''Kendi göbeğimizi kendimiz kesmeliyiz''
23 Kasım 2014 09:08 tsi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Afrika dönüşü gazetelerin Ankara temsilcilerine yaptığı açıklamada önemli konulara değindi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, anayasal yetkisini kullanarak yakında Bakanlar Kurulu'na başkanlık edeceğini söyledi. Paralel yapının bir üst akıl tarafından yönlendirildiğine işaret eden Erdoğan, Fetullah Gülen'in ABD'den iadesinin böcek soruşturması ile netleşeceğini belirtti. Çözüm sürecinde 'üçüncü göz'e soğuk bakan Erdoğan, "Kürdüyle Türküyle kendi göbeğimizi kendimiz kesmeliyiz" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Afrika dönüşü gazetelerin Ankara temsilcilerine yaptığı açıklamada önemli konulara değindi. 2015 yılına Bakanlar Kuruluna başkanlık ederek gireceklerini belirten Erdoğan, paralel yapıyla mücadelenin yarım kalmayacağını belirtti. CHP lideri Kılıçdaroğlunun MİT bize operasyon yapıyor açıklamasını da değerlendiren Erdoğan, Vehimle siyaset olmaz dedi. İşte Erdoğanın Afrika dönüşü uçakta gazetecilerin sorularına verdiği cevaplar:
KİMSE İTİRAZ ETMEDİ
Afrika ülkelerine paralel yapıyla ilgili uyarıda bulundunuz. Nasıl bir geri dönüş aldınız?
Afrikadan aldığımız geri dönüşler olumlu. Ama bizim alternatifleri artırmamız lazım. Bu da ağırlıklı olarak eğitimle ilgili. Bu sistemlere girecek kadroları artırmamız lazım. Başbakanlığım döneminde talimatı vermiştim. Bazı modeller üzerinde Milli Eğitim şu anda çalışıyor. İnşallah oradaki okullarda bu işi başlatacağız. Bunu istiyorlar. Şu ana kadar anlattıklarımıza itiraz eden lider görmedim. Hatta tam tersine, sizin ülkeniz için tehdit olan bizim için de tehdittir diyorlar.
ULUSLARARASI TEHDİT
Paralel yapı uyarısına neden ihtiyaç hissettiniz?
Bu mücadele başladı kararlılıkla devam edecek. Biz kalkıp da yarıda bırakamayız. Eğer yarıda kesersek bunun bedelini milletçe, ülke olarak çok ağır öderiz. Biz en ağır kararı nerede aldık? MGKda aldık. MGKda aldığımız tavsiye kararını hükümetimize bildirdik. Hükümetimiz de Bakanlar Kurulu kararı aldı. Bundan sonra mevzuat süratle bitirilmek suretiyle adımlar atılmış olacaktır. Bundan geri adım atmak söz konusu değildir. Bunun ulusal boyutu olduğu kadar uluslararası boyutu da var. MGK kararını almamızın sebebi bu işi uluslararası boyutta çözmek. Sadece yargıyla çözmek değil, yargı dışında da bir kararlılıkla bu işi çözmek. Biz bir çerçeve ortaya koyduk. Bunu bütün dost ülkelerin bilmesi lazım.
YARGI SONUÇLANDIRSIN
Obama, Gallerde paralel yapı için, somut bir şey görmemiz lazım demişti. Böcek iddianamesi mahkemeye sunuldu. Fetullah Gülen için yeniden iade veya sınırdışı talebiniz olacak mı?
Öncelikle şu mahkeme süreci devam etsin. Süreci bir görmemiz lazım. Kimi nereye kadar ilgilendiriyor bunu göreceğiz. Gördükten sonra da deport meselesi de dahil her şey net olarak ortaya çıkacak. Yargı sürecinin hızlanarak devam etmesi bizim için en ideal olanıdır.
ÜST AKIL KULLANIYOR
Konuşmaların nereye servis edildiği konusunda bir gelişme var mı?
Bazı olaylar yaşadık biz 2013te 2014te... Neydi bunlar? Gezi idi, 17-25 Aralık idi, 6-7 Ekim olaylarıydı. Bunlar durup dururken olmuyor. Tüm bunlar çeşitli yerlerle irtibatlı. KCK olayları durup dururken olmuyor. Ben tüm bu olayların arkasında olabilecek kesimleri kastederek, üst akıl diye bir tabir kullanmıştım. Üst akıl, paralel yapıyı da kullanıyor. Bunlar ne yaptılar? Tüm ağlarımıza girdiler. Cumhurbaşkanlığıydı, Başbakanlıktı, Anayasa Mahkemesiydi, yargıydı, emniyetti TSKydı, tüm ağlarımıza girdiler. Ulusal güvenliğimizi tehdit eden bir yapı oluşturdular. Bu yapı karşısında sessiz kalmak mümkün değil. Mücadeleyi sürdürmek zorundayız.
YETKİMİ KULLANACAĞIM
Yaklaşık 3 ay oldu, şu ana kadar anayasada tanınan yetkileri dikkatli bir şekilde gözeten ve sınırları içinde kalan bir cumhurbaşkanı portresi çizdiniz. Bakanlar Kuruluna başkanlık edeceğiniz beklentileri vardı. Şimdilik bunu görmedik...
Anayasada zaten yetkiler içinde bu var. O yetkiyi kullanmamak diye bir şey olmaz. İnşallah o yetkiyi de kullanacağız.
Bir planlamanız var mı?
Var tabi. İnşallah 2015e de öyle gireriz.
Kandildeki İngiliz çözümü yavaşlattı
ABDnin çözüm sürecine üçüncü göz olarak katılması öneriliyor, ne diyorsunuz?
Amerika ya da bir başkası... Biz bunları daha önce de çok değişik yerlerde yaşadık. Osloda da yaşadık. Üçüncü göz, dördüncü göz ne olursa olsun. Bunların nasıl tecelli ettiği ortaya çıktı. Burada bu işi bu vatanın kendi evlatları kendi arasında çözmeli. Yıllarca Kürdü, Türkü bu ülkede beraberce yaşamışız. Kız alıp, vermişiz. Hâlâ da beraberce yaşıyoruz. Biz hiçbir zaman Kürt terörizmi diye bir şey kullanmadık. Niye? Benim Kürt vatandaşlarımın içerisinde terörizmle uzaktan, yakından alakası olmayan insanlar var. Benim Kürt vatandaşlarımı sömüren, istismar eden bölücü terör örgütü var. Bütün bunlara rağmen Kürdü, Türkü, Lazı, Çerkezi biz bu sorunu kendi aramızda çözeriz. Amerikayla çözemeyiz. Yıllarca Kandile bir İngiliz gitmiştir, yıllarca. O da bir üçüncü göz gibi oynuyordu. Hiçbir şey yapmadığı gibi tam aksine bu süreci ağırlaştırmıştır. Aynı aktörler Osloda da rol almıştır. Orada da olumlu istikamette herhangi bir şey ortaya çıkmadı. Artık Kürdüyle Türküyle kendi göbeğimizi kendimiz kesmeliyiz.
Halepe seyirci kalmayız
Halepte durum kötüleşti, ÖSO çözülüyor, komutan kaçtı gibi bilgiler geliyor...
ÖSO komutanının kaçtığına dair bana gelen bilgi yok. ÖSO biliyorsunuz Kobaniye ilk müdahale eden grup. Halepte de kıyasıya bir mücadele veriyor. Başından itibaren Batı meşru bir güç olarak ÖSOyu gördü. Sıkıntılar var ama rejim Halepi tamamıyla ele geçirmiş diye bir şey yok. Yalnız Şam rejimi, orayı bayağı zora dara sokmak için sürekli bombalıyor. Halep konusu muhalif güçlerin en önemli gündem maddesidir. Halepin düşmesine seyirci kalınmamalı.
Papaya İslam çağrısı
Papa Türkiyeye gelecek. İslam ve terörün bir arada kullanılmaması yönünde bir çağrınız olacak mı?
Teröre karşı mücadelede Papanın dünyadaki etkinliği inkar edilemez. Kendileriyle elbette bu konuyu da konuşacağız. Kendilerinin özellikle Hristiyan dünyaya verecekleri mesajı önemsiyorum. Özellikle Batıdaki İslamofobia olayını gündeme getirmeyi, bununla mücadeleye katkı sağlamasını önemsiyoruz. Bu gündeme getireceğimiz en önemli konulardan biri olacak.
Konut meraklısı değilim
Yabancı basının Cumhurbaşkanlığı Sarayı konusunu sıkça gündeme getirmesi enteresan değil mi?
Batı basını başta olmak üzere medyanın bu konuda ne dediği çok da önemli değil. Burasını Erdoğanın sarayı biçiminde nitelemeleri yanlış. Burası, Türkiye Cumhuriyetinin, Türk milletinin sarayıdır. Bazı haberlerde konutta 150 odadan söz edenler var. Halbuki konuttaki oda sayısı 15-20 civarında. Ben 4,5 yıl İstanbul belediye başkanlığım döneminde Floryadaki o muhteşem köşkte oturmadım. Beylerbeyinde bir apartman katında yaşadım. Başbakan olduktan sonra da resmi konutta yaşamadım. Subayevlerindeki bir dairede kirada yaşadım. Kimse kalkıp da yahu bu Başbakan ne kadar da mütevazı demedi. Dolayısıyla konut meraklısı değilim. Konut da Cumhurbaşkanlığı Sarayı da, ihtiyaca binaen, memleketimize kalıcı bir eser bırakmak için yapılmıştır. 1000 odası var diyorlar. Olacak elbet. Biz küçük düşünmüyoruz. O ofisleri, personelimiz kullanacak. Küçük düşünenler, bu tür eserler ortaya koyamaz. Binanın ne denli işlevsel olduğunu zamanla herkes anlayacak.
Rusya ile bir yerde buluşuruz
Suriye politikasında Türkiyenin karşısında yer alan Putinin sizden sitayişle bahseden bir açıklaması oldu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Gerek Kırım, gerekse Suriye konusuna Rusya ile aynı istikametten bakmıyoruz. 1 Aralıkta yapılacak olan yüksek düzeyli stratejik konseyde görüşeceğiz. Belki ikili de ele alacağız. Son yapılan G 20 zirvesinde de Rusyanın bakışı ortadaydı. Biz bir yerde buluşuruz. Bize uzak bir ülke değil. Karadenizin bir kıyısında Rusya, bir kıyısında biz. Şu anda aramızdaki ticari ilişkiler çok çok iyi. 100 milyar doları hedeflemiş iki ülke konumundayız. İstiyoruz ki ilişkilerimizi siyasi ve askeri alanlarda da çok daha iyi bir noktaya taşıyalım, Eğer bunu başarabilirsek bölge kazanacaktır. Barış noktasında iyi bir kazanım olacaktır. Bizim de beklentimiz bu.
Vehimle siyaset olmaz
Kemal Kılıçdaroğlunun, CHPnin içişleriyle alakalı olarak MİTi yönelik bir suçlaması oldu. Buna ne diyorsunuz?
Vehimlerle siyaset yapılmaz. Vehimlerden kurtulmak lazım. MİTin şu veya bu partiyi bölmek gibi bir işi asla olmamıştır ve de olamaz. MİT, iktidar da dahil olmak üzere, herhangi bir parti için çalışan bir kurum değildir. MİT, ulusal çıkarları korumak için dışarıdan bilgi getiren bir devlet kurumudur. Milli İstihbarat Teşkilatını zan altına bırakacak açıklamalardan kaçınmak lazım.
Abdülkadir Selvi -
Yeni Şafak
Bu haber 1,153 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle