En Sıcak Konular

Küresel liderlik savaşları

30 Mayıs 2013 13:04 tsi
Küresel liderlik savaşları Amerikan gücü gerilerken, hangi ülkeler oyuna dahil oluyor?

TRT Haber kanalında her hafta Çarşamba günleri yayınlanan ve Faruk Bilgin'in sunduğu Açı programının bu haftaki bölümünde globalleşen dünyada Türkiye'nin pozisyonu ve liderlik savaşları stratejik açıdan değerlendirildi. Gazeteci Faruk Bilgin sordu, Prof. Dr. Sedat Laçiner, Prof. Dr. Talip Küçükcan ve Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan yanıtladı. Programdan satır başları şöyle:

Deniz Ülke Arıboğan

Berlin Duvarı'nın yıkılışından çok ciddi değişimler yaşandı, bir uygarlık sıçraması yaşandı. Bu sıçrama coğrafi alanarı manasız hale getirmeye başladı. Bir ülkenin sanal aleme hakim olması çok daha önemli olmaya başladı. O ülkenin pazarını kullanabilmesi, zihinlere hitap edebilmesi... Amerikalılar şöyle bir çelişki ile karşı karşıya kaldılar: Askeri alanda sürdürdükleri alan hakimiyeti politikası beden olarak insanları hapsedebiliyor ama zihinsel ve kalben tamamen kaybetmesine neden oluyor. Amerikan değerleri bir anda yok oldu.

Şu anda Obama'nın stratejisi dışında davranmak isteyen bir grup var ve onu çok ciddi sıkıştırıyorlar. Tek bir Amerika'dan da söz etmiyoruz. Artık dünyada egemenlik araçları ya da devlet gücü olarak tanımlanan şeyler bir anda pazarlara ve iktisadi alanlara kaymaya başladı. Sanayi sonrası toplumlarda en çok tüketen devletler daha güçlü olmaya başladı.  Vatandaşına zenginlik sunabilen, tüketime sevk edebilen devletin gücünün büyüdüğünü görüyoruz. Türkiye müthiş bir tüketim pazarı. Baktığınızda en canlı ekonomiye sahip ülke.

En önemli güç unsurlarından biri değer üretebilme kabiliyetidir. Amerikalılar değer üretebilme kabiliyetlerinin sonuna geldiler. Burada sıkıntı yaşıyorlar. Obama'nın strateji değişikliği bir şeylerin sonuna gelinmesinden kaynaklanıyor. Amerika askeri gücünü Ortadoğu'dan çekmez ama partnerleri ile varlığını sürdürmek isteyecektir. Kaya gazının bulunması, enerji yapısının değişmesi, Suudi Arabistan'dan bile daha fazla rezerve sahip olması bütün petrol piyasasını değiştirdi. Ortadoğu'nun petrollerine ihtiyacı yok belki. Ama ona ihtiyaç duyanları yönlendirmek ve yönetmeye ihtiyacı var. Dünya ekonomisini kontrol etmek açısından çok önemli. Ama öncelikler sıralaması değişiyor: Amerika artık Pasifik'e, kendine yakın alana doğru bir geçiş planlanıyor. Çin çok önemli. Eski çevreleme politikaları gibi gelişmeyecek. Eskiden coğrafi kontrol önemliydi. Şimdi tematik kontrol önemli. Yani Çin'in hangi alanlarda gelişmesine izin verilecek? Jeopolitik anlamın dışında da toprakların önemli hale gelmeye başladığını görüyorsunuz. Ortadoğu'daki egemenlik mücadelesi bu bölgenin Özü itibariyle bu bölgenin kapitalist alana yeniden entegre olmasına yönelik... Bir demokrasi baharı değil, bu. Kapitalist pazarlara eklemenmiş... Ortadoğu'da bu değişim tamamlanacak, şu anda bir geçiş dönemi var. Farklı bir model ortaya çıkacak. Daha çok burjuva ve daha çok tüketime geçilecek.

Bir grup etnik paradigma üzerinden sallarken ortamı, öteki grup mezhepsel paradigma üzerinden sallıyor. Mezhepsel ayrışma, İran'ın tüm etkinliğini kırar. Yani Şii duvarına hapseder. Ama öteki taraftan Şiiliği konsolide eder. Onun dışında Sünniliğin ötekisi konumundaki tüm hatları hareketlendirecek bir süreçtir. İran'ın o anlamda mezhep çatışması işine gelir. Kendisiyle rekabet eden güçlerin mezhepsel ayrılıkları zorlar. İran Çin'in enerji problemini çözüyor. O bölgenin en güçlü ülkelerinden biri. Doğalgaz ve petrol açısından çok önemli bir hattı, körfezi kontrol ediyor. Irak'a kadar uzanabiliyor, Batı'ya kadar gidenen damarları kontrol edebiliyor.

Ben Çin ile Rusya'nın aynı doğrultuda uzun süre yürüyebileceğini düşünmüyorum. Burada çatışma yok rekabet var. Herkes rekabet ediyor. Rusya ile Çin, ABD'yi bertaraf etmek veya Avrupa'yı dengelemek için yanyana yürürler ama ondan sonra gereken neyse yaparlar. Çünkü aynı alanda gelişiyorlar. Rusya arka bahçesindeki İran'ın etkisinden hiç memnun değil, mesela. Şu anda Suriye'de İran ile Rusya el ele yürüyor mu, çok emin değilim. Birliktelik olabilir ama rekabet de var kendi içersinde. İran'ın oraya gelmesi mezhepsel çatışmayı körükleyebileceği gibi, İsrail ile farklı yansımaları olacak bir şey. O yüzden İsrail Suriye'ye müdahale yanlısı. İsrail Suriye'ye müdahale ettiği anda Amerika'yı da buraya getireceğini bilmemiz gerekiyor. İsrail hiçbir savaşını tek başına yapmaz.

Sedat Laçiner

Amerika'nın gücünde aşağıya doğru bir iniş olduğu yönünde bir mutabakat var. Amerikan üniversitelerinde ne çok akıl yorulan konu, "yarının dünyası nasıl olacak? Biz daha uzun bir süre Amerikan gücünün süresini uzatabilir miyiz?" İçinde bulunduğumuz dönemde, tıpkı Sanayi Devrimi'nde olduğu gibi, küçük küçük devrimler yaşanıyor. Akıllı telefonlar, dokunmatik ekranlar... bütün hayata yaygınlaşan şeyler. Devasa şeyler. Amerika hem teknolojide hem de siyasette böyle  ipuçları yakalamaya çalışıyor. SSCB çökünce Amerika tarafından ciddi bir panik yaşandı, çünkü siyasi liderliği bu düşman imajına dayanıyordu. Reagen'ın şeytan imparatorluğu lafını hatırlayın. Şöyle düşünmeye başladılar: Dünya liderliğini 2020'ye kadar devam ettirebilir ama sonrası tehlikede. İki noktaya dikkat etmek lazım. Birincisi Asya-Pasifik. İkincisi de Ortadoğu hakimiyeti meselesi. ABD'nin dünya liderliği devam edecekse başka kimsenin bölgeye hakim olmaması gerekiyor.

Şu an makaleler yazılıyor, Suriye, Libya ve genel olarak Arap Baharı'ndaki çekingenliğini, Amerika'nın süper gücünün sonu olarak görülüyor. Sadece burada değil Gürcistan'da da güçleri yetmedi. Ciddi bir yer varsa, oraya giremiyor Amerika. Irak ve Afganistan'da ABD kendini tüketti. 5 trilyon dolarlık bir maliyetten bahsediliyor. Obama'nın durumu sütten ağzı yanan Amerika'nın yoğurdu üfleyerek yemesine benziyor. Ancak siz çekingen davrandıkça karşınızdakini korkutma gücünü kaybediyorsunuz. Caydırıcılık...

Bir medeniyeti ayakta tutan şey, değer üretebilme meselesidir. Amerika değer üretebiliyor mu? Demokrasi, özgürlük vs. bunların bayraktarlığını yapmıştır, Osmanlı adalet savunuculuğu gibi. Amerika, bana sorarsanız, iniş sürecindedir. Ama ne kadar sürecek? Obama'nın Suriye'de geri çekilmesinin sebebi de budur: Amerikan gücünü erezyona uğratmamak için. Dünya kuruluşundan beri kuraldır: Devletler çökme sebeplerinde ısrar ederler. Hatalarını tekrarlar. Amerika da ısrar edecek, çok net söylüyorum. Amerika Irak'ta sadece para kaybetmedi. İşkence görüntüleri ile Amerikan demokrasisini çürüttü. Guantanamo... Ebu Gureyb. Yaşlı Avrupa'ya bakın. Ben bakınca diken üzerinde duruyorum. Irkçı pozisyonların Hollanda'da, İsviçre'de vs.'de görmeye başladık. Irkçı-dinci partiler üç büyük partilerin başında gelmeye başladılar. Kundaklamalar devam ediyor. Ciddi bir değer çürümesi var. İngiltere'deki olay da bununla alakalı. Askerin bıçaklanması olayı... 2013 yılında MI5'in etrafında dolaştığı bir adam sokağın ortasında boğaz kesiyor. Boston saldırısı da bana hiç normal gelmiyor. Hiç mütedeyyin hayatı olmayanlar, İslam adını kullanıyor. Bunları neden anlatıyorum: 11 Eylül'den beri komplolar bizzat yaşanıyor, teorileri değil. Değer üretmeyen bir Batı görüyorum. Türkiye'nin bunların karşısında şansı, değer üretebilmesi olacak. Taklit değil, İslam'ın bu çağa hitap eden değerleri yeniden üretebilirse, bir şeyler yapabilir. Batı'nın bu içe çöküşü beni çok endişelendiriyor.

Kıyameti hızlandırma gibi esrarengiz planları olan gruplar, Hristiyan ve Yahudi Siyonist gruplar, Müslümanlar düşmanımızdır diyor. Amerika'da çok güçlü bir damar var, başarısız oldukça hatasında ısrar edecek, hata ettikçe başarısız olukcak ve sonunda kendi liderliğini kaybedecek. 

Talip Küçükcan

Şunu unutmamak lazım, İngiltere'De istisnai bir olay çıktığında bütün Müslümanara mal edilmesi söz konusu. İngiltere'de radikal müslümanlara liderlik yapanlar, başka yerlerden devşirilmiştir. 30 senedir İngiltere'nin göbeğinde propaganda yaparlar. Yeri ve zamanı geldiğinde piyasaya sürerler. Nijeryalı gence bakıldığında da büyük ihtimalle bu şekildedir. Bazı kesimler kaybetmeye mahkum edilmiş.



Bu haber 6,544 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,370 µs