En Sıcak Konular

Mustafa S. Tüter



Mustafa S. Tüter
0 0 0000

Lübnan bugün daha güçlü…



Bugün Lübnan’ın düne göre daha güçlü olduğunu söylemeliyiz. İsrail’in ağır ölüm ve yıkımlara sebep olan saldırıları Hizbullah’ı yok etmeye yeterli olmadı. Tam aksine Hizbullah ve Nasrallah bugün İsrail’e karşı verilen mücadelenin ve Lübnan direnişinin sembolü haline geldi. Bu haliyle bir zamanlar Arafat ve FK֒nün temsil ettiği direniş Lübnan’a taşınmış oldu. Artık İslam dünyasında İsrail’e karşı verilen mücadelenin merkezi Filistin değil Lübnan olarak algılanır oldu.

Bu meselenin Hizbullah boyutu… Bir de meselenin Arap dünyasını ve İran’ı ilgilendiren boyutu var.

Lübnan’ın bu savaştan güçlenerek çıktığını gösteren diğer bir gelişme Lübnanlı yetkililerin açıklamalarında okunuyor. Lübnan yaşadığı bu son savaşta gördü ki Arap dünyasına sırtını dayamış bir Lübnan asla güçlü bir devlet olamaz. Uluslararası ilişkilerin anarşik hali nedeniyle her devletin “tek başına” olduğu altın kuralının, bu savaşla Lübnanlılar tarafından çok daha iyi anlaşıldığını düşünüyorum.

Arap ülkelerinin İsrail ile olan çekişmelerinin faturasının her zaman Lübnan’a kesilmesi, bu defa Lübnan’ı daha kararlı bir siyaset izlemeye itecektir. Lübnan artık kabağın başında patlamadığı bir ülke olmak ve kendi ayakları üzerinde duracak bir güce kavuşmak için elinden geleni yapacaktır.

Bu savaş, Lübnan’ın Suriye ile olan ilişkilerini gözden geçirmesine sebep olacaktır. Sanıldığı gibi Lübnan ve Suriye arasında çok sıcak ilişkiler yoktur, geçmişte de olmamıştır. Suriye’nin Lübnan topraklarında her zaman gözü olmuştur. Suriye, kendisine yar olmayan bir Lübnan’ın güç kazanmasını hiçbir zaman istememiştir. Dolayısıyla Lübnan Suriye’nin kendisine yönelik bu tavrını göz önünde bulundurarak yeni bir strateji geliştirecektir. Lübnanlılar Suriye ile İsrail arasında yıllardır süren Golan Tepeleri anlaşmazlığına rağmen iki devlet arasında herhangi bir sıcak gelişme yaşanmazken, Lübnan’ın sürekli İsrail tarafından işgal edilmesini anlayamamaktadır. Lübnanlı yetkililer bundan böyle bu tür işgallere son vermenin tek başına ayakta durabilen güçlü bir devletle mümkün olabileceğine inandığının sinyallerini veriyor. 

Karşımızda düne göre güçlü olmak isteyen ve potansiyelleri itibariyle de daha güçlü olan bir Lübnan portresi var. Fakat Lübnan’ın bu “güç istenci”, bölgede Arap ülkeleri dışında arayışlar içine girmesine yol açacaktır. Bu durumda şurası açıktır ki Lübnan önümüzdeki dönemde İran’la sıkı bir ittifak içine girecektir. Hizbullah’ın içeride ağırlık kazandığını da göz önünde bulundurursak, Lübnan-İran ittifakı kaçınılmazdır. Tabii burada bir soru tartışmaya açıktır. Acaba Lübnan Arap dünyasının elinden kurtulurken İran’ın mı kucağına düşmektedir? Cevabı önümüzdeki yeni dönem gösterecektir.

Son olarak meseleyi ABD açısından değerlendirelim. ABD, Lübnan’ı açık bir şekilde kaybetmiştir. Belki de savaşın en net sonucu budur. Bundan böyle Lübnan bölgede hiçbir şekilde ABD ile iyi ilişkiler içinde olmayacaktır. Eğer İsrail-Lübnan savaşı ABD'nin emperyal projesi ile İran'ın hegemonya arayışları arasında cereyan eden bir stratejik savaş olarak yorumlanacak olursa, kazanan ve kaybeden bellidir. Bu savaşta kazanan kesinlikle İran olmuştur.



Bu yazı 884 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 20 Ocak 2007 Suikastın MİT’e dönük mesajı
    • 14 Ekim 2006 Fransa’nın horozu
    • 8 Ekim 2006 Filistin’de neler oluyor?
    • 21 Eylül 2006 Cemaat toplumu olmak
    • 5 Eylül 2006 İran’a asker göndermek…
    • 25 Ağustos 2006 Mezhepçi hassasiyetleri kaşımak
    • 18 Ağustos 2006 Lübnan bugün daha güçlü…
    • 14 Ağustos 2006 Araplar bizim neyimiz olur?
    • 28 Temmuz 2006 Çözümün anahtarı İsrail’de!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,088 µs