En Sıcak Konular

Kerim Balcı


Kerim Balcı
0 0 0000

Papa, diyalog ve aklın putlaştırılması



Bilgiden önce edinilmiş kanaat, ihtiyaç duyduğu bilgiyi de bulur. Sanırsınız ki Papa bütün bir konuşmasını İslam’a hakaretle geçirmiş. Papa, papadır. İslam’ı methetmesini beklemiyorduk.

Bizim Hz. İsa’ya olan saygımız da sevgimiz de ‘onların oğul-tanrısını’ değil, kendi peygamberimizi muhatap alır. Papa’yı savunacak değilim. Özür talebi haklı bir taleptir; ama haklı talepler hakkaniyet prensipleri çerçevesinde dile getirilmelidir.

Yıllarca ders verdiği üniversitede Hıristiyanlığın rasyonel akılla ne kadar da uyumlu bir din olduğunu anlatmaya yönelik bir konuşma metni hazırlanmış Papa için. Metni okurken Papa, İslamiyet’le alakalı atıflarında maksadı aştığının farkına varmış olsa gerek ki hazırlanmış metinden sapmalar göstermiş. Mesela orijinal metinde olmadığı halde atıfların ilk yazarı Bizans İmparatoru II. Manuel Paleologus’un sözlerini ‘ağır ifadeler’ olarak yorumlamış konuşurken. Konuşma metninde bir de Paleologus’un sözlerinden alıntı yapan Adel Theodor Khoury’nin İbn Hazm ile ilgili değerlendirmeleri üzerine satırlar var. Burada Papa kendi değerlendirmelerini yapıyor ve İbn Hazm ve bazı Hıristiyan teologlarının Tanrı’yı aklın sınırlarından azade görmelerini eleştiriyor.

Bu satırların Müslümanları rahatsız etmesi normal, bir özür talebi haklıdır. Ancak metnin İslam’a atıfta bulunmayan kısımları, Hıristiyan dünyası içinde çok daha ciddi tartışmalar başlatacak cinsten. Belki de Hıristiyanlık tarihinde ilk defa bir papa, Yunan akılcılığını bu kadar methediyor, günümüz Hıristiyanlığının Hz. İsa’nın vazettiği şekliyle değil de İskenderiye’de tanıdığı Yunan felsefesiyle mezcetmiş şekliyle ayakta olduğunu ve bunun ‘ideal Hıristiyanlığı’ ortaya çıkardığını söylüyor. Tarih boyunca hep dogma üzerinden ayakta kalabilmiş bir dinin en üst düzey ruhani liderinin dogmayı yerin dibine geçirmesi, Tanrı’nın iradesinin sınırlarını insan aklının sınırlarıyla özdeşleştirmesi, ‘iyi kısımları’ gibi bir yumuşatıcı ifadeyle adeta vahyin önüne yerleştirdiği Yunan akılcılığını baş tacı etmesi geleneksel Hıristiyan teolojisinin kaldırabileceği cinsten şeyler değil.

Yine de İslamiyet’le ilgili satırlara dönüp, medyanın meseleyi abarttığı kısımların altını çizelim. Öncelikle Papa’nın Adel Theodor Khoury’nin kitabından yaptığı alıntının Bektaşi’nin ‘namaza yaklaşmayın’ ayetini delil alması ve ayetin geri kalan kısmı için, ‘Ben hafız mıyım?’ demesi benzeri bir alıntı olduğunu kaydedelim. Bu açıdan İslam-Hıristiyanlık diyaloğuna değer veren, Almancaya yapılmış en başarılı Kur’an meali çevirisinin yazarı olan Khoury çok üzülmüş ve ilk özrü hak etmiş olsa gerektir.

Papa’nın aslen Hıristiyanlığın iç teolojik tartışması olan Tanrı ve akılcılık mevzuunda 14. yüzyıldan kalma apolojetik bir metne referansta bulunması onun akademik tutarlılığını tartışmaya açar. Gerçi kendisi de bunun farkındadır ve II. Manuel’in Müslüman muhatabını ikna etmiş havası veren satırlarını kitabın Manuel tarafından yazılmış olmasına vermektedir. Yine de Papa’nın ‘Dinde zorlama yoktur.’ ayetinin, Hazreti Peygamber Aleyhisselam’ın Mekke’deki zayıflık ve nüfusu azlık dönemlerine denk geldiği, güçlenir güçlenmez tavrını değiştirdiği yönündeki oryantalist pozisyonu benimsemiş olması affedilebilir bir hata değildir.

Geçtiğimiz aylarda diyalog faaliyetlerini eleştiren bir ilahiyatçımızla röportaj yapmış ve Aksiyon Dergisi’nde yayınlamıştım. Amerika ve Avrupa’da diyalog faaliyetlerinde Hıristiyanların inisiyatifi Müslümanlara, hususen de Türk Müslümanlara kaptırdıklarını, bu sebeple de mevcut Papa’nın diyalogdan pek de haz almadığını anlattım. ‘Bu Papa’yı çok sevdim.’ dedi bana. Diyalog karşıtlarının sevgili Papa’sı maksadı aşan bir şeyler söylüyor; aynı diyalog karşıtları, sanki Papa’yı seçenler diyalogcularmış gibi onlara yükleniyorlar. Dikkat buyurun; Papa’nın bahsettiği ağır sözleri kullanan II. Manuel Paleologus bile karşısında ‘diyalog yapacağı’ bir Müslüman bulmuştu…



Bu yazı 846 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Şubat 2007 Hocalı Katliamı'nı hatırlıyorsanız arada unutuyorsunuz demektir
    • 25 Eylül 2006 Filistin'de koalisyon oyunları
    • 18 Eylül 2006 Papa, diyalog ve aklın putlaştırılması
    • 11 Eylül 2006 Zülfikar Darbesi
    • 10 Temmuz 2006 İsrail, ufuktaki umutları da tüketiyor
    • 19 Haziran 2006 Şanghay Zirvesi yeni oluşumlara gebe
    • 19 Haziran 2006 Şanghay Zirvesi yeni oluşumlara gebe
    • 8 Mayıs 2006 Soğuk Savaş hiç bitmedi ki!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,018 µs