Şeytanı ne sanıyorsunuz ki siz?

24 Mart 2015 22:10 tsi
Şeytanı bilip, tanımadan! 'Tevhid' olmaz...

İnsanın aklı sonradandır! Önce ruh vardır! Bakın! Düşünün! Bu söylediğimizin üzerine... Tefekkür edin azıcık... Vakit ayırın... Ruhunuza! Bilin istedik... Ruhunuzu! Akıl sonradan olunca... Ruhunuz kalbinizdeyse... Konuşsanıza araya aklı almadan... Sessizce... Akıl duymadan! Sonra akleder kalbiniz nasıl olsa... 'Bir' secde anının içinde... Kalbiniz aklınızın yerine geçer... Ve miraç başlar... Ne kadar az düşünüyorsunuz... Miraç! Sidretü'l-münteha'nın ötesi... Ve 'miraç'ın namazda secde ile başlaması... Mümkün müdür ki? Aklın üzerinde kalbiniz... Kalbinizde ruhunuz... Mümkündür Ey Müslümanlar! Öyle hafiflerseniz... Zerreleriniz zikrederse 'bir'! Ruhunuzla 'bir'! Yükselirsiniz... Kalbin miracı budur...

Şimdi 'bir'lendik mi? 'Söz' olmadan... Kalbin içindeyken... Sessizce... 'Bir' sır olarak! Bildik! Ey hayati sır!

Zaman uçucudur... Uçar! Zaman uçar gider... Farkında olmazsınız... Yaşlanmışsınız... 'Namaz'da ise gençleşirsiniz... Akan gözyaşlarınızla daha da gençleşirsiniz... 'Bir' Cennet yaşı... Sırdır... Bakın sırdır bu sözlerimiz... Kimler bilecek ki bu sırları? 'Bir' ruhu olanlar... Diğerleri soracak yine bize! 'An'layamıyoruz ki yazdıklarınızı... Daha açık yazın... Somut delile dayandırın... Ah! 'İnsan'dan daha somut 'bir' delil olabilir mi hiç? Ve soyut! Ruhu kavrayamamanızdan kaynaklanıyor hep! Sırlara kapalı oluşunuz... Ruh üzerine ancak bu kadar yazılabilir... Daha ötesi yok! Sessizce... 'Bir' yolculuk! Nedir ki 'bir' yolculuk? Hakikat olan... Sadece hakikat peşinde olan... Sırdır burası... Hakikat-sizler 'an'layamazlar ki! Günlerini 'ateş-ten put'lara bakarak geçirenler... 'Ateş' üzerinden bile 'hakikat'i 'oku'yabilenleri ayırıyoruz elbette... Onlar! 'Ateş'i bile hakikate hizmet ettirirler... 'Ateş'te yanmayanlar... Hz. İbrahim gibi olmaya gayret edenler... 'Şeytan'ı bile 'tevhid'e çağıranlar... Onlar! Kalbin erenleridirler... 'Şeytanın hissiyatı'nı bilenler... Ne demektir şimdi bu? 'Şeytanın hissiyatı'nı bilenler... Ne kadar az düşünüyorsunuz değil mi? Siz kendi hissiyatınızı bile bilemezken... Onlar 'şeytanın hissiyatı'nı biliyorlar... Kimler? Kalbin erenleri...

'Bir' durun bakalım burada... Şeytanı bilip, tanımadan! Hissetmeden! 'Tevhid' olmaz... Şeytan ne söylerse onu yapmayacaksınız... O hazzınızı kapatacaksınız... Ya da kısacaksınız o hazzınızı düğmesinden... Ve şeytan her kimde vuku bulmuşsa... O insanı tanıyacaksınız... 'Huzur'a davet edeceksiniz... Çünkü şeytan çok huzursuz eder etkisi altına aldığı insanları... 'Haz' içindeyken zirveye çıkarır... Sonra birden en aşağıya düşersiniz... Kuyruk sokumunuza... Dışarıya atılmayı beklersiniz... Enerji olarak...

Şeytanın da bir görevi var elbette! Lanetlenmiş de olsa... Kalbin yolcuları ile dışarıya atılacakları birbirinden ayırmak... Ters enerjisiyle! 'Bir'lik anındayken... Bir dışarısı fikrini oluşturmak... Oysa kalbin içindeyken 'bir' dışarısı yoktur... Dışarısı aklın alanıdır! 'Taç' olanın... Secde ve 'miraç'ın  sırrı budur! Nasıl? Kalbin dışında kalanlar 'oku'yamadılar değil mi bu yazdıklarımızı? Sadece baktılar... 'Bir' bakış bile yeterdi oysa... 'An'lamaya!

Tek'bir' bakış...

Rabbim lütfet...

 

Hayati Sır

Bu haber 4,726 defa okundu.