En Sıcak Konular

Fetrete kesinlikle izin vermeyeceğiz

18 Ekim 2014 16:59 tsi
Fetrete kesinlikle izin vermeyeceğiz Başbakan Davutoğlu, "Fetrete kesinlikle izin vermeyeceğiz, bu topraklarda kargaşaya yönelecek olanlar bu emellerine ulaşamayacak" dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "O binaları, ambulansları yakanlar yıkanlar bunları yapabilecekler, siyaset özgürlüğünü yok edecekler, insanlarımızın, vatandaşlarımızın seyahat özgürlüğünü yok ederek, yolları kesecekler, fikir özgürlüğünü yok ederek kendileri dışında düşünenleri 3. katlardan atıp katledecekler... Bütün bu özgürlükler yok edilirken susanlar, şimdi biz bunların hesabını sormak için tedbir aldığımızda seslerini yükseltecekler. Yok öyle yağma. Biz bu ülkenin hiçbir semtini, mahallesini, köyünü, kasabasını, ilçesini, ilini, eşkıyaya, teröristlere, Vandalizme teslim etmeyiz, mağdur etmeyiz" dedi.

Davutoğlu, şehir meydanında düzenlenen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, IŞİD bahanesiyle yapılan izinsiz gösterileri değerlendirdi.

 Tahrikler neticesinde 33 vatandaşın, iki polisin şehit olduğunu belirterek, ''Biri de Hüseyin Hatipoğlu, Amasyalı, kahraman Hüseyin Hatipoğlu şehit oldu. Onun yetimi Yaren, 2 yaşında yetim kaldı. Amasyalılar, gurur duyabilirsiniz, o şehidin annesini, babasını, eşini aradığımda duyduğum sözler, gördüğüm metanet Amasya'nın niçin sığınılacak bir şehir olduğunu bize gösterdi. Allah, Hatipoğlu ailesinden razı olsun, gösterdikleri metanet ve kahramanlıkla'' diye konuştu.

Diyarbakır'da bir kişinin daha şehit edildiğini anımsatan Davutoğlu, şöyle devam etti:

''Yasin Börü, belki güvenlik güçlerimizden değil ama kurban eti dağıtmak için, hayır, hasenat için arkadaşlarıyla yola çıkan Yasin Börü'yü, 16 yaşındaki Yasin Börü'yü üçüncü kattan aşağı attılar, taşla başını ezdiler, katlettiler. Şimdi oynanan oyuna karşı sembol iki isim, Hüseyin Hatipoğlu ve Yasin Börü. Biri Türk, biri Kürt. Ama bu hainlerin elinde şahadet şerbetini tattıkları gibi eminim ahirette de dünyada olduğu gibi omuz omuza 'şehitler' olarak haşrolacaklar. Bu da şuna işarettir ki böyle bir Vandalizm, terör geldiğinde Türk, Kürt, Arap hiçbir özellik taşımadan, herkesi aynı anda katlediyor. Aslında Muharrem ayı yaklaşırken şehidimiz Hüseyin Hatipoğlu da vatandaşımız ve bu anlamda şehidimiz Yasin Börü de sembol olarak Hazreti Hüseyin'in makamına yükseldiler. Muharrem ayı yaklaşırken Kerbela'da nasıl Hazreti Hüseyin şehit olmuşsa, bu kardeşlerimiz de eşkiyaların ve fetret çıkarmak, kardeşi kardeşe düşman etmek isteyenlerin ellerinde şehit oldular.''

''Fetrete kesinlikle izin vermeyeceğiz''

Konuşmasında, "Şimdi HDP'nin de CHP'nin de Demirtaş'ın da Kılıçdaroğlu'nun da hesap verme vaktidir" ifadesini kullanan Davutoğlu, şöyle devam etti:

''Türk'ü Kürde kırdırmak isteyenler, Kürdü Türk'e düşman etmek isteyenlere izin vermeyeceğiz, vermeyeceğiz. Şimdi, gelip sığındığımız Amasya'dan haykırıyoruz, aşk şehri Amasya'dan diyoruz ki, bizim siyasetimiz aşk ve muhabbet siyasetidir. Türkü Kürte, Kürt'ü Türk'e ve bu topraklarda yaşayan herkesi, Aleviyi Sünniye, Sünniyi Aleviye kardeş kılma siyasetidir. Nasıl Ferhat Şirin ile bir aşkla, muhabbetle buluşmuşsa, bu toprakların doğusu batısıyla, kuzeyi güneyiyle aşkla, muhabbetle buluşacak Allah'ın izniyle'' diye konuştu.

Bu buluşmaya Amasya'daki bu kararlı tavır ve tutumun öncelik edeceğini ifade eden Davutoğlu, ''Amasya'dan sesleniyoruz, aşkı ve muhabbeti bu topraklarda egemen kıldığımız gibi, milletin birliğini, dirliğini ve huzurunu da egemen kılacağız. Fetrete kesinlikle izin vermeyeceğiz. Bu topraklarda bir daha düzensizliğe, kargaşaya verecek olanlar bu emellerine ulaşamayacaklar. Üçüncüsü yine bir mesaj, nasıl Amasya başımız sıkıştığında Malazgirt sonrasında da, Osmanlı'da da, Cumhuriyetin hemen öncesinde de sığınılacak şehirse, Türkiye'de bütün mazlumların sığındığı ülkedir'' dedi.

''Kararlılıkla yola devam edeceğiz''

Malazgirt'te, İstiklal Harbi'nde ya da Fetret Dönemi'ni aşarken gösterilen kardeşlikte olduğu gibi bu topraklarda kardeşliği egemen kılacaklarını ifade eden Davutoğlu, ''Çözüm sürecinden bizim anladığımız, Ferhat ile Şirin'in muhabbetini bütün Türkiye'ye egemen kılmaktır. Doğu, batı, kuzey, güney, her bir vatandaşımızı birbiriyle kardeş kılmaktır. Bu kararlılıkla yola devam edeceğiz. Ne yaparlarsa yapsınlar çözüm sürecinde hedeflediğimiz milli birlik ve kardeşliği tahrip edemeyecekler. Buna izin vermeyeceğiz'' diye konuştu.

Milli birliği, dirliği, devletin düzenini esas almak üzere, kamu düzenini en güçlü şekilde ihdas edeceklerini vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:

''Şimdi biz bazı tedbirler almaya başlayınca, bu tedbirleri yasal çerçeveye oturtma kararlılığı gösterince hemen birtakım çevrelerden sesler yükselmeye başladı. 'Türkiye otoriterleşiyor mu?', 'Türkiye polis devleti haline dönüşüyor mu?' diye. Peki, Yasin Börü'nün, Hüseyin Hatipoğlu'nun hunharca katledilmelerine niye sessiz kaldınız? Bilsinler ki Türkiye'nin dirliği, düzenliği söz konusu olduğunda, kamu düzeni söz konusu olduğunda her türlü tedbiri hiç çekinmeden alacağız. Ama özgürlükleri de kararlılıkla koruyacağız ve geliştireceğiz. Demokrasi ve özgürlüklerden bir nebze dahi fedakarlık etmeyeceğiz.

Ama eğer iki, üç gün içinde bin 122 bina yıkılmış, yakılmışsa, bu binaların içinde kuran kursları var, müzeler var, 214 tane okul var, okul. Öğrenciler için yapılan okul. Onlar o okulları yakarak bu ülkenin gençlerinin, çocuklarının geleceğini yakmak istediler. Bu binaların içinde AK Parti binaları var. Neden o AK Parti'ye saldırdılar biliyor musunuz? Demek istediler ki, 'Bu bölgede sadece biz siyaset yaparız. Siyaset yapma özgürlüğü bize aittir'. Biz de onlara, buradan, Amasya'dan diyoruz ki, 'Siz ne yaparsanız yapın, bu ülkenin her bir karışında siyaset yapmaya, milli birliği korumaya, savunmaya devam edeceğiz.''

''Suç işlemeye niyetleri var''

"Bu baskılara direnen kahraman belediye başkanlarını Ankara'ya çağırdığını" belirten Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Hepsi tam bir kararlılıkla ifade ettiler, 'Ne yaparlarsa yapsınlar bu Vandalizme geçit vermeyeceğiz' dediler. Onları da Amasya'dan selamlıyorum. Her bir Güneydoğu ve Doğu Anadolu'daki belediyemizi selamlıyorum. Kahramanca hem al bayrağı, hem AK Parti bayrağını oralarda dalgalandırdıkları için. O binaları, ambulansları yakanlar yıkanlar bunları yapabilecekler, siyaset özgürlüğünü yok edecekler, insanlarımızın, vatandaşlarımızın seyahat özgürlüğünü yok ederek, yolları kesecekler, fikir özgürlüğünü yok ederek kendileri dışında düşünenleri 3. katlardan atıp katledecekler... Bütün bu özgürlükler yok edilirken susanlar, şimdi biz bunların hesabını sormak için tedbir aldığımızda seslerini yükseltecekler. Yok öyle yağma. Biz bu ülkenin hiçbir semtini, mahallesini, köyünü, kasabasını, ilçesini, ilini, eşkıyaya, teröristlere, Vandalizme teslim etmeyiz, mağdur etmeyiz. Gereken tedbirleri de alırız.''

Bu tedbirlerin özgürlükleri teminat altına alan tedbirler olduğunu ifade eden Davutoğlu, ''Diyorlar ki, 'Bu tedbirler alınmasın', yani maske takıp... Aziz Amasyalılar o nur yüzlerinizi ben görüyorum. Allah o nur yüzünüzün tebessümünü daim eylesin. Ama hiçbirinizin yüzünde maske görmüyorum. Niye maske takmadınız, işte burada toplantı ve gösteri hakkı kullanılıyor, niye takmadınız? Çünkü siz buraya suç işlemek için gelmediniz. Aşkla, muhabbetle geldiniz. Nefret ve kinle gelmediniz. Ama İstanbul sokaklarını, bırakın Diyarbakır'ı, Batman'ı, Van'ı, İstanbul sokaklarını, Okmeydanı'nın caddelerini kesip, maske takarak sağa sola ateş edenler özgürlük mü kullanıyorlar? Niye maske takıyorsunuz? Çünkü suç işlemeye niyetleri var.''

"Kılıçdaroğlu'nun bildiği tek şey CHP geleneğinden gelen, baskıcı, diktacı zihniyettir"

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Kılıçdaroğlu, bu topraklara ekilen merhamet tohumunu bilmez. Kılıçdaroğlu'nun bildiği tek şey CHP geleneğinden gelen, baskıcı, diktacı zihniyettir. Dersim katliamını yapanların geleneğini tenkit edemeyen birisi, tabii ki Esed'i de tenkit etmez" dedi.

Kimsenin gösteri ve toplantı özgürlüğünü kullanırken maske takmayacağını belirten Davutoğlu, bu yolla muhalefetin de maskesinin düştüğünü söyledi.

Davutoğlu, "Çünkü onlar siyaseti de maske takarak yapıyorlar. Sokağa vandalları da maske takarak sürüklüyorlar. Maskeler düşmüştür. Barış ve Demokrasi diye partisinin adını koyduktan sonra insanları şiddete ve nefrete çağıranların maskesi düşmüştür" diye konuştu.

"Kobani konusundaki maskelerin de indiğini" söyleyen Davutoğlu, "İnsanlık adına nasıl davranış gösterilmesi söz konusu olduğunda herkesin yüzü, felsefesi, düşüncesi ortaya çıktı" ifadesini kullandı.

Esed'in uçaklarının Halep'i, Humus'u bombaladığını, Halid Bin Velid'in türbesini bombayla yıkıp, tahrip ettiğini, Humus'ta insanları açlıkla imtihan ederek öldürdüğünü, Bayırbucak Türkmenleri'nin bombalandığını, sürüldüğünü, Tel Abyad'da Arapların sürüldüğünü, Rakka'da, Halep'te Kürt köylerinin bombalandığını aktaran Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Kılıçdaroğlu'ndan ses duydunuz mu? Bir merhamet çağrısı duydunuz mu? Bir tavır gördünüz mü? Aksine en yakın adamlarını Beşşer Esad'ı neredeyse tebrik edercesine gönderdi. Şimdi çıkıyor diyor ki, 'Sadece Kobani'ye dönük olarak bir teskere çıkaralım.' Aslında maskesi düşüyor. Diyor ki 'Esadıma dokunmayın, sadece IŞİD'e dokunun, ona da Kobani'de dokunun' ama televizyon programında Kobani nerede dendiğinde 2-3 kelime dışında bir şey söyleyemiyor. Bilmez. Biz Halep'i biliriz, Humus'u biliriz, Bayırbucak'ı, Cerablus'u, Tel Abyad'ı, Çobanbey'i, Lazkiye'yi, Dara'yı, Rakka'yı, Haseke'yi, Kamışlı'yı her yeri adım adım aşkla muhabbetle biliriz. O ise 'teskereyle girelim ve çıkalım' dediği yeri bilmez. Çünkü meselesi insanlık değil. Meselesi Esed rejiminin korunması, meselesi Türkiye'de Kobani için tahrik edilen kitleleri bir daha tahrik etmek."

Selçuklu'nun, Osmanlı'nın, Türkiye Cumhuriyeti'nin, şehzadelerin, gazilerin sığındığı Amasya'ya sığınmaya geldiğini, Amasya'nın sığınılacak kuşak, sığınılacak ana kucağı, ata kucağı olduğunu söyleyen Davutoğlu, "Nasıl Amasya sığınacak ana kucağıysa aziz Amasyalılar, kudretli ve şefkatli Türkiye Cumhuriyeti devleti ve Anadolu toprakları kapısına gelen herkes için ana kucağıdır" dedi.

Türkiye'nin, Boşnaklara, Bulgaristan'dan gelen Türk soydaşlara, Kosova'dan gelen Arnavutlara, Irak'tan gelen Kürtlere, Suriye'den gelenlere, etnik kökenine, inancına bakmaksızın kucak açtığını belirten Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şimdi 3,5 sene sonra orada 300 bin kardeşimiz katledilmişken, bu katliamdan kaçanlar fevç fevç 'nerede bana yardım edecek, bana el uzatacak kardeşlerim nerede' diye sınırlarımıza gelmişken biz o sınırları kapatabilir miydik? Biz Çanakkale'de bizim dedelerimizle birlikte şehit düşmüşlerin torunlarını aç ve açıkta Esad'ın uçaklarının bombalarına terk edebilir miydik? Biz babası annesi öldürülerek elindeki tek bir küçük çantayla fevç fevç Gaziantep'e, Kilis'e, Hatay'a gelen o yetimleri yalnız bırakabilir miydik? O yetimleri yalnız bıraksaydık, Allah'ın huzuruna, Amasya'yı Amasya yapan şehzadelerin, Fatih'in huzuruna çıkabilir miydik? İşte Anadolu'nun irfanı."

"Tanrı misafiri bereket demektir"

Anadolu insanının "Tanrı misafiri" dendiğinde kapısını açtığını belirten Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Tanrı misafiri demek bir ev için bereket demektir ama şimdi Kılıçdaroğlu diyor ki, hepiniz dinlediniz, '1,5 milyon Suriyeli'yi kabul etmek, Türkiye'ye ihanettir' diyor. Kendisinin yaptığı insanlığa ihanet, insanlığa. Demek istiyor ki, 'o kadınları, o çocukları bıraksaydık ve benim kardeşim', kendi kardeşi yani 'Esed onları rahatlıkla öldürseydi' demek istiyor. 'O yetimleri orada bıraksaydınız' demek istiyor. 'O kadınları Esed'in zalimlerinin, Şebbihaların eline bıraksaydınız' diyor. Tel Abyad'dan, Çobanbey'den IŞİD'den kaçıp gelen ki 1,5 milyonun içinde onlar da var, 'Türkmenler'i IŞİD'in zulmüne terk etseydiniz' diyor. İşte Kılıçdaroğlu'nun ahlakı da mantığı da bu kadar. Çünkü Kılıçdaroğlu Amasya'yı bilmez. Kılıçdaroğlu, bu topraklara ekilen merhamet tohumunu bilmez. Kılıçdaroğlu'nun bildiği tek şey CHP geleneğinden gelen baskıcı, diktacı zihniyettir. Dersim katliamını yapanların geleneğini tenkit edemeyen birisi tabii ki Esed'i de tenkit etmez. Söyledim yine söylüyorum, niye HDP Esed'e karşı çıkmadı? Biz söylüyoruz, bakın gür bir sesle iftira edenlerin yüzlerine bakarak söylüyorum, biz Esed zalimini de IŞİD zalimini de en güçlü kelimelerle lanetliyoruz, her ikisine de karşı mücadele vermeye hazırız. Peki siz hazır mısınız? İşte siz kendi gönlünüzden geleni söylüyorsunuz ama Kılıçdaroğlu ve Demirtaş salı günü yaptıkları grup toplantısında dediler ki sadece Kobani'ye girelim. Ondan sonra Bayırbucak Türkmenlerini korumaya gelince 'girmeyelim' diyor özetle. Ondan sonra Halep'teki Türkmenleri, Arapları korumak gerektiğinde 'girmeyelim' diyor. Çünkü orada Esed var. Dedikleri 'Esed'e dokunmayın' niye biliyor musunuz? Çünkü Esed arap Baas'ı, CHP ve Kılıçdaroğlu Türk Baas'ı, HDP ve Demirtaş Kürt Baas'ı. Aynı zihniyet, aynı mantık, aynı yaklaşım."

Suriye'deki her bir köye kasabaya sahip çıktıkları gibi Kobani'ye de sahip çıktıklarını, sahip çıkmaya devam edeceklerini ifade eden Davutoğlu, "Ama onları bahane ederek birileri Türkiye'yi karıştırmak isterse hadlerini bildirmek de bizim boynumuzun borcudur. Maskeler inmiştir. Kim barış istiyor, kim demokrasi istiyor. Kim hürriyetten yana, kim şiddetten, nefretten yana" dedi.

"Hesapları açıktı, beklentileri Türkiye'de bir kaos çıkarmak"

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Kılıçdaroğlu, çıktı bir taraftan 'Sükunet çağrısında bulunuyorum' dedi, diğer taraftan da tahrikkar bir şekilde bizim ülkemize, hükümetimize, devletimize iftira ederek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni IŞİD'le işbirliği yapmakla suçlayıp bu tahriklere katıldı. Hesapları açıktı, beklentileri Türkiye'de bir kaos çıkarmak, Gezi olaylarıyla, 17-25 Aralık olaylarıyla yapamadıklarını şimdi yapıp 2015 seçimleri öncesinde bir fetretin önünü açmak. Milletimiz buna izin vermedi, vermeyecek" dedi.

Davutoğlu, Amasya Şehir Meydanı'nda gerçekleştirilen toplu açılış töreninde vatandaşlara hitap etti.

"Sevdanın ve vefanın sembolü, Ferhat'ın sembolü Amasya, aşkın ve güzelliğin sembolü, Şirin'in şehri Amasya" ifadelerini kullananan Davutoğlu, Amasya'nın ilçelerini de tek tek sayarak, "Tam Amasya'ya yakışır bir manzara biz size rahmetle bereketle geldik. Siz bizi vefayla sadakatla karşıladınız. Bu yağmur altında bizleri beklediniz ve Ferhat'ın Şirin'le buluşması gibi bizler de Amasya'yla buluşuyoruz hepinizi gönülden muhabbetle tekrar selamlıyorum" dedi.

Amasya'ya rahmetle geldiklerini tekrarlayan Davutoğlu, "Hem Rabbimizin rahmetiyle hem de toplam da 132 milyon liralık 105 eserin rahmetiyle, hizmet rahmeti ve bereketiyle" diye konuştu.

Davutoğlu, Amasya'ya bir hediyeyle geldiklerini ve 29 il merkezinin belediye başkanını Amasya'ya davet ettiklerini söyledi.

Başbakan Davutoğlu, MYK toplantısında Genel Başkan Yardımcısı Abdulhamit Gül'ün il başkanlarını bir şehirde bir araya getirerek, 'kadim şehir kültürü ve şehir felsefesini tartışalım' şeklinde bir teklif getirdiğini hatırlatarak, şunları söyledi:

"Dedim ki  'Bunun konuşulması gereken yer Amasya'dır.' Çünkü Amasya bizim şehir kültürümüzün mimarının ve üslubunun yerleştiği şehirdir. Bir şehir aşkla kurulur, aşkla olgunlaşır, Ferhat ile Şirinin Amasya'sı gibi. Bir şehir tabiatla kucak kucağa onunla ahenk içinde büyür, Yeşilırmak'la Amasya'nın birlikteliği gibi. Bir şehir ahlakla, irfanla büyür. Fatih'i yetiştiren Akşemseddin'in şehri Amasya gibi, burada yetişti Fatih, burada aldı terbiyeyi, burada büyüdü ve cihan fatihi oldu. Bir şehir mimarla, mimariyle, sanatla, şiirle büyür, hatla büyür. Büyük üstat hattat Şeyh Hamidullah Efendi gibi Amasyalı olan sanat büyüğü ile büyür. Divan sahibi Mihri Hatun'la büyür ki Avrupa'da 'kadının ruhu var mı' diye tartışıldığı bundan 550 sene önce divan yazmış Mihri Hatun'u rahmetle anıyoruz. Buradaki bacılarım, kardeşlerim, hanımlar adına rahmetle anıyoruz Mihri Hatun'u, Amasyalı Mihri Hatun'u. Sabuncuoğlu irfanıyla, ilmiyle Amasya ilim merkezidir, onunla büyür?"

"Bir şehir devlete kattığı değerle büyür" diyen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Amasya şehzadeler şehridir. Yıldırım Bayezid'in, Çelebi Mehmet'in, İkinci Murat'ın, Fatih Sultan Mehmet'in ve Yavuz Sultan Selim'in yetiştiği diyardır Amasya. Ve Amasya herhangi bir şehir değildir, bir şehir milli irade onurunu, özgürlük ve bağımsızlığını bünyesinde taşıdığı zaman şehir olur. Amasya bu anlamda da şehirlerimizin sembolüdür. Çünkü Gazi Mustafa Kemal Amasya'da Amasya Tamimi'ni yayınlamış ve dünyaya haykırmıştır ki buradan 'Milli istikbal ancak milletin karar ve azmiyle kurtarılabilir.' Şimdi Selçuklu burada büyüdü, Osmanlı burada devlet adamlarını yetiştirdi, cumhuriyetin tohumları burada atıldı."

"Yeni Türkiye'yi inşa faaliyetine de Amasya'dan başlayacağız"

AK Parti Olağanüstü Kongresindeki konuşmasında bir kavrama dikkat çekerek "Fetret devri bitiyor ve yeni Türkiye kuruluyor" ifadelerini kullandığını dile getiren Davutoğlu, "Şimdi buraya gelişin üçüncü sebebi budur, hem belediye başkanlarımızla görüşeceğiz hem açılışı yapacağız ama Türkiye'de fetret devrini bitiren 12 yıllık AK Parti iktidarının yeni Türkiye'yi inşa faaliyetine de Amasya'dan başlayacağız" dedi. 

Her bir şehri çeşitli sıfatlarla andığını hatırlatan Davutoğlu, Amasya'ya da "Aşk şehri", "Vefa şehri" denilebileceği ifadesini kullandı. Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Amasya bizim için sığınak şehridir.Ne zaman milletimizin başı dara düşmüşse Amasya'ya sığınılmış Amasya'dan yükselerek bu millet tekrar kendi iradesini ve istikbalini tarihe yansıtmıştır. Malazgirt 1071, 1075 Melik Gazi Ahmet Danişment Amasya'ya gelir ve Amasya'da bizim medeniyetimizin, bizim siyasetimizin tohumlarını burada atar. Osmanlı Devleti fetrete düştüğünde Çelebi Sultan Mehmet Amasya'dan bu fetreti bitirir. Ve bir 100 sene önce istiklalimiz ve istikbalimiz tehdit altına geldiğinde yine Amasya'ya sığınırız ve Amasya Tamimi ile Gazi Mustafa Kemal, evet, 'Milli istiklali ancak milli irade ve karar kurtaracaktır' demiştir, 'milli azim kurtaracaktır' demiştir. Şimdi biz de nasıl Selçuklu, Osmanlı ve Osmanlı'nın son döneminde cumhuriyetin kurulmasıyla bütün o fetret dönemleri Amasya'da aşılmışsa buraya geldik, sizlerle kucaklaşmaya geldik ve buradan bir kez daha 75 milyona ve dünyaya haykırmaya geldik, 'Milli İstiklal da istikbal de yeni Türkiye'de ancak ve ancak milletin karar ve azmiyle kurulur, karar ve azmiyle kurtarılır."

Davutoğlu, "Biz yeni Türkiye aşkıyla Ferhat'ın Şirin'e aşkı gibi Yeşilırmak'ın Amasya aşkı gibi bu ülkeye aşkla yola çıktığımız günlerde 40 gün içinde bir çok önemli ve hepimizi güldüren, hepimizi mutlu eden olaylar yaşanmışken, rehinelerimizin kurtarılması gibi Kurban Bayramı'nda bayram sevincini zehir etmek istercesine eşkıyalar, vandallar, teröristler şehirlerimizde fetret yaşatmak istediler. Bu ülkede fetret yaşatmak istediler" dedi.

Türkiye'de bir çok siyasi parti olduğunu ancak temelde iki siyasi akım bulunduğunu söyleyen Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Bir bu ülkenin her bir karışında siyaset yapan her bir karışındaki her bir  vatandaşımıza Ferhat'ın Şirin'e aşkla bağlı olduğu gibi bağlı olan ve yeni Türkiye'yi inşa etmek çabasında olan bizler bir de ilk fırsatta 'Acaba tekrar bu ülkeyi kaosa sürükleyebilir miyiz, ekonomik kriz çıkarabilir miyiz, terörü başlatabilir miyiz?', ama Amasyalılar'ın anladığı dilde kısaca 'Bu ülkeye, bu topluma bu devlete fetret yaşatabilir miyiz' diye sinsice haince tuzak kuranlar. İşte bu iki akımdan biz her zaman milli azim ve kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Bakın diğerleri neler yaptılar tam yeni hükümetimiz kurulmuş 2023 perspektifinde yeni hükümet programını açıklamış ve azimle yola çıkmışken, rehinelerimiz kurtarılmışken, millet bayram sevinci yaşarken iki partinin genel başkan ve genel başkan yardımcıları çıktılar ve açıklama yaptılar, birisi HDP. Kobani'yi bahane ederek 'sokağa çıkın' çağrısında bulundu.

Diğeri de CHP Genel Başkan Yardımcısı bu çağrıyı destekledi. Kılıçdaroğlu, çıktı bir taraftan 'Sükunet çağrısında bulunuyorum' dedi, diğer taraftan da tahrikkar bir şekilde bizim ülkemize, hükümetimize, devletimize iftira ederek Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni IŞİD'le işbirliği yapmakla suçlayıp bu tahriklere katıldı. Hesapları açıktı, beklentileri Türkiye'de bir kaos çıkarmak, Gezi olaylarıyla, 17-25 Aralık olaylarıyla yapamadıklarını şimdi yapıp 2015 seçimleri öncesinde bir fetretin önünü açmak. Milletimiz buna izin vermedi, vermeyecek." 

AA



Bu haber 1,103 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,640 µs