Ağaçlar sessizdir artık! Esen rüzgâra rağmen dallarındaki yapraklar birbirine dokunsa bile bir ses duyulmuyor! İçimizi ferahlatacak bir dokunma hissi yok! Rüzgârlar bile bir tuhaf! Eskiden yeryüzündeki tüm ormanları gezinip, öyle dokunurdu yüzümüze! Usulca! Ilık bir rüzgâr! Şükrederdik hemen… Rabbimiz bize dokundu diye! Şimdi öyle mi? Rüzgârların bile yolunu kesti gökdelenler! ‘Hâmân’ın gökdelenleri! Yıkılası gökdelenler! İslâmî yapılaşma yataydır! Toprağa yayılır! Ağaçların arasında kaybolur o yapılar! Ve minaredir en yüksek olan… Ezandır o minarelerden duyulan! İnsan sesinin ahengiyle! Elektronik bir yükselme olmadan sesde! Hepsi ‘bir’ ahenk içinde… Kâinatın ahengiyle!
Kim bozdu ki bu ahengi? Şeytan! Ve insan! Şeytansı insan! Onlar bozdular bu ahengi! Ahenksiz bir dünya var artık! Çok gürültülü! Kalbinin sesini duyamıyor insan! Bunun için işte bu mutsuzluk! Kaos! Ve insanın birliği bozuldu! Kendi içinde! Ve dışında! ‘Bir’di!
İnsanın birliği önce içinde başlamalıdır! Kendi içinde! Kalbiyle aklı ve tüm hücreleri! Kanın atmosferiyle! Zikrinin birliği sağlanmalıdır! Secde ettiği an açılmalıdır ona Cennet’in kapıları! O ‘bir’lik içinde! Sidretü’l müntehâ ve Miraç! Secde aşkıyla insanın! Nur üzerine ‘bir’ nur! Ey!
Şehirlerin anasıdır Mekke! ‘Bir’ tavaf içindir! Tavaf olmadan zikir olabilir mi kalbi? Tefekkür ve mana! Ruhunun çevresinde dönebilirsen kalbinde! Ruhun! ‘Bir’ sırdır işte! Kelimelerin ise ayrı ‘bir’ sır! İç içe ‘bir’ sırdır! Ruhun ve Cennet kelimeleri! Cennet’te secde ettirmiştir melekleri insana! Ruhundur ‘bir’ emanet! Kalbine ‘bir’ sırdır! Sırra ‘bir’ sır! Özün özü gibi! ‘An’lasana! İnsan neden ‘bir’ yeryüzü halifesidir! Bu halife insana, şeytan neden düşmandır?
Gökdelenler! Hâmân’ın kuleleridir! Firavunun işaretleri! Nefsin görünür olması! Secde etmemesi! Ve secde etmeyeceğini haykırmasıdır! Ne zamana kadar? Depremler! O an tüm firavunlar kaçışır! Yeraltına! Piramitlerin gizli kapıları örtülür üzerlerine! Saklanırlar şeytanın dostları! Yapay bir güneş! Ve yapay kan! Beslenirler! Beklerler! Zombiler!
İnsanın da bir beklediği vardır elbette! Şehrin tüm gürültüsüne karşın hâlâ kalbinin sesini duyanların, duyabilenlerin! İşte o beklenendir! Şimdidir! Gelecektir! Secdedir! Ey secde aşkı! Geldi mi yoksa? O beklenen! Şeytanın karanlık yüzünden önce onun ‘nur’ yüzünü mü göreceğiz kalbimizde? Ey hidayet! Kalbindir senin yüzün! ‘Temiz’ ‘bir’ ayna! Kendine! Görebiliyor musun? İnsanın kalbi onun Kâbe’sidir! Varabildin mi kalbine? Tavaf edebiliyor musun çevresinde? Ey! Ey! Cihad işte!
Başladı Cihad! Nihayet!
Ağaçların arasından esen ılık rüzgâr yüzümüzü okşadı hepimizin!
Allah’ım çok şükür sana…
Yardımın geldi nihayet!
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle