0 0 0000

Twitter kuşları hakikati bilmezler!

 

Ey kuş çocuk! Aradan biraz zaman geçince bu yaşadıklarını sakın yaşamadım demeyesin! Hayırlı bir ders çıkarırsın inşaallah bu yaşadıklarından! Gezindiğin için değil elbette… Kendini kullandırdığın için bu küresel şebekelere! Şirk-etlerin gözlüğüyle baktığın için bu toprakların hakikatine! Ey ‘deccal’ gözlüklü kuş çocuk!

Zamanın dışında mıyız ki birbirimizi anlayamıyoruz? Sen sahiden sanal mısın yoksa? Hangi eşitlik ve özgürlüğün peşindesin? Teknolojik bir üstünlüğe mi sahip olmak istiyorsun bu toplumun üzerinde? Ey Google gözlüklü, kuyruğu kesik Twitter kuşları! Asosyal ve apolitik ‘devrimci’ gençlik! Anlaşılan, sahici ‘bir’ insan yüzü ile karşılaşamamışsınız şimdiye kadar… ‘Dumansız ateş’ üzerinde gidip geliyor parmaklarınız… Ve bir yüzünüz bile yok! Ey yüzsüz gençler! Hiçbir hakikati olmayan sanal oyuncaklar! Bilgisayar oyunu mu zannettiniz bu yaşadıklarınızı? Bunca emek, gözyaşı ve acı sokakta kaldı! Siz sıcak yuvalarınıza mı döndünüz şimdi? Arkanızdaki küresel şirk-etler, reklâm ajansları, medyum medya ve bu ülkeyi bugüne kadar yağmalamış o şirk-et koçlarınız neredeler? Söyleyin şimdi! Ya bu ülkenin gerçekleri! Mazlum halkları! Onların tarihi yazmıyor mu sosyal medyada? Aşağıya doğru akıyor ya ekrandaki görüntü, siz ancak en üstte olanları okuyabiliyorsunuz belki de! Her zaman en üstte olanlardan mı olmak istiyorsunuz? Bir an önce o küresel zulmü yapanların arasına mı katılmak istiyorsunuz? Ey twitter oyuncakları!

Kafesteki kuşlara da özgürlük gelecek çok yakında! Sizin sanal kuşlar hariç! Onlar doğru haber getiremiyor ki size! Sizi kandırıyorlar her an… Aldatıp, sokağa döküyorlar… Bir Hollywood filmi gibi… Gerçek yönetmeni göremezsiniz hiçbir zaman! Hatta sizin gibi figüranları bile ilk defa orada görürsünüz… Gezinmeye gelmişlerdir aynı sizin gibi… Sadece o kadar! Kapitalizm nedir bilmezler! Emperyalizm, faşizm nedir bilmezler!  Bu ülkede neler yaşandı bugüne kadar bilmezler! Acının, işkencenin, zulmün, mazlumların tarihini bilmezler! Neyi bilirler peki?

Ey kozmopolit gençlik! Ey sanal bir kuş gibi zır zır öten gençlik! Sizi anlamamız mı gerekiyor bizim? Sizin tarihiniz, şirk-etlerin ‘tüketim’ tarihidir! Ey tüketici gençlik! Vicdanını bile tüketen gençlik! Bu topraklar size ait değildir! Siz ‘toprak’ nedir onu da bilmezsiniz! Toprak, hakikat ve aşk! Ey hakikat!

Ey mazlumlar! Ey bunca acının içinde ümidini hiç kaybetmeden sabırla bekleyen, seccadelerinin üzerinde sabahlayıp gözyaşı döken müminler! Cenab-ı Allah bizimledir! Bu Twitter çocukları için de ‘dua’ edelim… O tek ’bir’ hakikati onlara, Cenab-ı Allah’tan başka kim gösterebilir ki!

Ey tüm ülkelerin mazlum halkları! Tüketici olmayan gerçek üreticileri! Hiç durmadan çalışıp, ama en aza kanaat edip, her an barış ve iyilik peşinde olanlar! Ey secde kardeşleri! Ey nur yüzlü Ümmet-i Muhammed!

Davamız da, duamız da birdir! Ne günler yaşadık biz! Kendi dilinden Kur’an-ı Kerim okuyoruz diye toplatıldık, zulüm gördük! Zaman iyice hızlandı! Şeytan iyice azdı! Kim ‘ateşten put’lar üzerinden, öjenik bir dünya tahayyül ediyorsa ‘şeytan’ oradadır! Ve şeytanın bu dünyadaki küresel zulmüne dâhildir! O zulmün küçük hisseli en yakın ortağıdır!

Ey Ümmet-i Muhammed! Ne olur ‘bir’ dua! Şeytan ve dostlarının dışında kalan kim varsa affedelim… Şeytana kaptırmayalım bu gençleri! Onlar için dua edelim…

Ya Allah! Ya Bismillah!

Allah’ım affet…

 

 

Bu yazı 4,238 defa okundu.