En Sıcak Konular

Nedret Ersanel



Nedret Ersanel
0 0 0000

Berlin, Obama’nın (en iyi) arkadaşı değil



Amerika’nın ulusal güvenlik uzmanlarından ‘tanıdık’ Zbigniew Brzezinski, Mayıs ayı başında kaleme aldığı bir makalede, Ukrayna’nın Rusya’ya karşı savaşabilmesi için Batı’nın silah sevkiyatı yapması gerektiğini tavsiye ediyor. Ukrayna’nın (herhalde ‘Kiev’ diye okumak lazımdır) açık alanda Ruslara karşı koyamayacakları için mücadelenin şehirlerde yürütülmesi, bunun için de Rus tanklarına karşı koyabilecek silahlar, taşınabilir füzeler ve ‘özel örgütsel yapılar’a kavuşturulması gereğini öneriyor! (‘What Obama Should Tell Americans About Ukraine’, Politico Magazine, 02/05.)

İnsanların topluca doğrandığı Suriye’de dahi bu önlemlerin/yardımların hızla ve etkin biçimde alınmadığı düşünülürse, Avrupa’ya gösterilen bu ‘özenin’ nedeni hakkında düşünmek gerekir mi, yoksa bildik çifte standarttan mı bahsediyoruz?

Kaldı ki, ‘özel örgütsel yapılar’ maddesi de taptaze bir akıl olarak karşımıza çıkıyor değil; ABD/Batı bunu hep yapıyor ve Rusya’nın işin başından beri yaptığı hep aynı itirazın temeli de bu; “Ukrayna’yı Batı ama özellikle ABD kışkırttı.” Bu çirkin gerçek Turuncu Devrimler’den bu yana biliniyor ve en azından bu noktada Kremlin haklı görünüyor.

Rusya Devlet Başkanı Sözcüsü Dmitriy Peskov; “Ukrayna'da meydana gelen olayların sorumluluğu ‘Kiev’e ve Batılı sponsorlarına’ aittir. (‘Kremlin: Ukrayna’da kan dökülürken seçim yapmak bir saçmalıktır’, VOR, 03/05) Keza, Başbakan Medvedev; “Ukrayna’da yaşananlar, Kiev’de iktidarı elinde tutanların kendi halkına karşı başlattığı bir savaştır." (‘Medvedev: Kiev yönetimi kendine gelmeli.’ VOR, 02/05.) (Daha önce de yazmıştık, akılda kalsın hep; Rusya’nın Ukrayna söylem ve eylemleri iç politik denklemlerini de etkilediğinden, zaman zaman gerektiğinden fazla köpürttüğü anımsanmalı. Gerginlik, Kremlin’e kamuoyu desteğini-şimdilik-yükseltmekte.)

ABD-Rusya arasındaki gerilimin bir savaşa tahvil olup olmayacağı nihai bir soru. Öyle olmakla birlikte ‘göze alma’ hali hayli tartışmalı. İç savaştan istilaya, Soğuk Savaş’tan tatbikatlara değin tüyleri diken diken eden bir ortamda ABD ve Rusya temaslarının neredeyse komşu ziyaretleri denli sık olması garipsenmeli! Sadece Devlet Başkanları arasındaki temas sayısı Mart ayı için 3 kez! Bu zaten yüksek bir rakam ama Dışişleri, Savunma bakanları, büyükelçiler, aracılar, BM gibi uluslararası organizasyonlar içinde ve sayısız telefon temaslarıyla beraber, bu iki süper güç arasında görüşmeksizin geçen gün yok gibi.

Ancak; “Ukrayna krizine bir türlü çözüm bulunamaması ABD ile Rusya arasındaki hatların kopmasına neden oldu. Rusya'nın Kırım'ı ilhak etmesinden bu yana sıkça telefonla görüşen ABD Başkanı Barack Obama ile Putin arasındaki diplomasinin ise durduğu ortaya çıktı. Putin artık Obama ile görüşmeyi keserken Kremlin'in üst düzey isimleri de Beyaz Saray'daki muhatapları ile direkt diplomasiyi bitirdi.” (‘Putin-Obama hattı koptu’, Sabah, 27/04.) Bu iddia kesin olmasa bile Mayıs başında ABD tarafından da zikredilmeye başlandı. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, “Kremlin ile aramızdaki açık pencerelerin kapanmasına az kaldı.”

‘Sözün bittiği yer’ ile ‘sessizliğin’ ne demek olduğunu askerler bilir. Yine de tarafların bu tutumları, Rusya’nın bir tür izolasyonuna giden yol bağlamında takındıklarını düşünmek mantıklı olduğu denli iç rahatlatıcı.

ABD’nin Ukrayna Krizi’ni nasıl yöneteceği/yönlendireceği ihtimalleri kabaca maddelendirilebilir; a) Ukrayna’yı silahlandırmak ve örgütlemek, b) Rusya’yı ekonomik olarak baskılamak, c) NATO’yu ‘hızla ve büyük paralar harcayarak, ortakların desteklerini de alarak (!) yenide işlevsel ve caydırıcı pozisyona yükseltmek, d) Avrupa’yı Serbest Ticaret Anlaşması ile ‘sağlama’ alarak, krizi kimi Ortaasya-Kafkasya ülkelerine bulaştırmak. (Burada enerji denklemlerinin de halledilmesi gerekiyor. Hem Avrupa hem de Karadeniz-Hazar-Kafkas-Akdeniz hatlarının da buna dahil edileceği açık.) Soğuk savaş dinamiklerinin baştan ısındığı bir ortamda ABD-Avrupa ilişkileri özelinde her şey klasik/tarihi bağlamda ele alınırken, ‘bu defa’ dikkat edilmesi gereken, pek dillendirilmeyen bir başka nokta bulunuyor!

Türkiye yarım yüzyıla yakın zamandır Avrupalı “müttefikleri” ile uğraştığından, Avrupa Birliği kapısında dikilmekten bıktığından, daha yeni Almanya Cumhurbaşkanı tarafından “ayar verilme” tacizine maruz kaldığından, ‘eski kıta’ya bakarken belli bir fikre sahip!

Amerika da Avrupa konusunda bir fikre sahip olmanın eşiğinde duruyor. Kuşkusuz, Avrupa’yı Rusya’ya terk edecek değil. Bunun iktisadi, siyasal ve askeri dengelerini bağlamak pek mümkün görünmüyor. Öte yandan, çok önceden zikredilen tarihi/coğrafi bir tanımlamanın politik boyutları var. “Eski Avrupa” kavramı Washington için hâlâ bir “şüphe” ifade ediyor!

Her ne kadar Şansölye Angela Merkel Washington’da Başkan Obama’nın, “Almanya en iyi müttefiklerimizden biri, Merkel de benim en iyi arkadaşlarımdan biri” sözleriyle karşılanmış olsa da, hayatın gerçekleri bu kadar pembe değil! (Öyle olsa, Amerikan teknolojik istihbarat camiası Almanya’nın üzerine çökmezdi.)

Beyaz Saray, “eski Avrupa”nın Rusya ile arasında bir rekabet konusu haline gelmesini istemiyor. Buradan doğan pazarlıkların-hele şimdi-hiç uygun düşmeyeceğine inanıyor. ABD, ‘eski Avrupa’nın başta Berlin olmak üzere Rusya ile derin ve sağlam ekonomik bağlantılarının farkında. Üstelik bunların bir kısmının-başta çetrefilli enerji dosyası olmak üzere-ülkeleri stratejik seçimlere zorlamaması gerektiğini de görüyor. Eski Avrupa hep bir şeyler isteme alışkanlığında olduğundan, bunu koz olarak kullanılacağından da emin görünüyor Washington.

Diğer tarafta ise “yeni Avrupa” var. ABD bu ülkelerin de önemli olduğunu düşünüyor ve işte Ukrayna krizinde bu ülkelere birçok müttefiklik görevi düşüyor. Estonya, Polonya, Romanya hatta Bulgaristan, vb. ülkeler Amerika’nın küresel stratejileri bağlamında önem ifade ediyor. Öte yandan bu ülkelerle işbirliğini ‘eski Avrupa’yı dışlayarak yapmak zor. Bu seçenek, Amerika’yı bu ülkeler (ve Avrupa’nın) askeri açıdan başat yüklenicisi yapacağı gibi, ağır ekonomik faturaları Oval Ofis’e gönderecektir. Obama yönetiminin ‘askeri ve ekonomik’ konularda aradığı “tasarruf” ilkesiyle uyuşmazlığı ortada. Elbette bu siyaseten ‘sınırlı’ bir Avrupa anlamına da geliyor. Bir okuma da, Rusya’nın bu ‘gediği’, ABD’nin seçme zorluğunu görmüş olması. Krizi başlatmasa bile bu çıkmaza ABD’yi süren de Moskova.

Finalde şu söylenebilir; Batı’nın, ‘Rusya’nın SSCB’yi özleyen emperyal arzuları’ söylemi bu krizi tam açıklamıyor. Sorun daha çok Kremlin’in ihtirasları değil kaygıları. Ukrayna’nın, domino taşlarının ilki olduğu korkusu. Bu tez doğruysa, sorumlunun kim olduğunu işaret ediyor demektir. Faturayı da orası ödemeli.

twitter.com/nedretersanel



Bu yazı 3,328 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 13 Mayıs 2014 Ruslar UFO’larla bizim gibi it dalaşı yapabilir mi?
    • 6 Mayıs 2014 Berlin, Obama’nın (en iyi) arkadaşı değil
    • 29 Nisan 2014 'Manidar Zamanlama'ları Ayarlama Enstitüsü
    • 22 Nisan 2014 Albino çocuk ve beyaz kurdeleli uzaylılar inlere girebilir mi?
    • 15 Nisan 2014 'ABD'den Türkiye çıkışı' yazılır, 'ABD'den sakın çıkma' okunur!
    • 8 Nisan 2014 İsrail yanımıza, Rusya kolumuza, ABD nereye?
    • 31 Mart 2014 Erdoğan'ın yolu 'oralarda' anlaşıldı mı?
    • 25 Mart 2014 Twitter'ı kapatan Facebook'u niye kapatmadı?
    • 17 Mart 2014 Tokalaştığınız el işe yaramaz, diğer el önemli!
    • 10 Mart 2014 Büyük resme çıplak gözle bakılmaz
    • 4 Mart 2014 Dünyanın söküldüğü yer
    • 25 Şubat 2014 Aurens'in raksını Hüseyin alkışlıyor...
    • 11 Şubat 2014 Uçak gemisinden korkabilirsiniz ama büyüğü var
    • 4 Şubat 2014 Angel(a)’nın kanatları ve ışığın askerleri!
    • 28 Ocak 2014 MİT’i kelepçelemekten daha 'sembolik delil' ne olabilir...
    • 21 Ocak 2014 Akdeniz’de Çin-Rus tatbikatı ‘devlet TIR’larını rahatlatır mı?
    • 13 Ocak 2014 Rusya, İran yüzünden Londra'ya elinin tersiyle...
    • 7 Ocak 2014 Enerjiniz olmadan enerjiyi mi kontrol edeceksiniz?
    • 31 Aralık 2013 2014: Bize ne olacaksa, tüm bölgeye o olacak!
    • 24 Aralık 2013 Türkiye'nin canını o yüzden yakıyorlar

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,924 µs