2015 son hesaplaşma değil

2 Ocak 2015 11:56 tsi
Bu sene yaşanacak genel seçimler, Cumhurbaşkanlığı ve yerel seçimlerin ‘rövanşı’ olarak görülüyor. Sayılır. Ama ‘son hesaplaşma’ değil. Bir tane daha var. Ve farklı olacak... iyibilgi Ankara

Türkiye seri seçimler yaşıyor uzun zamandır ve araya giren Cumhurbaşkanlığı seçimi veya referandumlar gibi ek sandıklarla da bu süreci yoğun bir şekilde yaşıyor. Bu bir yandan siyasi gerginlik yaratıyor ama diğer yandan da ülkeyi, toplumu canlı tutuyor. 2013-2014 yılları bu tespite iyi birer kanıt.

Şimdi Türkiye’nin önüne 2015 sandığı geliyor ve o da dalgalanmalara yol açabilir. Ancak şimdiden kestirmek zor olsa da, eskileri kadar zor olmayacak gibi. Eski ve Yeni Türkiye karşılaşmasında bir başka raund gibi sunuluyor ama şimdiden de kimin başarılı olacağına ilişkin bir kanaat yerleşik hale gelmiş görünüyor.

YENİLERİN YENİLENMESİ

AK Parti yeni bir Genel Başkan’la seçime gidecek. Tayyip Erdoğan gibi güçlü bir politik figürün ardından kim gelirse gelsin hassas gözlerle izleneceği biliniyordu. Ancak iki konu özellikle göz doldurdu; Davutoğlu çok çalışkan çıktı. İki, hem iç hem dış oyunculara alan hâkimiyeti yaratmadı, mümkün olan tüm koridorları tuttu. Terleyen Cumhurbaşkanı tartışılmıştı ama terleyen bir Başbakan da vardı ortalıkta ve hem parti tabanı hem de genel seçmen kitlesi bunu gördü. Sadece bu yüzden değil ama bugünden bakıldığında da görülüyor ki, seçimler iktidar partisine doğru eğiliyor.

MUHALEFETİN MÜHİMMAT SORUNU

Seçimlerden sürekli yenilerek çıkmış ve son iki seçimde elinde bulunduğunu düşündüğü birçok kartı da harcamış bulunan CHP, bu seçimlerde belki de ilk kez kendi seçmeni ile yüz yüze gelecek ve “bir şey” söylemek zorunda kalacak.

Ama ne?.. Şu sıralar Ankara’da CHP yönetiminin harıl harıl yeni ve uygun ittifaklar aradığı söyleniyor ama buradan nasıl bir fayda çıkabilir?  Ancak küçük partilerin lehine bir takım tali faydalar olabilir ama o da sandığa ne kadar etki eder? Çünkü o ittifaklar Cumhurbaşkanlığı seçiminde zaten denenmişti.

Kaldı ki bir de partinin iç meseleleri var ve hepsi şu anda uç vermiş durumda. Seçimlerden yenilgi çıktığında bunların hepsinin patlayacağı tüm siyasi gözlemcilerin üzerinde mutabık kaldığı bir durum.

MİLLİYETÇİ SİYASET YARATMAK?

Kürt meselesi, çözüm süreci MHP’nin başat seçim konularından biri olacak ama o da bu konuda taze politika üretmenin zorluğunu yaşıyor. Muhtemelen de üretmeyecek ve “üretmemenin doğruluğu”nu savunacak. Yani çözüm sürecine karşı çıkacak. Şu an ne destekliyor ne de desteklemiyor. Bu yüzden sandık yaklaştığında bir seçim yapmak zorunda kalacak ve bu zor bir tercih olacak.

Görüldüğü gibi tüm siyasi partiler hala konumlanmalarını ve ümitlerini AKP politikalarını yermekten gelecek ödüllere bağlamış durumda. Ancak, basit, “AKP olmazsa siz ne yapardınız” sorusu bomboş olarak ortada duruyor. Yani bu kadar yıldan sonra bile özgün, taze, çekici bir projeksiyon yok. Bu da tüm siyasi partiler için içinden çıkılmaz bir tuzağa dönüşmüş bulunuyor.

YA SONRA?

Nihayet 2015 seçimleri tahmin edildiği gibi olursa, Türkiye gibi günlük siyasetin her an değiştiği bir ortamda yıllar sonrasına atıf yapmak riskli ama AK Parti yeniden iktidar olup, muhalefet partileri de “kendilerine yukarıdan aşağı yenilediğinde”, 2023’e bağlanacak süreçte yeni bir sandık savaşı olacak. Kaldı ki, 2015’te iç tüzük zaruretlerinden gidenler de dönebilecek.

En azından görünen o ki, son seçim daha heyecanlı olacak.

www.iyibilgi.com

Bu haber 1,488 defa okundu.