İşte IŞİD'in Türkiye stratejisi!
21 Ağustos 2014 14:08 tsi
Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve Ankara Strateji Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Uzmanı Mehmet AKif Okur IŞİD'in Türkiye stratejisini anlattı.
-IŞİD nasıl bu kadar etkili olabildi?
-Yeterli üyesi bile olmadığı söylenen bu örgüt nasıl oluyor da bu kadar çok saldırı gerçekleştiriyor, birçok yeri ele geçirebiliyor?
-Irak ordusundan IŞİD'e katılım olduğu söylentileri ne kadar doğru, nedir bu katılımın sebebi?
-PKK neden IŞİD ile savaşıyor?
-IŞİD'in bölgedeki başka örgütlerle ilişkisi var mı, nasıl bir ilişki?
-Müslüman bir örgüt olarak kendini tanımlayan IŞİD, müslümanlara ait kutsal yerleri neden yakıp yıkıyor?
-IŞİD daha ne kadar ilerleyebilir?
-Türkiye'nin de hedefte olduğu söylentileri var, bu ne kadar doğru ve ülkemizi bekleyen tehlikeler neler olabilir?
-Rehinelerimiz neden hala kurtarılamıyor, neyi bekliyoruz?
Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve Ankara Strateji Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Uzmanı Mehmet AKif Okur tüm bu soruların yanıtlarını İNTERNETHABER'e verdi.
IŞİD'in Türkiye stratejisini anlatan Okur, Türkiyenin de hedef alınabileceğini söyledi. Örgütün, Türkiyeyi üzerine çekmektense tehditle hareketsiz tutacak bir strateji belirlemiş gibi gözüktüğünü belirten Ortadoğu uzmanı IŞİD'in, Türkiyeyi iki ana biçimde hedef alabileceğini, bu durumda, IŞİDi var eden din anlayışının niçin yanlış olduğunu kitlelere, özellikle de gençlere ısrarla anlatmak gerektiğini belirtti ve uyarıyı yaptı: Yoksa, çok canımız yanar.
İşte o röportaj...
-IŞİDin bu kadar etkili olmasını neye bağlıyorsunuz?
SURİYE VE IRAK'TA YAŞANANLAR IŞİD'İN SERPİLMESİNE ZEMİN HAZIRLADI
Birden çok sebebi var bu durumun. Öncelikle Suriye iç savaşı ve Iraktaki işgalden itibaren yaşananlar IŞİD gibi bir örgütün serpilebilmesi için gerekli zemini hazırladı. Ortalıkta, düzen sağlayacak bir devlet yapısı kalmadı. Herkesin herkese karşı savaşına dönüşen çatışmalar radikalleşmeyi hızlandırdı. Iraktan Suriyeye uzanan kuşakta büyük bir mağduriyet coğrafyası doğdu. IŞİD, bu atmosferde yaşanan çatışmaları kendi örgüt çıkar ve hedefleri doğrultusunda başarıyla yönlendirdi. Suriyede petrol sattığı rejimle yer yer çatışırken muhaliflerin devrimden kastettikleri şeye inanmıyordu. Savaşın dinamiklerini kendi özel gündemi doğrultusunda yönlendirdi. Dünyanın Suriye iç savaşını kayıtsızlıkla izlemesi, örgütün gittikçe güçlenmesine en ciddi katkıyı sağlayan faktörler arasında yer alıyor.
IŞİD, sahada karşılaştığı sorunları çözmek için kendini yenileyebilen, hedefleri doğrultusunda başarı kazanmış diğer örgütlerden öğrenen ve sentezler yapabilen bir yapı. El-Kaide ve Hizbullahın özelliklerini biraraya getirdiğine dair yapılan yorumları doğru buluyorum. Hizbullah, dünyaya devlet niteliğine sahip olmayan bir örgütün belli bir coğrafya ve nüfusu yönetebileceğini, temel hizmetleri, sosyal yardımları vs. organize edebileceğini göstermişti. Bu niteliği, Hizbullaha ciddi güç ve yerel/yerleşik bir sosyal zemin kazandırdı. El-Kaide ise kendisini dünyanın dört bir tarafından toplayıp eğittiği gönüllülerin değişik hedeflere yönelik eylemleriyle gösterdi. İdeolojik motivasyonu yüksek, sofistike saldırılar planlayıp uygulayabilen bir yapı olarak temayüz etti. Belli bir coğrafyayı kontrol etme ve yönetme hedefi yoktu.
IŞİD'DE İKİ ÖZELLİK YAN YANA GELİYOR
IŞİDde iki özelliğin de yan yana getirildiğini görüyoruz. IŞİD, hakimiyeti altına aldığı bölgede belediye vb. hizmetleri yerine getirmek için hızla organize oluyor. Egemenliğini kabul eden sivil nüfusun ihtiyaçlarının karşılanmasına önem veriyor. Bu sayede de dayanabileceği bir sosyal/yerel zemin oluşturuyor. Ancak aynı zamanda dünyanın dört bir tarafından saflarına katılmak üzere gönüllüler gelmeye devam ediyor. El-Kaidenin ideolojik motivasyonu yüksek militanlarla, askeri disiplin içerisinde hassas planlamaya dayalı eylem yapma yeteneğini de şehir ve cephe savaşlarına uyarlayarak sürdürüyor.
-Yeterli üyesi bile olmadığı söylenen bu örgüt nasıl oluyor da bu kadar çok saldırı gerçekleştiriyor, birçok yeri ele geçirebiliyor?
ÖRGÜTÜN ÇEKİRDEĞİNDE GÜÇLÜ BİR KADRO VAR
Militan sayısı klasik ordularla karşılaştırıldığında az gibi gözükse de, örgütün çekirdeğinde ciddi savaş tecrübesine sahip güçlü bir kadro yer alıyor. Aradaki sayı farkını avantaja çevirebilecek taktikleri kullanıyorlar. Cephe gerisini tutmak için ihtiyaç duyulan kuvveti minimuma indirip çok hareketli unsurlarla çatışmaya giriyorlar. Psikolojik savaş tekniklerini iyi kullanıyorlar. Kafa kesmeler vb. vahşi yöntemler, iki amaca hizmet ediyor. Ele geçirilen yerlerde düşman saydıkları nüfus derhal göç ediyor. Böylece, girdikleri şehirlerde isyan korkusu yaşamıyorlar. Ayrıca, çatıştıkları güçlerin/orduların saflarında korku ve panik uyandırabiliyorlar. Sürpriz saldırılar ile korku silahını yan yana getiriyorlar. Sosyal medyadaki faaliyetlerinden, yoğun istihbarat çalışmalarına ve savaş alanındaki taktiklerine kadar adımlarını koordineli biçimde atan iyi örgütlenmiş bir savaş makinesi var karşımızda.
-Irak ordusundan IŞİD'e katılım olduğu söylentileri ne kadar doğru, nedir bu katılımın sebebi?
IŞİD, IRAK EL-KAİDESİ'NİN HATALARINI TEKRARLAMIYOR
IŞİDin bir çekirdek kadrosu var bir de müttefikleri. Iraklı sünniler Saddam sonrası dönemde siyasi süreçlerden değişik biçimlerde dışlandılar. Kendilerini ezilmiş ve aşağılanmış hissediyorlar. Bağdattaki yönetime işgalin, işgal sonrasında yaşanan iç savaşın ve hali hazırdaki dışlanmışlıklarının sembolü olarak bakıyorlar. Bu psikoloji ile Saddam döneminin bazı önemli askeri unsurlarının ve kimi aşretlerin IŞİDle koordineli olarak hareket ettiklerine dair bilgiler var. IŞİD, Irak El-Kaidesinin hatalarını tekrarlamıyor.
ABDnin Irakta elKaideyi yenmesini kolaylaştıran sebepler arasında dünyanın dört bir tarafından gelen gönüllülerle yerel nüfus arasındaki uyumsuzluklar yer alıyordu. IŞİD ise yerel koalisyonlar kurmak için ciddi düzeyde gayret ve dikkat sarfediyor. Yerelliği önemsiyor. Hatta ele geçirdiği yerlerde birçok devlet ve belediye hizmetini eski görevliler sürdürüyor.
-PKK neden IŞİD ile savaşıyor?
PKK IŞİD'LE MÜCADELE EDEREK KAZANIM ELDE EDECEĞİNİ GÖRDÜ
Başlangıçta, Suriye iç savaşının yarattığı boşlukta ele geçirip üç kanton halinde yönettiği bölgeleri korumaya çalışıyordu. Ancak, şimdi PKKyı Irakta da IŞİDle çatışırken görüyoruz. Ben PKKnın IŞİDle mücadele ederek başka kazanımlar da elde edebileceğini gördüğü kanaatindeyim. Bunların başında Batılı aktörler ve kamuoyu nezdinde itibar kazanarak elindeki silahı bırakmadan terör örgütleri listelerinden çıkmak yer alıyor. ABDnin bir taraftan tehdit saydığı IŞİDi hiç değilse sınırlamak ancak bunu Amerikan askerlerini göğüs göğüse çarpışmalara sokmadan yapmak arzusunun farkındalar. ABDnin Afganistanda Talibana karşı denediği, karadan taarruz eden yerel unsurlara Amerikan hava kuvvetlerinin sağladığı destekle yürütülmüş ve başarılı olmuş bir savaş stratejisi var. Obama yönetimi bunu Irakta tekrarlamak niyetinde. PKK da Perşmerge ile birlikte, bu stratejide kara unsuru olarak yer almak istiyor. Nitekim Wall Street Journalda yayınlanan bir haberde Yezidilerin tahliye edildiği Şengal Dağında Amerikan askeri danışmanları ve PKKlılar arasında görüşme yapıldığı, ardından da Amerikan hava kuvvetlerinin desteğiyle bir askeri operasyon gerçekleştirildiği söyleniyor.
-IŞİD'in bölgedeki başka örgütlerle ilişkisi var mı, nasıl bir ilişki?
İTTİFAK İLİŞKİLERİ
IŞİDin zaman zaman kurup daha sonra da bozduğu ittifak ilişkileri var. Bu ittifaklar, farklı örgütlerle olduğu gibi aşiretler vb. güç odaklarıyla da yapılabiliyor. Örgütün gayet kuvvetli bir pragmatic tarafı olduğunu görüyorsunuz. Konjonktür değişip ittifaka ihtiyacı kalmadığında ise pekala eski müttefikleriyle çatışabiliyor. Özellikle Suriyede bunun çok sayıda örneği görüldü. Benzer durumlarla Irakta da karşılaşılırsa hiç sürpriz olmaz.
-Müslüman bir örgüt olarak kendini tanımlayan IŞİD, müslümanlara ait kutsal yerleri neden yakıp yıkıyor?
Bu, örgütün ideolojisinden kaynaklanıyor. Vahhabilerde ve diğer selefi gruplarda gördüğümüz bir tavır. Türbe vs. gibi mekanları İslama aykırı buluyorlar ve yıkmayı bir görev sayıyorlar.
-IŞİD daha ne kadar ilerleyebilir?
IŞİD YENİLGİLERDEN ÖĞRENEN BİR ÖRGÜT
ABDnin devreye girmesi, Bağdattaki iktidar dğişikliği ve IŞİDle çatışan Peşmerge unsurlarına yapılan silah yardımı gibi gelişmeler IŞİDin hızını kesti. Ancak, örgüt iki şeyi yapacaktır. Dengelerdeki değişimi gözleyerek yeni hedeflere yönelmek için uygun zamanı belirlemeye çalışacaktır. Ayrıca, Amerikan hava
kuvvetlerinin devreye girmesiyle ortaya çıkan duruma uygun stratejiler geliştirmeye çalışacaktır. IŞİD, yenilgilerinden öğrenen bir örgüt. Ancak, IŞİDi durdurmakta kararlı ve ısrarlı bir ulusal/uluslarararası koalisyon görürsek denklemin ters çevrilmeye başladığından söz edebiliriz.
-Türkiye'nin de hedefte olduğu söylentileri var, bu ne kadar doğru ve ülkemizi bekleyen tehlikeler neler olabilir?
TÜRKİYE'Yİ TEHDİTLE HAREKETSİZ TUTACAK STRATEJİ
-IŞİD, eylemlerini mevcut ülkesel sınırlara göre belirleyen bir yapı değil. Yani, yalnızca Suriye ya da Irakla sınırlı bir faaliyet alanı çizmiyor kendisine. Örgütten yapılan açıklamalara bakıldığında pekala Türkiyenin de hedef alınabileceğini görüyoruz. Ancak, tabi Türkiyeyi Irak yahut Suriye ile kıyaslamak imkansız. O
yüzden örgüt, saldırarak Türkiyeyi üzerine çekmektense tehditle hareketsiz tutacak bir strateji belirlemiş gibi gözüküyor. IŞİD, Türkiyeyi iki ana biçimde hedef alabilir. Bunlardan ilki, Suriye sınırımızda elinde tuttuğu yerler üzerinden maruz kalabileceğimiz doğrudan askeri tehdit. Türk ordusunun konvansiyonel yetenekleri bu tarzda bir saldırıyı caydıracak güçte. Diğeri ise terör tehdidi. Her iki tehdit türüne karşı da tedbirli olmamız gerekiyor. Türkiyenin orta ve uzun vade için alması gereken en mühim önlemin ise örgüt ideolojisi ile mücadele olacağını düşünüyorum. IŞİDi var eden din anlayışının niçin yanlış olduğunu kitlelere, özellikle de gençlere ısrarla anlatmak gerekiyor. Yoksa, çok canımız yanar.
-Rehinelerimiz neden hala kurtarılamıyor, neyi bekliyoruz?
VATANDAŞLARIMIZI GÖZÜNÜ KIRPMADAN KATLEDEBİLECEK BİR ÖRGÜT VAR
IŞİDin rehineleri, Türkiyenin Iraktaki gelişmelere muhtemel bir müdahalesini ya da IŞİDe karşı bir operasyona Ankaranın verebileceği muhtemel desteği engellemek için aldığını düşünüyorum. Nitekim, IŞİDin ABDnin hava harekatının ardından elinde tuttuğu Amerikalı bir gazeteciyi infaz edip görüntülerini dağıtması, rehinelere nasıl bir mantıkla baktığını ispatlıyor. Bu noktada gerçekten hassas olunması gerekiyor. ABD gibi, Irakı işgal edip uzun müddet yönetmiş ve bu ülkede çok ciddi istihbarat unsurlarına sahip bir güç bile IŞİDin elindeki vatandaşlarını kurtaracak operasyonlar düzenleyemedi. Karşımızda, esir tuttuğu vatandaşlarımızı merhametsiz yöntemlerle gözünü kırpmadan katledebilecek bir örgüt var. O yüzden, harekete geçmeden önce hesabımızı sağlam yapmalıyız.
-IŞİD için terör örgütü tanımlaması yapmak güç mü gerçekten, nasıl bir örgüt bu, bir uzman olarak örgütün yapısını nasıl değerlendirirsiniz?
DOĞALGAZ VE PETROLDEN GÜNDE 3 MİLYON DOLAR KAZANIYOR
Aslında, biraz evvel en can alıcı kısımlarını konuştuk. Eğer terör örgütü tanımını, meşru güç kullanımına dair uluslararası normlar açısından yapacaksak elbette IŞİD bir terör örgütü. Terörün bizdeki eski karşılığı tedhiş idi. IŞİDin kafa kesme vb. görüntülerinin yarattığı dehşet de ortada. Ancak, alışageldiğimiz terör örgütleri ile kıyasladığımızda büyük farklılıklar da görüyoruz. IŞİD şu anda Belçikadan büyük Ürdünden küçük bir toprak parçasını fiilen yönetiyor. Doğal gaz ve petrolden günde yaklaşık 3 milyon dolar kazanıyor. IŞİDin Musulu alışından sonraki tahminlere göre yaklaşık 2 milyar dolar civarında nakit parası var. Militan sayısının ise 30.000-50.000 arasında olduğu tahmin ediliyor. Bu büyüklüklere sahip bir yapıyı tahlil etmek için ilave kavramlara ihtiyacımız var. Yoksa, karşımızdaki meseleyi eksik anlamış oluruz.
Bu haber 693 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle