Onların sorunu ne?

DHKP-C’li teröristler tarafından gerçekleştirilen ve bir savcımızı şehit verdiğimiz saldırı sonrası klasik medya ve sosyal medya üzerinden kamuoyuna yansıyan kimi yayınlar, asıl görevi “kamuoyu yararı” olan gazeteciliği eleştiri tahtasına yerleştirdi ama.. Belki de önce tanımda anlaşmak gerekiyor; onlar gazeteci mi?..

Dehşet saatlerinin yaşandığı adliye odasında çekilmiş ve Cumhuriyet Savcısı'nı rehin pozisyonunda gösteren fotoğrafların yayınlanmasına ve olaya ilişkin "gerçekten garip" yorumlara ilişkin basit iki soru var elimizde; bu gazetecilik midir? Değil ise nedir?

Haber değil mi yani?

Gazeteciliğin asli görevlerinden olan “olayı kamuoyuna duyurma, yansıtma” eylemi, modern dünyada artık ilk halinden hayli farklı ele alınıyor. Kimi olay ve gelişmelerin özellikle stres altındaki toplumlarda, ülkenin güvenliğine ilişkin riskler ürettiği çok iyi biliniyor. Üstelik toplumsal reaksiyonlar o ülkenin güvenliğini riske etsin diye de kimi olay ve gelişmelerin geliştirildiği de biliniyor. İşte bu tür olayların basın tarafından kamuoyuna yansıtılması ve özellikle biçimi, katlayan şekilde toplumu hedef alıyor.

Peki ama bu olayların “o olaylar” olduğunu kim belirleyecek? Soru, özellikle bu tür haberleri üretme şevki taşıyan kuruluş ve gazeteciler tarafından sık sorulan bir soru. Ancak yanıtı tahmin edildiği kadar zor değil ve taze.

Karanlıkta bırakılmaya çalışıldığı bir günde ülke kendini kollamakla görevli bir savcısının öldürülmesine şahit oldu. Cümle bu kadar. Bu stres altında bir toplumun üretilmiş veya bu emareyi taşıyan bir saldırıyla karşı karşıya olduğunu anlamak için yeterli.

Bu halde “gazeteci” devreye girip, “yüksek demokrasi, basın özgürlüğü nedeniyle ben bu savcının öldürülme anını yayınlarım” diyebilir mi? Diyebilir ama demokrasinin olmazsa olmaz şartlarından, kamuoyunun vazgeçemeyeceği basın özgürlüğünden daha büyük yapılar da var. Onun adı “kamuoyunun” ta kendisi olan halk! Halk bunu; uygun yollar, seçimler, hükümet, TBMM, kanunlar ve tıpkı dün kaybettiğimiz savcı gibi adalet insanları eliyle men edebilir. Yani, kendini korur!

O halde, bunu bilerek propaganda resimleri basmak bir yana, neredeyse teröristlere övgü düzmeye, devleti bunlara imkan açmakla suçlamak ne anlama geliyor? Bu ne demek? Muradları ne? Basının bir görevi de sözü, cevabı sahibine, yine kamuoyuna bırakmaktır.

www.iyibilgi.com