En Sıcak Konular

Hadi Uluengin


Hadi Uluengin
0 0 0000

Bir darbenin anatomisi



Çünkü, tüm Soğuk Savaş boyunca göz yumulan ve iki süper devletten biri tarafından sırtı sıvazlanan; hátta çoğu kez onların fışfıkladığı müdahaler, bayağı bayağı azalmıştı.

İstinalar hariç, "Duvar" yıkıldığından beri ajans teleksleri zırt pırt, "filanca Latin Amerika devletinde sinyor albay iktidara el koydu" veya "falanca Kara Afrika cumhuriyetinde yamyam çavuş hükümeti devirdi" türü "müjdeler"i (!) duyurmaz oldular.

Bazen göstermelik möstermelik ama, demokrasi dünya sathında ciddi mevzi kazandı. Üstádlar bile artık alttan alta ve "andıç"lı "postmodern darbe" ihtiyacını hissettiler. Dolayısıyla, Bangkok’tan gelen habere çok şaşırdım ve de sanki eski Siyam ülkesiyle göbek bağım varmışmış gibi, gelişmeleri dakika be dakika izlemeye başladım.

* * *

ŞİMDİ belki bana, "başkası olsa hadi anlardık ama, sen sözümona gazeteci sıfatı taşıdığına göre, niye hayret ediyorsun" diyeceksiniz. Sonra da, Latin Amerika devletleriyle atbaşı yarışan Tayland’ın üç çeyrek yüzyılda toplam yirmi üç darbeye veya darbe girişimine sahne olduğunu hatırlatarak, "bir yirmi dördüncüsü daha vuku bulmuş, vaka-ı adiye sayılır" diye ekleyeceksiniz.

Háttá eminim, "ordu göreve" pankartı açan ve "genç subaylar rahatsız" manşeti atan "ulusalcı" taife şimdi derhal kısa dalga anteni edinip pür heyecan Bangkok radyosunun marş yayınlarını dinlemeye çalıştığından, bana şöyle gözdağı vermeye kalkışacaktır:

"Ne o hazret, yüce Tayland silahlı kuvvetlerinin emperyalist ve gerici iktidarı devirmesiyle, yakında senin de tepene inecek olan dipçiğin korkusuna mı kapıldın?"

Ne diyeyim, büyüklük yine bende kalsın.

* * *

EVET bende kalsın, çünkü "ulusalcı" cehaleti tekrar bağışlayıp ve bıyık altından gülüp, General Sonthi Bunyaratglin öncülüğündeki darbenin aslında buram buram "taç koktuğunu" vurgulayacağım. Yani, cunta mutlaka ve mutlaka Kral Buhimidol Adulyadej’den zımni destek aldı.

Dolayısıyla, o kralın Başbakan Taksin Şinavatra’ya hanidir zılgıt geçtiğini de ekleyip, "ulusalcılar"a, "her gördüğün süngülüyü komitacı baban sanma" demekle yetineceğim. Tamam da, burada ciddi bir ikilemle karşı karşıya kaldığımı itiráf etmek zorundayım.

* * *

ÖYLE, zira Karun zengini sabık başbakanın ülkeyi büyük ölçüde "sen, ben, bizim oğlan" nepotizmiyle yönettiği ve rüşveti kurumsallaştırdığı hiç şüphe götürmüyor. Artı, Şinavatra’nın devlet kaynaklarını hem etrafına "ulûfe dağıtmak"; hem de kırsal sakinlerine "sus payı" vermek için kullandığı bir sır oluşturmuyor. Zaten, zahir kokuyu sezdiğinden, servetinin bir kısmını geçen hafta Londra’ya aktardı.

Bu takdirde, ahláki açıdan bakarsak, iktidara yapışmak huyu da olmayan Tayland ordunun müdahalesini, "darbelere ilkesel karşıtlık" amentüsüyle reddetmekte zorlanırız. Kaldı ki, cunta dün yönetimi iki hafta sonra sivillere devredeceğini duyurdu.

Kabul de, madalyonun diğer yüzünde, şehirli orta sınıf ve seçkin muhalefetine rağmen, köylü ve yeni zengin destekli hükümetin seçim çoğunluğuyla iktidara geldiği gerçeği duruyor. Alavere dalavere belki gırla gidiyor ama, ciddi bir kesim de bundan şikayet etmiyor. O halde, böyle durumlarda "ilkesel tutum" nedir, ne olmalıdır ve de olabilir mi?

* * *

BEN cevabı bilmiyorum ve her biri için kılı kırk yarmak gerektiğine inanıyorum. Bildiğim tek şey, cehálette cüretkár "ordu göreve"nin de asla cevap olmadığıdır.



Bu yazı 950 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 22 Kasım 2008 Marx dönüyor mu?
    • 8 Kasım 2008 Ulusalcılar neden Obama karşıtı
    • 20 Eylül 2008 Krizden kim sorumlu
    • 30 Ağustos 2008 Soğuk Rusya
    • 17 Kasım 2007 Aklın ve varilin fiyatı
    • 31 Ekim 2007 Kandil Dağı’na projektör
    • 6 Ekim 2007 Ulus devleti düşünmek
    • 23 Haziran 2007 Washington arifleri
    • 18 Nisan 2007 İkinci tahrifat
    • 11 Kasım 2006 Irak: İki yıl daha
    • 7 Ekim 2006 Merkel ve ayar
    • 27 Eylül 2006 Biz ve Ahmedinejad
    • 23 Eylül 2006 Lozan mı delik kevgir mi delik
    • 21 Eylül 2006 Bir darbenin anatomisi

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,259 µs