En Sıcak Konular

Görmez: İslamofobi endüstriye dönüştü

27 Ocak 2015 14:17 tsi
Görmez,İslamofobinin bir endüstriye dönüştüğünü, İslam dünyasındaki çatışmaları ve yaşanan manzaraları gösterip Müslümanlar aleyhine acımasız bir propaganda yaparak İslam ile ilgili korkuyu yüreklere salmaya çalıştığını söyledi

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, başkanlık yaptığı "Barış ve İtidal Daimi Temas Grubu"nun hazırladığı "iyi niyet mektubu"nu kamuoyuyla paylaşarak, "Bugün bir endüstriye dönüşen İslamofobi, İslam dünyasındaki çatışmaları ve yaşanan manzaraları gösterip Müslümanlar aleyhine acımasız bir propaganda yaparak İslam'la ilgili korkuyu yüreklere salmaya çalışıyor" dedi.

Görmez, "Barış ve İtidal Daimi Temas Grubu"nun "Ankara Buluşması" kapsamında Diyanet İşleri Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, buluşmanın hayırlı olması temennisinde bulunarak başladı.

Grubun iki gündür çalışmalarda bulunduğu ve geleceğe yönelik yol haritasını belirlemeye çalıştığını belirten Görmez, "Üzerinde durduğumuz konulardan biri gideceğimiz her yere bir barış, iyi niyet mektubu sunmak. Gerek İslam bilginlerine, dini müesselerin başındaki insanlara, alimlere ve gerekse devlet adamlarına, ülkelerin yöneticilerine bir iyi niyet mektubunu, İslam bilginlerinin iyi niyet mektubunu sunmak kararı aldık" diye konuştu.

Grup üyeleriyle mektubu kaleme aldıklarını ifade eden Görmez, "Bu mektup belki ülkelere ziyaret esnasında ülkelerin şartlarını da dikkate alarak birtakım ilaveler ve eksiltmelerle değişebilecek ama ana teması değişmeyecek" dedi.

Mektubu ilk olarak dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'na takdim ettiklerini bildiren Görmez, söz konusu iyi niyet mektubunu okudu.
"GELECEKTE DAHA DA TAHRİPKAR OLACAK..."

 İslam dünyasının ve Müslümanların yüzyılın en zor şartları altında yaşadığı ve sıkıntılı bir süreçten geçtiği belirtilen mektupta, İslam dünyasının gerek iç ve gerekse dış sebeplerle uzun süredir bir belirsizlik içerisine girdiği bildirildi. Başta Filistin ve Suriye sorunu olmak üzere Müslüman toplumlardaki iç çekişmelerin giderek şiddet ve çatışma eğilimini artırdığı vurgulanan mektupta, şunlar kaydedildi:

"Yaşanan bu süreçte adam öldürmeler, intihar saldırıları, masum insanları kaçırmalar, camileri bombalamalar, kutsal mekanları tahrip etmeler ve milyonları yerlerinden yurtlarından etmeler sadece buradaki insanları etkilemekle kalmıyor, İslam algısını tahrip ediyor ve tüm dünyadaki Müslümanların başlarını öne eğdiriyor. Bu durum azınlık olarak yaşadıkları bölgelerde Müslümanları toplumsal dışlanmaya ve ötekileştirilmeye maruz bırakıyor. Müslümanlar bulundukları coğrafyalarda korku, dışlanma ve şiddet tehdidi altında yaşamayla karşı karşıya kalıyorlar.  Bugün bir endüstriye dönüşen İslamofobi, İslam dünyasındaki çatışmaları ve yaşanan manzaraları gösterip Müslümanlar aleyhine acımasız bir propaganda yaparak İslam ile ilgili korkuyu yüreklere salmaya çalışıyor. Gelecekte daha da tahripkar olacak bu durum karşısında büyük bir sessiz çoğunluğun vicdanı yaralıyor ve yürekler bu acıyı taşıyamaz hale geliyor. Düne kadar her biri selam ve eman yurdu olan İslam şehirleri kaosla, çatışmayla ve ölümlerle anılır duruma geliyor. Tüm peygamberlerin ortak mesajı, İslam'ın evrensel barış içeren mesajıdır: 'Zulmetmeyeceksin, adam öldürmeyeceksin, yeryüzünde fitne ve fesat çıkarmayacaksın. Herkesin namusunu, canını, nesebini, iffetini, şerefini ve haysiyetini dokunulmaz sayacaksın'."
TEMAS GRUBUNUN ÇALIŞMALARI

İnsanlık tarihinin tevhitle şirkin, iyiyle kötünün, hak ile batılın ve adaletle zulmün arasındaki mücadeleyle geçtiği belirtilen mektupta, İslam dünyasının her bölgesinden İslam bilginleri İstanbul'da "Dünya İslam Bilginleri Barış, İtidal ve Sağduyu İnisiyatifi" adıyla toplandığı hatırlatıldı.

Toplantı kapsamında alınan kararların takipçisi olmak üzere 10 kişilik bir temas grubunun oluşturulduğu anımsatılan mektupta, "Tamamen dini bir sorumlulukla hareket edecek olan bu grubun temel dinamizmi İslam kardeşliğinin tesisi ve toplumsal barışın egemen kılınması olacaktır. Hak, hukuk ve adaletin tesis edilmesini hedefleyen bu grup insan haysiyeti ve onurunu aziz görerek bir insanın öldürülmesini insanlığın öldürülmesi olarak kabul etmektedir" ifadesine yer verildi.

Temas grubunun öncelikle Müslümanların kanının akmasını önlemek ve toplumlardaki sorunların çatışmazlık esasıyla çözüme kavuşması için girişimlerde bulunacağı kaydedilen mektupta, yapacağı çalışmalara ilişkin şunlar kaydedildi:

"Temas grubu en üst düzeyde bütün ülkeler, kuruluşlar, uluslararası teşkilatlar nezdinde girişimlerde bulunarak çatışmazlık halinin sağlanması ve toplumsal barışın hayata geçirilmesi için çaba gösterecektir. İslam dünyasında yaşanan çatışmaların kalıcı etnik ve mezhepsel bir yapıya dönüşmemesi için ilgili tüm kurum ve kuruluşlar nezdinde gerekli girişimlerde bulunacaktır. Başta İslam ülkeleri olmak üzere, tüm dünyada İslam'ın barış ve çatışmazlık dilinin yaygınlaşması için entelektüel bir çaba ve gayret içinde olacaktır. Sıcak çatışma alanlarında ve çatışan taraflar nezdinde, sorunların dini hassasiyetler çerçevesinde çözülmesi için çaba sarf edecek ve çatışmazlık ortamını sağlamaya çalışacaktır. Uluslararası kurum ve kuruluşlar üzerinde baskı oluşturarak, İslam dünyasında terör, şiddet vb. tutum, yol ve yöntem içerisinde bulunan tüm grupların marjinalize edilmesi için gayret edecektir. Mezhebi ve meşrebi ne olursa olsun, İslam toplumlarına yön veren İslam alimlerinin barış ve itidal çabalarına katkı sağlamalarını temin etmeye çalışacaktır. Barış içinde birlikte yaşama ve iletişime açık olma kültürünü yaygınlaştırmak amacıyla İslam alimleri arasında irtibat sağlayacak ve bu kültürü ümmetin arasında yayma gayreti içinde olacaktır."

Musul'da geçen sene ramazanda başlayan bazı olayların İslam dünyasında öteden beri süren acılara yeni acılar kattığını belirten Görmez, "Kardeş kavgası zirveye ulaştı ve bütün İslam dünyasını daha önce var olan şiddet, insan katletmeler, cami bombalamalar gibi hem İslam'ın hem de insanlığın kabul etmeyeceği büyük acılar yaşandı" diye konuştu.

Bunun üzerine Diyanet İşleri Başkanlığı olarak "Hazreti İbrahim'in ateşini söndürmeye giden karınca misali" ses vermek istediklerini dile getiren Görmez, İslam alimlerine, bilginlerine barış ve itidal seslerini ulaştırmaya çalıştıklarını söyledi.

Görmez, söz konusu mesajın 5 dile çevrilerek ilan edildiğini hatırlatarak, "Bizim İslam dünyasından aldığımız karşılık, geri dönüşler bize umut verdi" ifadesini kullandı.

Bu kapsamda, 32 ülkeden 150 İslam alimin katılımıyla düzenlenen Dünya İslam Bilginleri Barış, İtidal ve Sağduyu İnisiyatifi Toplantısı'nın yapıldığını, ardından Barış ve İtidal Daimi Temas Grubu'nun oluşturulduğu anımsatan Görmez, grubun iki gündür Ankara'da toplandığını belirtti.

Mehmet Görmez, bütün bu duyarlılıklarla başlattıkları inisiyatif çalışmasının sadece söz söylemeyeceğini, aktif bir çaba içine gireceğini vurgulayarak, "Bugün biz toplum önderlerine, din bilginlerine, aydınlara ve siyasetçilere düşen görev, entelektüel anlamda dün var olan bu birlikteliğin kodlarını bugüne de taşımak olmalıdır. Dün bütün bu coğrafyayı selam ve eman yurdu yapan imanın, ahlakın ve hukukun hikmetini kavrayarak bugün de bunların tesisi için çaba ve gayret içinde olunacaktır" ifadelerini kullandı.
"BİZ HEPİMİZ AYNI ÜMMETİN ÇOCUKLARIYIZ"

Temas grubunun aldığı kararlarda, evrensel olarak birlikte yaşamanın ahlaki kurallarının dini bir hassasiyetle ortaya konulduğunun görülebileceğini dile getiren Görmez, şunları söyledi:

"Bundan sonra yapılması gereken şey bu ahlaki ilkeler doğrultusunda bir hukukun tesis edilmesi yönünde çalışma yapmaktır. İnisiyatif grubu olarak gerek İslam bilginleri ve gerekse hukukçular ve entelektüellerle bu çalışmaların yapılması hususunda çaba ve gayret içerisinde olacağımızı buradan belirtmek isterim. Bugün artık mezhebi farklılıklar üzerinde konuşma günü değildir. Dünyanın her tarafında kan gövdeyi götürürken insanların oturup mezhep ihtilafları içerisinde olmaları tahayyül edilemez. Bugün İslam'ın üst aidiyetiyle yeniden Müslüman kimliğini inşa etme günüdür. Bugün Arap'ın Türk'e, Türk'ün Arap'a, Şii'nin Sünni'ye, Sünni'nin Şii'ye herhangi bir ayrıcalığı yoktur. Biz hepimiz aynı ümmedin çocuklarıyız, aynı Peygamber'in ümmetiyiz. Bugün sadece ve sadece bütün ırkı ve mezhebi kimlikleri bir tarafa bırakarak hak ve adalet için çaba sarfetme günüdür."
"BU FİTNE ATEŞİ ANCAK BU GÜZELLİKLERİN İNŞASIYLA DEFEDİLEBİLİR"

Görmez, yaşanan sorunların ancak bilgi ve hikmetle aşılabileceğini, bu hikmetin yeniden güncellenmesinin, gelecek nesillere aktarılmasının İslam alimlerine düştüğünü vurgulayarak, "İslam uleması, alimleri olarak bizler sadece hac menakisini ifa ederken karınca öldürmenin hükmünü anlatmakla gün geçiremeyiz. Bizler, sadece ruyet-i hilal meselesini, imsakın ne zaman başladığını, orucu nelerin bozduğunu günlerce konuşarak ve anlatarak görevimizi ifa edemeyiz bütün İslam dünyasında kan akarken" dedi. Diyanet İşleri Başkanı Görmez, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizler karıncayı öldürmemeyi hac menakisinin içinde gören bir dinin mensubu olarak bir cana kıymanın ve masum insanları katletmenin hükmünü anlatmayı ihmal ediyoruz. Bizler orucu nelerin bozduğunu anlatırken, teravih kılan insanların üzerine bombalar yağdırmanın İslam'ın vahdetini ve ümmetin birliğini nasıl dağıttığını, bozduğunu idrak edip kendi haklarımıza, toplumumuza, gençlerimize anlatmalıyız. Tüm ayrılık, çatışma ve kargaşa fitnelerine rağmen bizler var gücümüzle vahdetten, uhuvvetten, muhabbetten ve rahmetten bahsetmeye devam etmeliyiz. Bu fitne ateşi ancak bu güzelliklerin inşasıyla defedilebilir. Bunun dışında söylenecek hiçbir sözün ve fetvanın hiçbir değeri yoktur."
İKİNCİ TOPLANTI

"Barış ve İtidal Daimi Temas Grubu" geçen yıl ramazanda İstanbul Dolmabahçe Sarayı'nda, 32 ülkeden yaklaşık 150 alimin katılımıyla düzenlenen Dünya İslam Bilginleri Barış, İtidal ve Sağduyu İnisiyatifi Toplantısı'nda alınan kararla oluşturulmuştu.

İlk toplantısını İstanbul'da tarihi Ertuğrul Tekkesi'nde gerçekleştiren grup, şu isimlerden oluşuyor:

"Katar'dan Prof. Dr. Ali Muhyiddin El-Karadaği, Lübnan'dan Dr. Ali El-Hakim, Suudi Arabistan'dan Prof. Dr. Munir El-Beyati, Yemen'den Dr. Abdulwahab Lutf El Dailami, Irak'tan Dr. Huseyın Gazı Al-Samarrai, İran'dan Hojatoeslam Ahmad Moballeghi, Filistin'den Dr. Nawaf Tekrory, Suriye'den Dr. Mouaz Al Khatıb, Bosna Hersek'ten Bosna Hersek Reisu'l-Uleması Hüseyin Efendi Kavazoviç ve Tunus'tan Abdulmajid Najjar."

Temas grubu üyelerinin de görüşlerini paylaştığı toplantının sonunda, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ile Bosna Hersek Reisu'l-Uleması Hüseyin Efendi Kavazoviç tarafından, iki kurum arasında işbirliği anlaşması da imzalandı.



Bu haber 532 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,859 µs