek taze!
Türk Müsteşarı ABD Dışişleri’nde bir kapıdan çıkıp diğerine girerken, "alçak koltuk" namıyla maruf İsrailli muhatabı diğer kapıdan çıkıp Sinirlioğlu’nun ayrıldığı kapıya giriyordu.. Onlar da oradaydı!
Amerikan Dışişleri, "Türklerle ne zaman görüşsek İsrail, İsraillilerle ne zaman görüşsek Türkiye gündeme gelir” diyerek renk vermedi ama Danny Ayalon’un "mektupla özür önerisi" acaba hangi güne hangi mekâna denk düşüyordu?
Bu teklif kime ait?.İsrail’e mi?. İsrail içinde Ayalon’un ait olduğu gruba mı yoksa Ayolan artık o gruba ait değil mi?. Veya bu ABD’nin teklifi mi?..
Daha tehlikeli işaretler de var...
Rusya’nın neredeyse tüm dünyadaki filolarından parçaları bir araya getirerek hem Akdeniz’de hem Karadeniz’de gerçekleştirdiği tatbikat öyle böyle mesaj değildir!. Adam bir şey söylüyor!
Ama başkaları da söylüyor; “Binlerce, onbinlerce kilometre öteden gelip Irak'a girenler haklı oluyorsa, biz 910 kilometre sınırımız olan Suriye'de eli bağlı, tribünde seyirci olamayız. Gereği neyse yapmamız lazım ve yaparız.”
Başbakan bu lafları niye ve kime söylüyor?..
Demek 6 ay Ankara’yı kesmiyor! Ya da böyle bir tarih hiç zikredilmemiş!
Başbakan yukarıdaki sözleri kamuya açık söylüyor ama hemen devamında basına kapalı başka bir toplantıda, “Bizi mecbur edecek bir sebep olmadıkça Suriye’de sıcak bir çatışma gibi düşüncemiz yok. Sebep olursa da bundan asla geri durmayız” diyor.
İlkinde, "…. rağmen yaparız" havası var.. İkincisinde "sebep" arıyor...
O sebebi verirler!
O "sebep"in ne olduğunu biliyoruz.. Oluyor da...
http://twitter.com/NedretErsanel
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle