En Sıcak Konular

ABD, Türkiye'den ne istiyor?

7 Nisan 2014 10:18 tsi
ABD, Türkiye'den ne istiyor? Cevap: 'Paralel devlet dedektörü'

Amerika Birleşik Devletleri'nin Ankara Büyükelçisi Francis J. Ricciardone, yerel seçimler sonrası Hürriyet gazetesinden Cansu Çamlıbel'e röportaj vermiş. Röportajdan dikkatimi çeken noktaları mercek altına aldık. 

- Ben Türkiye'ye uzun vadeli bir perspektif üzerinden bakıyorum. Türkiye pek çok alanda çok ilerledi. Dünya standartlarında bir demokrasi için giderek gelişen bir farkındalık var. Biliyorsunuz, 'denge ve kontrol mekanizması' (checks and balances) dediğimiz şeyin önemi 1990'larda anlaşılmıyordu bile. Otoriterliğe karşı, ya da gizli grupların oluşumuna karşı ya da derin devlet denen yapılar içindeki yasadışı faaliyetlere karşı nasıl korunuruz? Bugün bunları tartışıyorsunuz. İyi bir idare istiyorsunuz ve talep etmeye devam ettiğiniz takdirde, bunu elde edeceğinize eminim. Bütün demokrasilerde böyledir; eğer elinizdekiyle tatmin olup en iyisini isteme azminizi kaybederseniz demokrasiniz ölümcül bir sarmala girer.

- Biz elimizde bir paralel devlet detektörüyle gezmiyoruz. Bu kavram Amerikalıların anlayabileceklerinin çok ötesinde bir şey. Bunun ne anlama geldiğine karar vermek de, karşılığında ne yapılacağına karar vermek de Türklerin kendisine kalmış. Ne anlama geldiğini bize sizler söyleyeceksiniz. Biz de bu meseleyle nasıl başa çıktığınızı büyük bir ilgiyle takip edeceğiz.

- [Pensilvanya'da yaşayan Fetullah Gülen'in iadesi konusunda Başbakan Erdoğan'ın Başkan Obama ile yaptığı telefon görüşmesi hususunda] O telefon konuşmasında bir kez daha vurgulanan temel nokta şuydu; biz Türkiye'ye saygı duyuyoruz ve kesinlikle içişlerinize karışmayız. Elbette bu meselenin farkındayız. Evet hükümetiniz konuyu gündeme getirdi. Yasal konularda yapılan tüm başvurulara hürmetle ve ciddiyetle yanıt vereceğiz. Ancak ülkemizde ikamet eden Türk vatandaşlarının haklarını kullanmasına da karışmayız.

- [ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Marie Harf geçen hafta sorular karşısında Gülen'i kastederek 'O beyefendiyi unutun' sözüne istinaden] Bize göre, yasadışı aktivite emareleri olmadıkça ülkemde yaşayan bir Türk vatandaşıyla ilgili konuşmak karşı karşıya olduğumuz gerçekten ciddi meseleler konusunda dikkatimizi dağıtır.

Bunlar Büyükelçi Ricciardone'nin sözleri. Gelelim altmetni okumaya.

Gizli gruplar, derin devlet ve otoriterlik lafının birarada kullanılması tesadüf değil. Hele ki son cümlede yer alan "eğer elinizdekiyle tatmin olup en iyisini isteme azminizi kaybederseniz demokrasiniz ölümcül bir sarmala girer" lafı dikkate alınırsa...

Ankara için birincil öncelikte bir tehdit olarak görülen 'paralel devlet' kavramının Amerikalılara ne kadar yabancı olduğunu, "bunun ne anlama geldiğini bize sizler söyleyeceksiniz" diyerek vurgulayan Büyükelçi, bir sonraki cümlesinde "elbette bu meselenin farkındayız, hükümetiniz konuyu gündeme getirdi" diyerek kendisiyle çelişir bir hava veriyor. Amerikan kamuoyu paralel devlete yabancı olabilir ancak Başbakan Erdoğan'ın bizzat Başkan Obama ile telefon görüşmesinde konuyu anlattığını kendisi söylüyor. Yani paralel devletin "ne anlama geldiği" bizzat Başbakan tarafından ABD yönetimine anlatılmışken, hala "bize anlatmanız gerekiyor, çünkü bize yabancı" deniyorsa orada bazı parçalar tam yerine oturmuyor demektir. Hele ki daha sonra Gülen'den daha ciddi meselelerimiz var deniyorsa. Gülen'den daha ciddi meselelerin olduğunu söyleyebilmek için Gülen'in teşkil ettiği meseleyi kafanızda bir yere oturtmuş olmanız gerekir.

Bu kadar tutarsızlık, Ricciardone gibi deneyimli bir büyükelçinin harcı değil. Daha iyi niyetli bir okuma yaparsak, büyük ihtimalle oradaki esas vurgu "yasadışı aktivite emareleri olmadıkça" ve "elimizde bir paralel devlet detektörüyle gezmiyoruz" laflarında gizli. Yani hukuki açıdan Beyaz Saray'ın harekete geçebilmesini sağlayacak bir kanıta işaret ediliyor olabilir.  Kendi içinde organize ancak tüzel bir yapısı olmayan dini bir cemaat nasıl suçlanacak?

Bunun için yeni bir hukuki alt yapının yanı sıra yargı ve kolluk kuvvetlerinin, kendisini soruşturulmasını engelleyecek "paralel" öğelerden arındırılmış olması şart. Bunun için de Ankara'nın iadesini talep ettiği kişinin vereceği bilgiler, "örgüt" suçlamasının hukuki alt yapısının kurulması açısından son derece önemli. Yani o iade gerçekleşmeden, "yasadışı aktivite emareleri"nin kanıtlanması nasıl mümkün olacak?

İkinci mesele de şu: ABD ve Türkiye'nin "iki müttefik olarak" beraber karşı karşıya olduğu meselelerin hangisinin "gerçekten" daha ciddi olduğuna sadece Washington mu karar verecek? Ankara'nın bu konuda söz hakkı yok mu?

www.iyibilgi.com özel



Bu haber 4,225 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    11,489 µs