AKP: 28,7

2 Nisan 2014 11:41 tsi
Muhalefetin tıp dilindeki hali: Bilinç kapalı...

iyibilgi Ankara

Haberimiz yazılırken, 30 Mart yerel seçim sonuçlarına ilişkin son tablo şuydu; AKP: %44,16, CHP: %28,6, MHP: % 15, 91. Ancak dünden bu yana-özellikle geleneksel muhalif kesimlerin tamamı, yine geleneksel basın-yayın organlarında-AKP’nin aldığı oy oranı üzerine 3 noktadan ağır bombardıman yapıyor. Bunlardan birincisi başa baş görünen illerde sonuçlara yüksek tonda itirazlar yapılıyor ve toplumsal olaylarla destekleniyor. (Bu ayrı bir konu ve başlı başına incelenmeyi hak ediyor!)

İkinci nokta; Aslında AKP’nin oylarının yükselmediği, AKP’nin büyük oranda oy kaybettiği ve Başbakan’ın istifa etmesi gerektiği, CHP’nin oylarının yükseldiği.

Üç; Aslında gerçek rakamın il genel meclisleri olduğu-ki orada da AKP açık ara önde-ve illere değil ilçelere (!) bakılması gerektiği. Elbette bu iddialar yine aynı tartışma tonu üzerinden karşılanıyor ve mesele uzayıp gidiyor. Oysa çok başka bir “dayanak noktası”, herkesin gözünü ayırmadan bakarak pozisyon alması gereken bir “kerteriz noktası” mevcut.

Diyelim ki AKP’nin oy oranı %28,67

Bu rakamın örneklenmesinin sebebi, AKP’ye en yakın CHP’nin oy oranının (şu anki) sadece % 0,1 üzerinde olması. (Matematiksel değil ‘farazi’ rakamlarla!) Bu halde AKP yine birinci parti oluyor. Bu en uç örnekten verilen oy oranından çıkacak siyasi ders, AKP’nin sadece Türkiye’de değil, belki dünyada da emsali az bulunur biçimde 8’inci kez halktan güvenoyu almış olmasıdır.

Türkiye’de 12 yıldır iktidarda bulunup, kronolojisini hatırlattığımız taktirde sayfalar sürecek iç-dış kuşatma ve saldırıların sonunda birinci parti olarak sandıktan çıkması, muhalefet partileri tarafından belki küçümsenecek bir durum olabilir ama oy istatistikleri hangi açıdan ve hangi niyetle okunursa okunsun-ki işte bu rakamdan daha aşağısına sandık sonuçları izin vermiyor-izah edilecek bir durum olamaz.

Bu muhalefetin istifa etmesi istenir mi?

Böylesi bir muhalefet yapısının yerini daha çağdaş, çalışkan, halka yakın ve strateji bilen kimselere bırakması, hele önünde iki önemli seçim daha bulunan AKP yönetimi tarafından istenir mi? Oysa Başbakan Erdoğan balkon konuşmasında hem MHP hem de CHP liderlerine istifa çağrısı yaptı.

İşin gerçeği, Erdoğan’ın bu teze dayanak olarak sunduğu devam cümlesiydi; Başbakan, iki partinin seçmenine, Türkiye’nin yeni ve kapsayıcı bir akla sahip olan, dışarıya karşı halkla beraber hareket eden bir muhalefete olan ihtiyacı gösterdi. Bu ihtiyacın varlığı kendini, daha saatler önce sandıktan birinci çıkan partinin istifasını istemekte göstermiyor mu?

Sonuç olarak AKP’nin oy oranı kaç olursa olsun, 12 yıllık çetrefilli bir dönemden lider çıkan siyasi bir parti duruyor ortada ve ters açıdan; sürekli kaybeden bir muhalefet var. Üstelik seçmenleri tarafından da alenen söylendiği gibi gücünü “başka seçenek olmadığı için onlara veriyoruz”dan alıyor.

www.iyibilgi.com

Bu haber 2,629 defa okundu.