En Sıcak Konular

Ahmet Kekeç


Ahmet Kekeç
0 0 0000

Hadi bilmiyorsun bari haddini bil!



Demişti ki rahmetli (Attila İlhan), ‘Türk halkıyla Türk aydını arasındaki fark, mesafe değil, mahiyet farkıdır.’

Şunu demek istiyordu:

Kendisine ‘aydın’ sıfatını layık gören okumuş yazmış takımı başka bir uzayda yaşıyor. Halkla arasındaki fark da, edinilmiş, kazanılmış bir fark değil. Rezervle ortaya çıkmış bir fark.

Buyurun, sanki Ertuğrul Özkök’ü tarif ediyor.

Hilmi Yavuz’un ‘vasıflarını kaybetmiş bir entelektüel’ saydığı Ertuğrul Özkök’ün bu vasıflara ne zaman sahip olduğunu bilmiyorum.

Kaybettiğine göre, demek ki sahipti.

İyi de, bunları ne zaman kaybetti?

Fransızca bilmek, içinde ‘kitle’ ve ‘iletişim’ geçen yazılar yazmak, Aydın Doğan’ın iştiraklerinde hisse sahibi olmak bir insanı aydın ve entelektüel kılmaya yetiyorsa, doğrudur, Ertuğrul Özkök bilmemeyi, öğrenmemeyi, fikir sahibi olmamayı ‘öteki’ne karşı üstünlük sayan modern bir entelektüeldir.

Peki, modernlikten ne anlıyoruz?

Literatürdeki karşılığına girmek istemiyorum. Uzun ve sıkıcı bir konu bu...

Bizde modern olmanın/modern sayılmanın tek ölçütü vardır, o da ‘dine mesafe koymak’tır...

Ne kadar kavram ve terminoloji cahiliyseniz, din düşüncesinden ne kadar uzaksanız, ‘ortak değerler’ konusunda ne kadar az şey biliyorsanız o kadar modern ve aydınsınız.

Bilmemek oysa, üstünlük olabilir mi?

Tamam, inanmayabilirsiniz, ‘din düşüncesi’nden neşet eden değerleri geri ve ilkel bulabilirsiniz, bir şeye bağlanmayı kabul sınırlarınız içinde görmeyebilirsiniz, birtakım dogmalarla ve değişmezlerle hayatınıza yön vermek istemeyebilirsiniz, ama kendinizi söz söyleme mevkiinde görüyorsanız en azından bazı şeyleri bilmek, temel bazı bilgilere sahip olmak zorundasınız.

Ertuğrul Özkök hayatında eline bir ilmihal kitabı aldı mı, merak ediyorum?

Dua nedir, biliyor mu?

Kıyam nedir, saf tutmak nedir, ‘huzur duruşu’ nedir, istavroz çıkarmak nedir?

İstavroz çıkardığınızda aslında ne yapmış oluyorsunuz?

Kilisede namaz kılınır mı?

Papa’nın huzur duruşuna ‘jest-karşılık’ olarak teslis işareti mi yapmak gerekmektedir?

Teslis nedir, tevhid nedir?

Tevhid ‘birleme’yse, haç çıkaran biri aslında ne yapmış olmaktadır? Bu yaptığı şey itikaden nereye oturmaktadır?

Hayır, bunları bilmek için dindar olmaya gerek yok.

Bunlar, söz söyleme mevkiinde bulunan herkesin, her okur-yazarın, inansa da inanmasa da her aydının mutlaka bilmesi gereken basit, sıradan, üstelik kolay ulaşılabilir bilgiler.

Bu kadarcığını, bırakın ‘İslam düşüncesi’yle ünsiyet kurmuş kimseleri, sıradan bir batılı bile bilebilir.

Müsteşrikler zaten bilir.

Demek ki, Diyanet İşleri Başkanı’nı camide istavroz çıkarmaya davet eden, bunu da ‘büyük jest’, ‘büyük misafirperverlik’ zanneden Ertuğrul Özkök, sağlıksız bir müsteşrik kadar bile sağlıklı düşünemiyor.

Demek ki bunların cüreti cehaletlerinden geliyor.

Hem bilmeyeceksin, hem bilmemeyi marifet sayacaksın, hem de oturup büyük bir pişkinlikle, ‘Entelektüel mahalle artık sahipsiz değil, bütün dinciler, bütün ikinci cumhuriyetçiler korksun, süper yazar geliyor’ şeklinde yazılar yazacaksın.

Senin ‘süper yazar’ını da gördük.

Had bildirme göreviyle entelektüel mahalleye saldığın süper yazarın, daha ‘minare’yle ‘kule’ arasındaki farkı bilmiyor...



Bu yazı 772 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Balyoz ve empati
    • 5 Temmuz 2012 Hükümeti ve cemaati çökertecek tek isim
    • 26 Haziran 2012 Ben olsam bu gazetecileri sürerdim cepheye
    • 20 Haziran 2012 Bu yazıyı Kürt kardeşlerim okusun
    • 4 Haziran 2012 Nerede bu inek?
    • 28 Mayıs 2012 Kana kan istermiş!
    • 14 Mayıs 2012 ‘Kes zırvalamayı’
    • 1 Mayıs 2012 Menderes de cami yıktırmış... Ne utanmaz adamlarsınız siz!
    • 20 Nisan 2012 Erol Özkasnak
    • 12 Nisan 2012 Suriye’yle savaşa mı giriyoruz?
    • 10 Mart 2012 ‘Zavallı Başbakan’
    • 29 Şubat 2012 Paşa niçin kendini öptürmedi?
    • 27 Şubat 2012 Bizi yormayın kardeşim
    • 17 Şubat 2012 Siz kimi kandırıyorsunuz?
    • 3 Şubat 2012 Rezil olmaya doymadınız mı?
    • 1 Şubat 2012 İyi ki sivil vesayet varmış, şerrinizden korunuyoruz
    • 19 Ocak 2012 Denktaş’ı diriltmek mi?
    • 14 Ocak 2012 Hangi gazeteciler valiz hazırlıyor?
    • 12 Ocak 2012 Kozinoğlu hakkında korkunç karartma
    • 2 Ocak 2012 İlan ediyorum: Hiç yüzleri kızarmayacak!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,937 µs