Kurtulmuş: AK Parti ve cemaatler rakip değil
15 Nisan 2014 12:54 tsi
AK Partili Kurtulmuş, AK Parti ile cemaatlerin misyonunun farklı olduğunu dolayısıyla rakip olamayacaklarını belirterek 'Ne yazık ki cemaatte siyasete müdahale etmek isteyenler var' dedi
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, AK Parti ve cemaatlerin aynı kulvarda yarışan yapılar olmadığını belirterek AK Parti'nin programı doğrultusunda milletten aldığı vekaletle milletin tamamına hizmet ederken cemaatlerin ise insanları manevî açıdan olgunlaştırarak onları mâsivadan uzaklaştırdıklarını söyledi.
Yeni Şafak Gazetesi'nden Nil Gülsüm'ün sorularını cevaplandıran Kurtulmuş, herhangi bir cemaatin, bu amaçtan uzaklaşıp siyasi bir parti gibi davranmaya başladığında ortaya sorunlar çıktığını ifade etti.
Kurtulmuş'un söylediklerinden bazı satırbaşları şöyle:
ÇATIŞMA YENİ DEĞİL; MSP'DEN DE 20 KİŞİ İSTİFA ETMİŞTİ
Biz eski Türkiye'den kurtulalım derken, herkesi dinleyen, herkesi fişleyen, mahkeme kararı olmadan infaz yapan bir mekanizmadan kurtulalım derken, bunları kastetmemiştik. 'Acaba dinleniyor muyuz?' korkusu, 'Korku cumhuriyeti' oluşturur. Aslolanın kadroları değil, sistemi değiştirmek olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Cemaati topyekûn suçlamanın doğru olmadığını düşünüyorum. Herkesin attığı adıma dikkat etmesi gerekir. Cemaat içinde siyasete müdahale etme taraflısı olan bir yapı olduğu görülüyor. Daha önce de siyaset ve cemaat arasında tartışmalar olmuştur. Dolayısıyla yaşadığımız bu durum, ilk kez karşılaştığımız bir durum değildir. 1977 seçimleri öncesi 20'ye yakın abilerimiz birer gün arayla MSP'den istifa etmiş, Türkiye'de Milli Selamet Partisi ile kurulmuş olan denge bozulmuştur. Gelinen noktada AK Parti, toplumun bütününü kucaklayan bir yapıdır. Arkasında halk desteği vardır.
TSK'NIN TAVRI TAKDİRE ŞAYAN
TSK'nın son dönemde aldığı tavır takdire şayan. Yaptığı açıklamada Genelkurmay, 'Bu siyasi bir tartışmadır. Biz de bu konuya girmeyiz' dedi. Bu, Türkiye'nin demokratik ilerlemesi bakımından önemli bir aşamadır.
Sayın Başbakanımızın şahsen hedef alındığı ortada. Artık tahminden öte bir gerçeklik var. Fakat Başbakanımızın şahsında Türkiye hedef alınmakta, özellikle 2010'dan itibaren ivme kazanan büyüme kesintiye uğratılmaya çalışılmaktadır.
17 Aralık baskınlarının Türkiye'ye yönelik operasyon olduğu yorumlarına 'komplo' diyenler var...
17 ARALIK BORÇLANMA FAİZİNİ İKİ KAT YÜKSELTTİ
Zaman zaman bu eleştirileri biz de duyuyoruz. Ama ortada örtülemeyecek gerçekler var. Mayıs ayında Türkiye'nin borçlanma faizinin oranı yüzde 4.6 idi. Gezi olayları ve 17 Aralık operasyonu sonrasında bu oran yüzde 10.1'e kadar çıkmıştır. Dövizdeki yükseliş de, FED kararlarının minimal etkisi dışında, bu olayların sonucudur. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Haziran 2013'den bu yana 17 milyar dolar döviz satmak durumunda kalmıştır. Bunlar da mı komploculuk? Bunlar somut gerçekler. Ama Türkiye, siyaseti güçlendirecek ve bu olayları aşacak güce sahiptir.
Dünyada 'kaos lobisi' diyebileceğimiz bir yapı var. Bu yapı, sadece Türkiye için değil, dünyanın her bölgesi için hareket hâlinde. Meselâ, Amerika'daki Neo-Con siyaseti, bu coğrafyada çatışmanın ve kaosun hâkim olmasını istiyor. Yine, askerî endüstriyel kompleks, bu bölgede çatışmaların ve uzlaşmazlıkların derinleşmesini istiyor. Küresel faiz lobisi de, kaosun devamından yana.
17 Aralık baskınlarının Türkiye'ye yönelik operasyon olduğu yorumlarına 'komplo' diyenler var...
Operasyonun yapıldığı 17 Aralık ilâ 27 Aralık arası 10 günde Türkiye'nin uluslararası endekslere göre risk primi yüzde 34 arttı. Bu, Türkiye'nin daha yüksek mâliyetle borçlanması demek. Küresel bir kaos ittifakı var. İsrail'in savaş yanlısı siyasi kanadı kaosun yaygınlaşmasını elbette ister. Bizim ayrıntılı hesaplarımıza göre bu operasyonun Türkiye'ye mâliyeti 104 milyar liradır. Ayrıca, Halk Bankası'nın pay senedinin değeri yüzde 26 azalmış, operasyondan bir gün önce 19.75 milyar lira olan tutar, 10 günde 5.2 milyar azalarak 14.6 milyar liraya düşmüştür. Bunlar tesadüfen olan şeyler değildir
Bu haber 420 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle