En Sıcak Konular

Obama ABD'nin ilk Yahudi başkanı mı?

21 Aralık 2008 09:14 tsi
Obama ABD'nin ilk Yahudi başkanı mı?
ABD'li ünlü sosyolog James Petras'tan ses getirecek bir makale...

Petras soruyor: Barack Obama ABD'nin ilk Yahudi başkanı mı?...

James Petras*

Obama Şimon (Shimon) Peres’e soruyor: “İsrail için ne yapabilirim?”

– Haaretz,  17 Kasım 2008

Filistin Bölgesi İnsan Hakları BM Özel Raportörü Richard Falk, İsrail politikalarının insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu söyledi …’Toplu cezalandırma” diye adlandırdığımız durumu yaşayan Filistin halkını korumak için BM’nin harekete geçmesi gerektiğini belirtti… Ayrıca Uluslararası Ceza Mahkemesi İsrailli sivil liderlerin ve askeri komutanların Gazze kuşatmasında uluslararası ceza kanununu ihlalden suçlanıp dava açılması gerekip gerekmediğini soruşturmalı dedi.
 
BBC Haber, 10 Aralık 2008

İran ile sert ama doğrudan diplomasiyi azar azar arttırmamız gerekir. Onlara nükleer silahları geliştirmelerinin kabul edilemez olduğunu, Hamas ve Hizbullah gibi terörist örgütlere finans sağlaması, İsrail’e karşı tehditleri inandığımız her şeye karşı olduğunu açıkça anlamaları gerekir… Bu gruplara karşı sertleşmemiz gerekebilir… Ve onlara açık bir tercih sunmalıyız… Bunu sert yolla mı yumuşak yolla mı yapmak istiyorlar.

– NBC Meet the Press programında Başkan Seçilen Obama, 7 Aralık 2008

12 Aralık 2008 "Information Clearinghouse" -- -- Önde gelen Siyonist sözcülerden biri olan, eski parlamento üyesi, Federal Yargıç, Başkan Bill Clinton’ın Beyaz Saray Danışmanı ve Obama’nın ilk destekleyenlerinden olan Abner Mikvner’e göre, “Barak Obama ilk Yahudi Devlet Başkanı’dır”. Mikvner’in doğrulaması Obama’nın hem İsrail Devletine hem de  Birleşik Devletlerdeki Siyonist İktidar Düzeni’ne tek yönlü ve uzun süreli taahhüdünü yansıtıyor. Aynı zamanda mali ve siyasi olarak güçlü bir Yahudi Siyonistleri ağının uzun süreli ve başarılı çabasıyla “Birinci İsrail” siyasi düzenlerini Obama’nın “aklına sokmaya” çalışmasını yansıtıyor. İkincisiyle ilgili olarak çarpıcı olan bazı Yahudi Siyonist liderler tarafından Obama’nın profesyonel ve siyasi kariyerinin yapılmasında, gerçekte Başkan seçilmesinde kendi akademik veya profesyonel başarısını reddedip “başrolleriyle” ilgili küçük düşüren ve küstah iddiaların söylenmesidir. (Tarihi olarak bu bazı Amerikan Yahudilerinin Afro-Amerikalılar adına 60’larda Sivil Haklar savaşı için, özellikle siyahî Amerikalıların kendi mücadelelerindeki bağımsız siyasi rollerini reddederek, mücadele edip kazandıklarını sürekli iddia etmelerinde görünüyor.) Hatta onun “bilgeliği”, “dehası” ve “entelektüel zekâsı” hep İsrail Devleti’nin karşılıksız desteği ile bağlantılı kişisel övgüleridir.  Şayet İsrail’e Gazze’deki açlık ambargosuna son vermesini önerirse Siyonist meslektaşlarının zekâsıyla ilgili alkışlarının yerini kaba tahkirlerin alacağını herkes kolaylıkla tahmin edebilir… Siyonistlerin adamlarını tanıdığını söylemeye gerek yok. Kendilerinden emin bir şekilde konuşmadan önce gücü ölçüp biçen ihtiyatlı ve sağduyulu bir politikacı olduğunu iddia ederken, özellikle beyaz Saray’ı, ekonomik konseyleri ve güvenlik takımlarını Siyonist fanatiklerle doldururken.

Obama’nın Yapılışı ve Yeniden Yapılışı
Ulusal olarak önde gelen Birinci İsrail propaganda organı Chicago Jews News gazetesi, Pauline Dubkin’in yazdığı “Obama ve Yahudiler” üzerine uzun bir makaleyi yayınladı. (24 Ekim 2008). Makalede “siyasi sahnenin uzun süreli Yahudi gözlemcisi” olduğunu onaylayarak “Obama’yı Yahudilerin başkan yaptığını, nereye bakarsanız bakın bir Yahudi varlığı göreceğinizi” belirtiyor.

Bu sadece pek çok siyasi konuda sürekli bombardımana tutulduğumuz bir Siyonist gücü aracısının sıradan küstahça kendini büyük görme övünmeleri değil, aynı zamanda Obama’nın özellikle sonraki günlerde siyasi hırslarında ilerlemede neye dönüşeceğinin önemli bir parçasını yansıtıyor. Herhangi bir şey için (ne kadar kötü olduğu ya da ahlaksız olduğu fark etmez) övünmeye hazır kendi reklâmını yapan Siyonistler (ZSP), Wall Street spekülatörleri, Ivy League (Sarmaşık Birliği) profesörleri, Pentagon militaristleri, kültürel bilgeler ve hatta caz ve sürekli yeniden yazılan tarih gibi (ya da Obama’nın durumunda olduğu gibi biyografi) sanat tarzlarının anahtar patronları Amerikan yaşamının her yönünde kendi önemlerini en üst düzeye çıkarırlar. ZSP makalelerinde Obama’nın beyaz Yahudi olmayan büyük annesinin onu entelektüel yetiştirdiğinden ve yazma, konuşma ve eğitimli bir insan olarak akıl yürütme gibi entelektüel becerilerinin temelini aldığı elit özel okullara gitmesi için alacağı burslar için özenle talepte bulunduğunu bahsetmekten uygun bir şekilde kaçınırlar. Obama’yı elit bir Ivy üniversite mezunundan etkin bir sosyal eylemciye dönüştüren Rahip Jeremiah Wright’ın merkezi önemi ZSP tarafından onların “saptırmacı ve Yahudileştirilmiş” Obama biyografisinin dışında bırakılıyor. Wright’in desteği ve geniş güvenilirliği nedeniyle Obama Chicago’nun Afro-Amerikan civarlarında düzenlenen topluluklara katılabiliyordu. Bu Rahip Wright sayesinde olmasaydı, Obama’nın asla Chicago siyasetine katılmak için sosyal bir temeli ya da örgütsel bir deneyimi olmazdı. Obama bu becerileri ve halk ilgisini kazandıktan hemen sonra Siyonist çıkarcı politikacıları onu fark etti ve onun hırsları ve egosu üzerine çalışmaya koyuldu ve İsrail yanlısı gündemleri için onu kuvvetlendirip siyasi kariyerini finanse ettiler.

Siyonistlerin biyografisini yeniden yazmasına Obama tarafından karşı konulmadı. Yeni danışmanlarına, Birinci-İsrail ideologlarına ve mali destekçilerine uymak için kendi isteğiyle eski danışmanlarını, ayrıca İsrail’in koşulsuz destek çizgisindeki Siyonistlere bağlı kalmayan siyasi danışmanlarını ve siyasi arkadaşlarını aşağılayıp uzaklaştırdı. Hemen akla iki vaka geliyor. Obama’nın dış politika danışmanları arasındaki Zbigniew Brzezinski ve Robert Malley’in varlığına Siyonist görüştekiler muhalif olunca, Obama’nın iç halkasındaki Siyonistler tarafından hemen Obama’nın da onayıyla olayların merkezinden uzaklaştırıldılar. İşkence taraftarlığıyla adı çıkmış Harvard Hukuk Profesörü Siyonist faşist Alan Dershowitz Demokrat Parti Toplantısında konuşurken (eski başkanların yüzyıllardır süren siyasi geleneğini müteakip) eski ABD Başkanı Jimmy Carter (İsrail’in ırkçı politikaların prensipli bir eleştirmeni)  hakkında uğultu çıkardığında, Siyonistler beş dakikalık bile onunla ilgili konuşmasını küstahça hakaretler ederek kestiler. Obama’nın da onayıyla ‘Profesör’ Dershowitz açıkça eski Başkanı sansürleyerek Demokrat aday Obama üzerine başarısı ve gücü hakkında övücü sözler söyledi.

Obama’nın Birinci-İsrailci olarak dönüşümü ZPC’nin ABD siyasi sistemine neredeyse yenilmez bir güç üssü kurma metotları için mükemmel bir vaka çalışmasıdır. ZPC’nin kuruluşu önceden planlanmış, merkezi olarak kontrol edilen bir entrika sonucu değildir. Obama’nın dönüşü ideolojik ayrım, bireysel, aile ve toplum temelli çabalarla başladı. Obama yerel ofisten siyasi ofise yükseldiğinde Siyonizmin reklâmı da yerel çabadan ulusal ve örgütlü bir çabaya dönüştü. Bu çabaların içinde kampanya finansmanı, iş kariyer tayinleri ve İsrail için ödenmiş propaganda ve öğreti ziyafetleri bulunuyordu.

ZPC Birinci İsrail çizgisine parmak ucuyla dokunmayı reddeden ve inatçı kalan İsrail’in kamu siyasi eleştirmenleri için pek çok Yahudi toplumsal örgütlerle medya karalamaları ve sistematik kamu teşhiri aracılığıyla misilleme ve gözdağı tehditleri ve ‘askere almalarla’ ilgili olarak olumlu yönlendirmeler yapıyor.

Chicago Jews News gazetesinde yayımlanan makaleye göre Obama’yı Birinci-İsrailciye dönüştürme Harvard Hukuk Okulundaki çalışmaları sırasında Siyonist Profesör Martha Minow tarafından “zeki, umut vadeden ve siyasi olarak hırslı” ve muhtemel bir asker olarak ‘belirlendiğinde’ başladı. Profesör övünerek Demokrat olan babası da dâhil aile üyeleriyle nasıl irtibat kurup, Chicago’da hukuk firmaları olan Siyonistlere Obama’yı işe almalarını nasıl tavsiye ettiğini anlatıyor. Kısacası Siyonistler arasına adam almada ilk adım ilk irtibat için prestijli bir akademik geleceği kullanmaktı ve bunu müteakip profesyonel bir ağla kariyer ilerlemesi vaadiydi.

Bir sonraki adım önde gelen Siyonist mali destekleyiciler de dâhil Yahudi Toplumundaki dostlar ve komşuların birliğine Obama’yı tanıtmaktı. Obama’nın ilk destekçileri siyasi geleceğinin Birinci-İsrail gündemine tam taahhüdüne dayanan Siyonist müttefiklere ve desteğe bağlı olduğunu ikna etmekte anahtar bir rol oynadılar. Demokrat Parti’deki Siyonist liberal destekçilerle bağları sıkılaştı. Siyah toplum örgütleri, Protestan rahibi ve eski danışmanı olan Afro-Amerikalıların vaizi Rahip Jeremiah Wright ile olan bağları zayıfladı. 1990ların sonları itibariyle Obama liberal Siyonist Demokrat Parti içine iyice yerleşti ve başkanlık kampanyasında çok önemli olan iki Siyonist kimlikle ekip kurdu: 2002’den beri Obama’nın baş siyasi stratejisti ve 2008’deki başkanlık kampanyasındaki baş mimar ve taktikçisi olan David Axelrod ile milyarder emlak sahibi ve azimli Birinci-İsrailci Phillip Klutznick’in kızı Bettylu Salzman. Salzman/Klutznick, Obama İsrail’in menfaatlerine taahhüdünü temin etmemiş olsaydı liberal siyaseti nedeniyle destekleyip finanse etmeyeceğini itiraf ediyor. Şöyle söylüyor, “Açıkçası İsrail’e ve simgelediği şeye muhalif olan birini desteklemeyeceğim. İsrail ile ilgili tüm meselelerde kesinlikle doğru yolda. (Hillary) Clinton ile tam olarak aynı yerde, belki daha da güçlü. Daha aydın bir düşünür.” (Chicago Jewish News, 24 Ekim 2008) Obama Illinois Senatosunda hizmet ederken, Ortodoks Yahudi ve fanatik Birinci-İsrailci Ira Silverstein ile aynı ofisi paylaştı. Rolünü Obama’ya Yahudi Ortodoksluğunu “öğretme” ve daha önemlisi “İsrail yanlısı duyguları paylaşmayı” öğretme olarak övünüyor. “Silverstein PLO (Filistin kurtuluş örgütü) bombalamalarını kınayan sayısız kararı desteklerken Obama da hevesle yardımcı destekçisi oldu.” (aynı haberde)

Chicago Siyonist İktidar Düzenine tam olarak girince Obama’ya Axelrod, Klutznick ve diğer önemli stratejistler tarafından İsrail’e zorunlu ritüel hac yolculuğunu yapması ve Senato kampanyası bağlamında liderlere itaatini göstermesi tavsiye edildi. İki yıl sonra 2006 yılında İsrail’e ziyareti sırasında Obama’ya Chicago Kenti Yahudileri Federasyonu’nun başkan yardımcısı eşlik etti. Siyonist rehberiyle Obama İsrail Ordusu tarafından vahşice baskı gören ve her gün Siyonist Faşist yerleşimciler tarafından saldırıya uğrayan Filistinlilerin durumunu tamamen görmezden gelerek İsrail devleti ile “bağlantı kurdu”. Obama tamamen kendini adamış bir Siyonist Afro-Amerikan politikacı olarak geri döndü.

İsrail ZPC sertifika onayıyla Obama’nın mali destek temeli genişledi. Illinois’de Obama’nın mali kampanyasını yürüten James Crown’ın babası Lester Crown gibi bazı zengin İsrail yanlısı Yahudi Amerikalıları dâhil etti. Baba Crown’a göre “Onunla tanıştığımdan beri, İsrail hakkında defalarca konuştuğumuz zamanlarda İsrail’in savunma pozisyonunun ve İsrail’in güvenlik durumunun ateşli destekleyicisiydi.” (aynı haberde)

Filistin’in tüm topraklarını İsrail’e katmak ve ‘Arapları’ sürmek isteyen ve Obama’nın geçici iki devlet çözümüyle rahatsız olan Siyonist faşistlere, Crown Obama’nın teklifinin Filistin’den tavizler için o kadar önemli taleplerle söylendiğini temin ediyor ki hükmü kalmamış bir kanun hükmünde olduğunu söylüyor.

Bu Siyonistliğe iyice girmiş Obama’yı tüm Yahudiler kabul etmiyor: Bazı ırkçılar Rahip Jeremiah Wright ile olan “çok yakın ilişkisi” nedeniyle güvenilmez ve niteliksiz bir ‘Kara’ olduğunu düşünerek reddediyorlar. Siyonizmden etkilenen kitle iletişim araçları fikirlerini aşırı muhafazakâr kanattan aldı ve Rahip Wright’a ve Obama ile bağlantılarına karşı bir nefret kampanyası başlattılar. Obama’nın başkanlık kampanyasını yürüten ‘liberal Siyonistler’ Obama’yı kendisini 1980lerdeki danışmanı ve eski vaizinden uzaklaştırması için kolayca ikna ettiler. Obama razı oldu. Bununla beraber, Cumhuriyetçi Sağ kanat ve Siyonist faşistler birlikte Obama’nın Rahibi açıkça reddetmesini talep ettiler. Liberal Siyonistler metni hazırladılar ve Obama ezberden okudu. Metin Rahip Wright’ı şiddetli kınama içeriyordu, özellikle Wright’ın Filistinlilerin özerklik ve kendi geleceklerini saptama savunması ‘suçlarından’ biri olarak sayılıyordu.

Obama Ürdün Nehrini geçti. Siyon faşistlere teslim olması liberal Siyonist destekçilerine yakın ve uzun süreli bağlılığının kaçınılmaz bir sonucuydu. Baskı görenlerin ünlü Afro-Amerikan Hıristiyan din adamının kamu önünde tasfiye edilmesi ve kırbaçlanması Siyonistlerin Obama’yı Amerika Birleşik Devletleri’nin ilk Yahudi (daha doğrusu Siyonist) Devlet Başkanı yapması yolunda sadece bir başlangıçtı. Daha sonra geçmişte İsrail’in politikalarını en ılımlı şekilde bile olsa eleştirmiş ya da ABD’deki Yahudi Lobisinin ya da İsrail’in herhangi bir eleştirisini övmüş ‘merkezci’ ya da ‘gerçekçi’ tüm danışmanların tasfiyesine sıra geldi. Bu açıkça ‘ilişkilendirme yoluyla suçlamaydı’.

Siyonist faşistler kısa süre sonra Obama’nın liberal Siyonistlerini sırasıyla Soğuk Savaş Ulusal Güvenlik Danışmanı Zbigniew Brzezinski’yi, eski Devlet Başkanı Jimmy Carter’ı, Harvard Üniversitesi Kennedy Devlet Okulu’nda okutman ve yazar olan Samantha Power’ı, Siyonizme karşı sezilen suçlarından ötürü eski Clinton danışmanı Robert Malley’i başkanlık kampanyası sırasında tasfiye etmelerine zorladı. Brzezinski “tarafsız Orta Doğu politikasını” savunmaktan suçlandı. Bu durum Büyük Amerikan Yahudi Örgütlerinin Başkanlarına (PMAJO) hâkim olan İsrail’in koşulsuz destekçilerinin gözünde açıkça ‘Yahudi düşmanı’ olarak görünüyordu. Daha da kötüsü Yahudi siyasi görüntüye tam bir saldırı olarak görülen İsrail Lobisinin eleştirildiği Walt-Mearsheimer kitabını övüyordu. Power ve Malley aynı zamanda Birinci-İsrail çizgisini de ihlal etmişti. Brzezinski Profesörler Walt ve Mearsheimer’ın çalışmasını övdüğü sözlerini geri alsa da ‘sakıncalı üçlü’ dış politika uzmanının üyeleriyle birlikte uzaklaştırıldı ve Orta Doğu ile ilgili politika meselelerine herhangi bir katkı yapmaktan çıkarıldılar.

Obama’nın Orta Doğu politikasının kontrolü, İsrail’in İran nükleer ve askeri tertibatına öncelikli olarak silahlı saldırı dâhil aşırı militarist politikalarının şiddetli Siyonist savunucusu Dennis Ross tarafından üstlenildi. Ross Gazze Bölgesinde yaşayan 1,5 milyon kişinin İsrail açlık ambargosunun koşulsuz destekleyicisidir ve Lübnan’daki sivil hedeflere karşı hava saldırılarını tamamen desteklemiştir. Obama’nın Ross tayini liberal, Ortodoks ya da faşist fark etmez tüm Siyonistler için Orda Doğu’daki ABD politikasının İsrail Devleti’nin ve askeriyesinin menfaatlerine tabi olmaya devam edeceğinin en açık garantisidir.

Obama’nın Orta Doğu politikasıyla ilgili tüm ılımlı sesleri tasfiye etmesi ve fanatik Birinci-İsrailcileri kampanyasında ve yeni Yönetiminde anahtar pozisyonlara getirmesi Siyonist İktidar Düzenine uzun dönemli ve derinlemesine daldığını yansıtıyor. Sonuç “Yahudi Devlet Başkanı” olmasıdır. Beyaz Saray, ekonomi ve güvenlik ile ilgili en önemli tayinleri Obama’nın adaylığının seçim öncesi Siyonist güç tarafından yapıldığını, zorla kabul ettirildiğini ve yazıldığını en iyi şekilde yansıtmaktadır.

‘Yahudi Başkanın’ Biçimlendirilmesi
Obama’nın en uzun süre destekleyicilerinden biri olan Rabbi Arnold Jacob Wolf Obama’nın Siyonist tayinleriyle ilişkisine bir ipucu veriyor. Rabbi Wolf’a göre “Obama Yahudi dünyasının içine yerleşmiş durumda.” Rabbi tüm Yahudilerin Birinci-İsrail görüşlerini kabul ettiğini küstahça varsayarken, Yahudi-Siyonist dünyasını kastediyorsa kesinlikle haklıdır.

Obama’nın gözle görülür derecede başarısız ekonomist ve güvenlik görevlilerini seçmesini ZPC’ye olan uzun dönemli ve geniş çaplı bağlantılarından daha iyi açıklayacak bir şey yoktur.

Obama ABD-İsrail çifte vatandaşlığı olanları tayin ederek işe başladı. Illinois Meclis Üyesi Rahm Emmanuel ve Siyonist David Axelrod Beyaz Sarayda makama getirilirken, Lawrence Summers (Yahudi faşisti, işkence savunucusu Alan Dershowitz ile uzun süreli Harvard dostluğu oldu) Beyaz Saray ekonomi danışmanı başkanlığına getirildi. Summers ömrü boyunca Birinci-İsrailci oldu. Harvard Üniversitesindeki başkanlığını İşgal Edilen Bölgelerdeki İsrail politikalarını eleştiren bir grup fakülte öğrencisine konumundan güç alarak saldırmak için kullandı. Clinton dönemindeki eski Hazine Bakanı iken şu anda tamamen harap olan spekülasyonun hâkim olduğu mali sistemin baş mimarıydı. ‘Yahudi Başkanlığı’ çizgisinde Obama önde gelen Birinci-İsrailcilerden birini Ortadoğu politika yapıcılardan biri yaptı. – Dennis Ross İran ile ihtiyadi savaşı savunan bir başkanlık makamının metnini yazanlardan biri ve yönlendirici bir Siyonist düşünürdür. Ross Obama’nın muhitinde önemli bir Siyasi figürdür ve tayini Büyük Amerikan Yahudi Örgütlerinin 52 Başkanı (PMAJO) için garantidir. Obama rejimi Amerikan silahları ve Amerikan vergi parasıyla Arap ve Farsça konuşulan bölgesel komşulara her İsrail savaş suçunu, saldırısını veya işgalini takip edip destekleyecektir. Ross, Axelrod, Summers, Emmanuel ve Kongre’deki korkak takipçileri Amerikan İsrail Kamu İşleri Komitesi (AIPAC) ve tüm Siyonist toplumu temelli ağ ile Obama’nın kendi gündemlerine içinden çıkamayacak şekilde bağlı olduğunu temin edeceklerdir. İsrail’in Filistin’i işgalini ve sözde nükleer tehdidi ile ilgili uydurmalara dayanarak İran ile ihtiyadi savaşın reklâmına karşı gelen herhangi bir istihbarat soruşturmasının, yargısal sorgunun ya da Birleşmiş Milletler raporunun yayınlanmasına izin vermeyecekler. Son zamanlarda tayin edilen tüm Siyonistler İsrail’in sahte bir İran nükleer silahlar programı iddialarının aksini ispatlayan Birleşmiş Milletlere ve Uluslar arası Atom Ajansını suçladı. Yeni atanan Ulusal Güvenlik Danışmanı General James Jones’un İşgal edilen Bölgelerdeki sivil Filistin aklına karşı İsrail’in suçlarının yerinde soruşturmasının oldukça eleştirel iç raporunu asla kamuya açıklamayacağından emin oluyorlar.

Devlet Bakanı Hillary Clinton, Devlet Başkanı Obama ve Savunma Bakanı Gates Siyonist ağına öyle derinlemesine girmiş durumda ve Birinci-İsrail ideolojisini öyle derin aşılamışlar ki ZPC ‘baskısına’ gerek bile olmayacak. Aslında bu üç Siyonistleşmiş Zombi yaltaklanmaya ve boyun eğmeye hevesliler. Hatta her göz kırpma ve mimikte İran’a karşı BM vetoları ve tekrarlanan provokatif savaş eylemleri sinyali vermekteler. Filistinli mukimlerin haklarını etkili bir şekilde reddederek Kudüs’ü Yahudilerin ‘bölünmez’ başkenti olarak tanıyarak Siyonist danışmanlarını memnun etme hevesinde Başkan Bush’u bile geçtiler.

ABD’nin iç ve dış siyasi hayatı ve yönetimindeki stratejik ekonomi ve güvenlik makamlarının ele geçirilmesi üzerinde özenle çeki düzen verilen ilk ‘Yahudi Başkanlarını’ seçmelerinden ziyade ZPC’nin hâkimiyetinden kimse söz etmiyor.

Sonuç

Dünyanın stratejik bir bölgesinde militarist bir sömürgesel güç için ilk ve en önemli hırslı siyasi dedektif olarak hareket edenlerin azınlığının yükselmesi, dünya barışına ve son zamanların tarihindeki ABD demokratik değerlerine en büyük tehlikeyi temsil eder.

Şunu bir düşünün: Siyonistler ve onların içine girmiş klonları sadece Beyaz Sarayı yönetmiyor, aynı zamanda gündemlerinin, örgütlerinin ve İsrail Devletinin herhangi bir eleştirisini cadı avıyla susturmak ve tahkir etmek için (sol, liberal, merkez ve sağdaki) tüm siyasi düzenlerin sahipleriler. Bir eleştirmenle karşılaştıklarında tüm düzen tek bir ağızdan ‘Yahudi düşmanlığı’ diye bağırıyor ve arkasından keskin sivil yaptırımlar geliyor. Siyonist menajerler altındaki Obama’nın kariyeri gösterdiğine göre eski Afro-Amerikan danışmanı ve manevi kurul üyesi Rahip Wright’a karşı itici suçlamalar yağdırabiliyor; eski Devlet Başkanı ve Obama destekleyicisi Jimmy Carter’ı bir tarafa atarak açıkça aşağılayabiliyor; İsrail’in işlediği insanlık suçlarına işaret ettiği için (gerçi bu tür gözlemler Avrupa basınında ve siyasi arenalarında her gün yapılıyor) Brzezinski gibi önceki Demokrat Yönetimden üst düzey dış politikacıları arıtıp ‘zararsız hale getirebiliyorlar’.

Düzen, teşvikleri (Obama’nın reklâmının yapılması gibi) ve caydırıcı önlemleri (Carter’ı etiketlemek gibi) birleştiriyor. Bir bireyin, politikacının, akademisyenin, yazarın ya da gazetecinin İsrail Devletine ‘faydalı’ mı (şartsız destekçi olması gibi) yoksa ‘zararlı’ mı (eleştirmesi gibi) olduğuna dayanıyor.

Obama deneyimi, küçük, sıkı örülmüş, yi örgütlenmiş ve iyi finanse olmuş bir azınlığın nasıl profesyonel makamlara ve güçlü ekonomik girişimlere getirildiklerini resmediyor. Geçmişte Siyonist eşkıyalığının sivil toplumdaki konuşma özgürlüğümüze saldırmasını yaşadıysak, bu eşkıyaların Beyaz Sarayın tam kontrolünü ellerine geçirdiklerinde neler yapabileceklerini bir düşünün. Gerçekten Amerika Birleşik Devletlerinin ‘İlk Yahudi Başkanı’! Amerikan halkını, onların haklarını, menfaatlerini ve ülkelerinin bağımsız dış politikasını nerede bırakıyor?

Son Söz

Aralık 2008’in başlarında İsrail’in ‘Bibi’ Netanyahu liderliğindeki sağ kanat partisi Likud gelecek ulusal seçimler için (12 Şubat 2009) aday listesini tayin etti. Gösterilen adayların çoğunluğu pek çok İsrail gazetecinin “sıkı sağcı” ya da tam olarak Siyon faşistliği olarak tanımladığı tarzda kişilerden oluşuyor. Likud Partisi çoğunluğu tüm Filistinlilerin (yani Yahudi olmayanların) Büyük İsrail’den kovulmasını, Gazze’nin askeri zaptını, barış görüşmelerinin her bahanesinin son bulmasını ve İran’ın hemen bombalanmasını destekliyor.

Şu anda Likud ve faşistleri İsrail Yahudilerinin çoğunluğunun desteğini alıyorlar. Kazanırlarsa “İsraillilerin kime oy vereceklerini sorgulamak bizim işimiz değil. Bizim görevimiz İsrail Devletini desteklemektir,” diyen ABD’deki İsrail yanlısı başlıca saygın Yahudi örgütlerin desteğini alacakları kesin.

İsrail faşist rejiminin seçilmesi Washington’daki bahsi arttıracak. Obama’nın Siyonist düzene girmesi Yahudi faşizmini, Filistin’in tamamen etnik arındırılmasını ve onların tek taraflı İran’ı ‘bombalama’ kararlarını desteklemeyi içeriyor mu? Başkanlığının üçüncü haftasına giren Obama’yı bölgedeki ABD politikasının yapısını tanımlayacak en büyük Ortadoğu meydan okuması bekliyor.

Obama son zamanlarda henüz ABD’de bir anlaşma olarak imzalanmasa da İsrail’i korumak için Washington’un İran’ı bombalayabileceğini ileri sürdü. Bununla ilgili olarak Bush Yönetimi Ortadoğu’daki küçük bir ülke için oğullarının nükleer yanma riskine Kansas’taki Amerikalı ebeveynlerin ikna edilmesinin oldukça güç olacağını küçümser bir şekilde belirtti. Açıkça Obama İsrail’i içeren meselelerde Bush’tan bile daha büyük bir savaş tüccarı. Bu ‘Yahudi Devlet Başkanı’ olmaktan ileri geliyor.
 
*James Petras, New York Binghamton Üniversitesinde eski Sosyoloji Profesörüdür, 50 yıldır sınıf mücadelesinde varlığını sürdürmekte. Brezilya ve Arjantin’deki topraksızlar ve işsizler hareketine danışmanlık yapmaktadır. Maskesi Düşen Küreselleşme (Globalization Unmasked) (Zed Books) ortak çalışma kitabının yazarlarından biridir. Petras’ın yeni kitabı Siyonizm, Militarizm ve ABD Gücünün Düşüşü ( Zionism, Militarism and the Decline of US Power), Ağustos 2008’de Clarity Press, Atlanta’dan çıktı.
 
Bu makale Hale Akman tarafından Timeturk için tercüme edilmiştir.



Bu haber 4,088 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,483 µs