Erdoğan'dan yedi sayfalık şikayet
2 Eylül 2014 08:42 tsi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 'paralel yapı' iddiaları hakkında yürüttüğü soruşturmanın dosyasında çarpıcı bilgilere ulaşıldı.
Dosyada Cumhurbaşkanı Erdoğanın şüpheli polisler ve CHP lideri Kılıçdaroğlu hakkındaki şikayet dilekçesi de yer aldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Emniyet teşkilatında Gülen Cemaati'ne yakın olduğu öne sürülen polislere yönelik bir süredir soruşturma yürütüyor.
Dosyada müştekiler yani şikayetçiler arasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da var. Erdoğan hem şüpheli polisleri hem de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlunu şikayet etti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 11 Şubat 2014 tarihinde TBMM Grup toplantısında 25 Aralık yolsuzluk soruşturması kapsamında elde edilen bazı telefon görüşmelerini dinletmişti. Bunun üzerine Erdoğan, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına başvurarak Kılıçdaroğlu ve soruşturmanın gizliliğini ihlal ederek dinleme kayıtlarını temin eden kamu görevlilerinden şikayetçi olmuştu.
Şikayet dilekçesini inceleyen Ankara savcılığı yetkisizlik kararı vererek dosyayı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdi.
Erdoğanın yedi sayfalık şikayeti
Yetkisizlik kararının yer aldığı dosyaya, Erdoğanın avukatı Ali Özkaya aracılığıyla sunduğu yedi sayfalık şikayet dilekçesi de konuldu.
Şikayet dilekçesinin müşteki bölümünde Recep Tayyip Erdoğan, şüpheliler bölümünde Kemal Kılıçdaroğlu'nun yanısıra, soruşturmanın gizliliğini ihlal eden kamu görevlileri de yer aldı.
'Savcıların görev ve yetkisi yok'
Erdoğan'ın şikayet dilekçesinde, Başbakan, bakan ve milletvekilleri hakkında soruşturmanın nasıl yürütüleceğinin yasalarda yer aldığı vurgulanırken, Başbakan ve bakanlar kurulu üyeleri hakkında suç şüphesinin öğrenilmesinden itibaren iddianamenin kabulüne kadar geçen sürede Cumhuriyet Savcılarının hiçbir görev ve yetkisi yoktur. Savcılar yürüttükleri soruşturmalar sırasında, Başbakan ve Bakanlar Kurulu üyeleri hakkında Anayasanın 100. Maddesi kapsamında Meclis soruşturmasına konu edilebilecek suç işlendiğini tespit eden, ihbar alan, delillere ulaşan her kişi ve makam gecikmeksizin ve derhal TBMMye bilgi vermek zorundadır. denildi.
TBMMye bilgi verilmeden soruşturmaya devam etmenin suç olduğunun belirtildiği dilekçede, şu ifadeler yer aldı.
Dolaylı dinleme kararları alıp tesadüfen elde edilen delilere ulaşma çabalarının anayasal ilkelerin ve kuralların tamamını çiğneyen ve suç teşkil eden, elde edilen deliller itibariyle kanunsuz delil olan bilgi ve belge olacaktır. Bu itibarla Cumhuriyet Savcılarının, Başbakan ve Bakanlar Kurulu üyeleri hakkında yaptıkları tüm delil toplama girişimleri suç teşkil edeceğinden haklarında şikayetçiyiz.
'Yolsuzluk dosyası değil darbe girişimi'
Erdoğanın şikayet dilekçesinde, yolsuzluk ve rüşvet iddiaları üzerine yürütülen soruşturmaları darbe girişimi olarak nitelendirildi:
"Yolsuzluk ve rüşvetle ilgili soruşturma iddiası altında, esasen Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini yıkma ve yargı yoluyla darbe yapma girişim sonrası, soruşturmanın şüphelisi olan kişilerden gizli ancak soruşturmayı yürüten savcıları canhıraş savunan medya organlarına açık olduğu yayınlanan telefon kayıtları ve soruşturma evraklarıyla anlaşılan, basın yayın organlarında ve medyada daha soruşturmanın başladığı ilk dakikalardan itibaren birçok görüntü ve bilginin servis edildiği herkesin malumudur.
Bilgilerin sızdırıldığı soruşturmada gizlilik kararı bulunduğunun belirtildiği dilekçede, Müvekkilim (Cumhurbaşkanı Erdoğan) ülkenin yürütme organı olan Bakanlar Kurulunun ve hükümetin Başbakanı olarak bu bilgilerin gizliliği nedeniyle resmi olarak bilgilere sahip değildir. denildi.
'Aslında Erdoğan dinlenildi'
Cumhuriyet Savcılarının anayasayı ihlal ettiğinin vurgulandığı şikayet dilekçesinde, Başbakan Erdoğanın sürekli görüştüğü kişilerin önemli bir kısmının telefonları dinlenilerek, aslında Erdoğanın dinlenildiği ifade edildi. Dilekçede, dinleme kayıtlarının kanuna aykırı elde edildiği, bunları imha edilmemesinin de suç olduğu belirtildi.
'Sonuçlarına katlanması gerekmektedir'
Şikayet dilekçesinde, soruşturma ile ilgili bilgilerin medyaya servis edilerek 'algı operasyonu' oluşturmak istendiği savunuldu ve "Hükümeti devirmek için plan yapanların elbette ki bu davranışlarının sonuçlarına katlanması gerekmektedir. denildi.
Dilekçede, soruşturmadaki görevlilerin gizli belgeleri Kemal Kılıçdaroğluna verdiği, Kılıçdaroğlunun da bu konuşmaları yayınladığı belirtildi. Kılıçdaroğlunun da "Hırsız oğlunu arabayla götürüyor" diyerek hakaret ettiği ifade edildi.
Erdoğanın dilekçesinde soruşturma belgelerinin yayınlanması ile adil yargılanmanın etkilendiği, tüm şüphelilerin halk nezdinde baştan mahkum edildiği ve masumiyet karinesinin çiğnendiği vurgulandı.
Al Jazeera
Bu haber 641 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle