En Sıcak Konular

Ahmet Hakan


Ahmet Hakan
0 0 0000

İşte tekmili birden AKP içindeki gruplar



MALUM...

Kısa vadede "tezkere oylaması", orta vadede "Cumhurbaşkanlığı seçimi", uzun vadede ise "Ne olacak bu AKP’nin geleceği" meselesi var.


Yani...

Önümüzdeki dönemde gözümüz hep AKP’de olacak.

Madem öyle, o zaman parti içindeki gruplaşmalara bakmakta yarar var.

Ama önce bir hatırlatma:

Dikkat! AKP sanıldığı gibi bir büyük koalisyon falan değildir.

Bu parti, farklı dünya görüşlerine mensup isimleri bir araya getiren bir yapı olmaktan uzaktır.

AKP’deki "potansiyel zıtlaşma ve çekişme alanı" şudur:

Kişisel ikbal peşinde koşmak, hırslara gem vuramamak, tamahkárlık falan...

Bundan sonraki her gelişme, özellikle milletvekilleri için bu açıdan bir karakter sınavı niteliğindedir.

İşte bu nedenle parti içindeki mevcut gruplara bakmanın tam da sırasıdır:

* * *

KAYSERİ LOBİSİ: Kayseri dediysek lafın gelişi... Siz bunu Abdullah Gül lobisi olarak da okuyabilirsiniz. Gül’den bağımsız bir şekilde oluşan bu yapı içinde, olayı "Öl de ölelim" noktasına götürenler de vardır, aradaki bağı daha gevşek tutanlar da.

Erdoğan Cumhurbaşkanı olursa sorun yok, Gül’e gün doğacaktır. Erdoğan Cumhurbaşkanı olmazsa, işte siz o zaman seyredin gümbürtüyü. Öyle değil mi Salih Kapusuz?

İDARE-İ MASLAHATÇILAR: Bunlar kaldırımlarda Erdoğancı, otobüslerde ise Gülcüdürler. Yani ceplerinde her daim iki mavi boncuk bulunur. Bir yandan "Erdoğan sen bizim her şeyimizsin" derler, bir yandan da "Daha fazla bekletme bizi Abdullah Gül" diye denizi dalgalandırırlar. Sayıları tahmin edilenden daha fazladır. Öyle değil mi Azmi Ateş?

BELEDİYE LOBİSİ: Ellerinde diğer milletvekillerini ezip geçecek müthiş bir koz vardır. Derler ki: "Biz eskiden beri Tayyip Bey’le çalışırız. Onun huyunu suyunu bizden daha iyi kimse bilemez. Size ne oluyor ki?" Eski mesai arkadaşlığından bir avantaj yaratma konusunda mahirdirler. Nasılsınız Sayın İdris Naim Şahin?

ENTERESAN TİPLER: Bir gün sağdan çakarlar, bir gün soldan. Afacandırlar... Dur durak bilmezler. Grup disiplininden falan nefret ederler. Aykırıdırlar. Uyarıyı alınca bir süre durgunlaşırlar; ama uyarının üzerinden zaman geçince yeniden elektriklenirler. Ersönmez Yarbay Bey, size saygılar sunuyorum.

HEP MUHALİFLER: Anti tezkerecidirler. Parti içindeki her gelişmeden bir muhalefet mevzusu çıkarmayı başarırlar. Kuralcıdırlar. Mutsuzdurlar. Sınırsız demokrasi isterler. Disiplinden nefret ederler. Sapmalara ve bidatlere savaş açarlar. İlkecidirler. Namusludurlar. Ama biraz sıkıcıdırlar. Ve tam bu noktada Ertuğrul Yalçınbayır’ı anmakta sayısız fayda vardır.

EYYAMCILAR: Öyle de olur, böyle de olurcudurlar. İdeolojik bağlantıları yoktur. Herkesle iyi geçinirler. Bütün stratejileri şuna yöneliktir: "Nasıl olur da bir dönemcik daha milletvekili oluruz?" Ne dikkat çekecek kadar öne çıkmak isterler, ne de silinip gidecek kadar kıyıda köşede kalmak... İşleri güçleri arada kalacak kıvamı tutturmak için çaba harcamaktır.

ELEM ÇİÇEKLERİ: Asr-ı saadet bitmiştir. Bu yüzden "ben sadece küçük dağları değil büyükleri de yarattım" tarzı havalı açıklamalar, geçmişin tozlu sayfalarına bir tatlı anı olarak kalmıştır. Çünkü artık çile zamanıdır. Eskiden "insanı uçuran üç şey"den söz ederlerdi; şimdi ise "insanı dinginleştiren üç şey"den söz etmektedirler: Bir lokma, bir hırka ve bir de küçük mağara... Merhaba Ömer Çelik!

ZORAKİ MUHALİFLER: Zirvenin en yakınındayken tarihi bir hata yapıp isimlerinin üstünü çizdirmişlerdir. Ve önlerinde iki yol vardır: Ya barış yapılacak ya da muhalefet... Barış yapılırsa bir daha asla eski güzel, ihtişamlı günlere dönülemeyecektir. O zaman muhalefet yapıp hem "zirvedeki"ni rahatsız etmek, hem de başka çevrelerden yeni müttefikler bulmak gerekir. Bunlar da öyle yaparlar. Zirveye yakın dursalardı asla çıkmayacak olan seslerinin çıkması bundandır. Öyle değil mi Turhan Çömez?

BİREYSEL TAKILANLAR: Fotoğrafımı çekerim, manifestomu söylerim, şiirimi okurum, sergimi açarım... Káh seyyah olup Sudan’a giderim, káh "gönüllü doktor" olup Lübnan’a... Sinema filmi çekme planları yaparım. İsmet Özel’den dizeler patlatırım. "Böyle buyurdu Zerdüşt" diye söze başlar, ilgi çekici çıkışlar yaparım. Yani dostlar, bir mum yakar, keyfime bakarım. Seni seviyoruz Süleyman Gündüz...



Bu yazı 938 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 1 Temmuz 2010 Yeter ki Tayyip gitsin duygusu
    • 3 Eylül 2009 Umreden mahrem notlar
    • 26 Şubat 2009 28 Şubat bitti mi?
    • 22 Şubat 2009 Aydın Doğan’la bir fasıl gecesi
    • 9 Şubat 2009 Hastasıyım bu istismarın
    • 18 Ocak 2009 Benim gözümle Kemal Gürüz
    • 24 Kasım 2008 CHP’nin Tayyip’i
    • 6 Ağustos 2008 Ahmedinejad’ın Anıtkabir’de ne işi var
    • 23 Temmuz 2008 Kandıra’dan mesaj var
    • 9 Temmuz 2008 Gaza gelme Latif Abi
    • 4 Haziran 2008 Önder Sav’a açık mektup
    • 25 Mayıs 2008 Kısa Türkiye tarihi
    • 19 Mayıs 2008 Ağustosta rapsodi
    • 7 Mayıs 2008 Asılmışların paylaşımı
    • 5 Mayıs 2008 Biri Tayyip’e fısıldadı: Parti kapatılmayacak
    • 10 Nisan 2008 Organize’de iki saat
    • 13 Mart 2008 Bayan Çölaşan yalan söylüyor
    • 7 Mart 2008 Da Vinci Baykal’ın şifresini çözdüm
    • 2 Mart 2008 Yaşar Paşa’ya da bir şey söylenir mi?
    • 17 Şubat 2008 Artık şu İranlılara yüz vermesek diyorum

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,387 µs