0 0 0000

Hizbullah faktörü

İsrail yaşanmakta olan bu değişimden son derece rahatsız. Ama İsrail aynı zamanda Türkiye'nin Lübnan'a asker göndermesini de istiyor...

Hükümet Lübnan'a asker gönderilmesi için TBMM'ye getirilecek tezkerenin bu defa AKP Grubu'nca engellenmeyeceğini, ikinci bir tezkere krizi çıkmayacağını düşünüyor. Çeşitli kaynaklara 'neden bu kadar emin olduklarını' sorduğumda gerekçe olarak, Lübnan'a gönderilecek Türk askerinin Hizbullah'ı silahsızlandırma gibi bir görevi olmayacağını belirtiyorlar. Anlaşılan AKP tabanında Hizbullah'ın silahlı mücadelesine belirgin bir destek olduğu da kabul ediliyor.

Bu enteresan bir gelişmedir. Eğer bu tespit doğru ve AKP tabanında bu yönde bir eğilim ortaya çıkmışsa, Türkiye dış politikası ve bölgedeki konumu açısından son derece tehlikeli bir noktaya gitmektedir. Hizbullah yöneticilerinin Ankara'ya resmen davet edilmeleriyle hükümetin dış politikada bir yenilik yaptığı da ortaya çıkmıştı. Şimdi AKP tabanındaki eğilimler de dış politikadaki değişimin, AKP seçmeninden onay aldığını gösteriyor.

Gayet tabii ki; İsrail yaşanmakta olan bu değişimden son derece rahatsız. Ama İsrail aynı zamanda Türkiye'nin Lübnan'a asker göndermesini de istiyor... Kimbilir belki de bölgedeki gerçeği daha yakından görüp, Hizbullah'tan yana dönmüş olan politikamızda dikkatli olmamızı da sağlamayı istiyordur. Tabii bu siyasi ortam Lübnan'a gönderilecek askerlerimizi bir provokatif saldırıya da çok açık hale getiriyor. Hizbullah'tan geldiği görüntüsü taşıyan bir saldırının Türkiye'de hükümeti hayli zora sokacağı da kesindir. İşte bu yüzden hükümet asker gönderme konusunda çok temkinli davranıyor.

Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT)'nın asker göndermekten önce şu anda orada inceleme yapıyor olması, provokasyon olasılığını en aza indirme çabasının bir parçası olarak görülebilir. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül de böylesine bir provokasyon tehlikesinden korkuyor ve bunu önlemenin en sağlam yolunun bölge güçlerinden tam destek almak olduğunu görüyor. Bakan Gül işte bu nedenle İsrail'e gitti. Bu konuları orada açacak. Daha önce Lübnan Hükümeti nezdinde de aynı şey yapılmıştı. Tabii önemli bir aktör olarak Suriye'nin de tam desteğinin alınması gerekecek... Bu da, Bakan Gül'ün ajandasının baş sıralarında geliyor. Önümüzdeki günlerde bölgede tam bir mekik diplomasisi izlemek zorunda kalacak olan Dışişleri Bakanı Gül ayrıca, önümüzdeki günlerde bölgeyi arka bahçesi olarak gören İngiltere'yi de Türkiye'nin yanına çekmek için Londra'ya da gidecek. Bakan Gül'ün işi yine zor gözüküyor...

Bu yazı 874 defa okundu.