En Sıcak Konular

Mehmet Altan


Mehmet Altan
0 0 0000

Sol, cumhuriyetin dönüşümünü savunmalı



Uzun zamandır, CHP ve Deniz Baykal üzerine yazı yazmayı kestim. Sol adına yapılan tartışmalar üzerine de... Çünkü Türkiye'de "sol" adına ortaya konan resmin bırakın sola, solun silik bir kopyasına, hatta eskimiş ve yıpranmış bir suretine bile benzer yanı yok.
Milliyet'te Derya Sazak'la iki gün süren röportajında Baykal hem kendini "çağdaş sosyal demokrat" olarak tanımlayıp, hem de çağdaş bir demokrasiye karşı tek parti rejiminin "Kemalist Cumhuriyetini" savunmasa bu yazıyı da yazmayacaktım. Üstelik Baykal'ın sol bir anlayış yerine Ankara siyasetine dayalı iki günlük konuşmasının yaptığı solla ilgili tahrifatın bir köşe yazısıyla düzelmeyeceğinin de bilincindeyim. Bu nedenle sadece "cumhuriyet" ve "demokrasi" konusunda, çağdaş sosyal demokrasiyle yakından uzaktan alakası olmayan sözlerini dikkate almakla yetineceğim.
Baykal'ın "sosyal" veya "demokrat" ya da "çağdaş" olmasını önleyen temel bir engel var: Konuşmasında "insan" yok. Anlattıkları Ankara ile sınırlı "koltuk siyaseti." Halbuki siyasetin özünü "insan" oluşturuyor. İnsan yaşamını böylesine inkâr ederek siyasal analiz yapmak, Şark diktatörlükleri dışında kalmadı.
İşsizlik, sefalet, adaletsiz gelir dağılımı, bölgelerarası dengesizlik, kişi başına gelirin yetersizliği, ortalama ömürün cüceliği, sanayi sonrası üretim biçimine uzaklık, temel hak ve özgürlüklerde eksiklik, kısaca insan o konuşmada yok.
Ne var, rejim tartışması.


Baykal, hangi rejimi savunuyor? Şöyle diyor: "Türkiye'de marjinal bir çevre cumhuriyeti etkisizleştirerek tasfiye edecek, demokratikleştirecek, solculaştıracak, Avrupalılaştıracak diye düşünüyor. Türkiye çağdaş değerlere cumhuriyetle yürür; cumhuriyeti kaldırdığınız zaman Ortadoğu'ya döner. CHP bu bilinçtedir."
Sadece bu cümleleri deşifre edince bile, CHP'nin neden hiçbir zaman iktidar ve sol bir parti olamayacağını da açıkça görüyorsunuz. "Cumhuriyeti demokratikleştirecekler" diye insanları eleştiren bir demokrat olunamayacağı için, Baykal'ın da solla alakası yok.
Ama gelin yukarıdaki cümlelerin şifresini beraber çözelim. Baykal'ın savunduğu "cumhuriyet", belirttiği gibi demokratik değil, solcu değil, Avrupalı değil, o zaman bu cumhuriyet nasıl bir cumhuriyet? Savunduğu, konuşmasının tümünde çekingen bir biçimde belirttiği gibi "Kemalist Cumhuriyet." Baykal'ın, dönüştürülmesini isteyenlere muhalefet ettiği ve savunduğu cumhuriyet, tek parti rejiminin, artık geçerliliğini yitirmiş "altı ok" cumhuriyeti.
Baykal, Türkiye'nin çağdaş kavramları içselleştirememiş olmasından güç alıyor. Örneğin, bu söylediklerini, dünyanın hangi fakültesinde "sosyal siyaset" dersinde tekrarlayabilir.
Avrupa'da hangi çağdaş sosyal demokrasinin özünü "üretim biçimini değiştirmeden", toplumu batı tipi bir tüketime zorlayarak modernleştirme eğilimindeki bir zihniyet oluşturuyor ki? Baykal, hâlâ AB'nin sosyal demokrasinin yeni çehresini de belirleyen "insan odaklı" temel haklar şartından öylesine uzak ki bugüne kadar Sosyalist Enternasyonal üyeliğinin sürmesini bir kibarlık olarak yorumlamak gerekiyor.


Hep aynı mantık. "Bağımsız Türkiye" kimliğimizdir. G.Afrika da bağımsızdı. Ama "ırkçı" politikası nedeniyle halkın neredeyse tümünü oluşturan zencilerin canına okunuyordu. Halkını sömüren, insanını yok sayan ama bağımsız o kadar ülke var ki. Bağımsızlığın anlamlı olması için o ülkenin halkının zenginliği ve özgürlüğünün yeryüzü standartlarında olması gerek. Baykal'ın projesinde "yönetilenler" ve onların hazin durumu yok. Ankara siyaseti sadece.
"Sol cumhuriyeti savunmalı?" Bu ifade, Baykal'ın militer anlayışla özdeşleştiğini, statükoyu savunduğunu belgeliyor.
Sol, Kemalist Cumhuriyeti dönüştürmeli. AB'nin resmen kabul ettiği ve anlayışının odak noktasına insanı koyduğu, temel hak ve özgürlükleri kayıt altına aldığı "temel haklar şartı" na denk şekilde demokratikleştirmeli.
Cumhuriyet, hanedanın elinden iktidarı alır. Başka bir işe de yaramaz. Üstelik Suriye'de ve Azerbaycan'da olduğu gibi bunu da artık başaramıyor. Cumhuriyet, içi demokrasiyle dolarsa işe yarar. Bizde ise, Baykal'ın gizlice kodlarını verdiği gibi, halka karşı militer bir güçle korunması gereken bir zihniyetin cumhuriyeti var.
Bu sol olamaz. Olsa olsa, halka güvenmeyen tek parti rejiminin cumhuriyeti olur. Halbuki bugün çağdaş solun tek hedefi var, insanı, sadece insanı korumak ve yaşam standardı için çabalamak. 
 



Bu yazı 810 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 11 Ocak 2012 ‘Tanırım, iyi çocuklar’
    • 9 Ocak 2012 Genelkurmay’a o istihbaratı kim verdi?
    • 6 Ocak 2012 Demokrasi ile ‘biat sistemi’ arasındaki fark
    • 30 Aralık 2011 Bombalama emrini kim verdi?
    • 24 Aralık 2011 Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın adresi
    • 16 Aralık 2011 Susurluk’ta faili meçhul reytingi...
    • 14 Aralık 2011 Ergenekon büyürken uyuyamam...
    • 4 Aralık 2011 Şikeci siyasetin kirli çamaşırları
    • 2 Aralık 2011 Var mı bu yasayı çıkaracak babayiğit?
    • 30 Kasım 2011 Yüzde 3 Türkiye’yi keser mi?
    • 29 Kasım 2011 Devlet-ulustan ulus-devlete geçemeyince
    • 23 Kasım 2011 Ergenekon’un farkında mısınız?
    • 21 Kasım 2011 Birinci Cumhuriyet Dersim’dir...
    • 14 Kasım 2011 Kozinoğlu kalp krizinden mi öldü?
    • 9 Kasım 2011 Kararı alkışlıyor, Bakan’ı kutluyorum
    • 3 Kasım 2011 Almanya’daki Türkler, Türkiye’deki Kürtler
    • 31 Ekim 2011 Cinayet işlemeye özgürlük savaşı mı diyorsunuz?
    • 26 Ekim 2011 Hırsızlar da kardeşiniz mi?
    • 20 Ekim 2011 Keşke gerçek bir ordumuz olsaydı...
    • 19 Ekim 2011 Bir İsrailli kaç Filistinliye bedel?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,362 µs