Tahran-Ankara: Görmezden gelenler

9 Nisan 2015 10:28 tsi
Önemli bir İran-Türkiye teması gerçekleşti ve.. Vitrine konanların dışında fark edilmeyen bir şey oldu; iki ülke birbirini mümkün olan en kibar dille, 'aynı suçla' itham etti... iyibilgi Ankara

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İran ziyareti belki Türkiye’den bile çok dünya tarafından izleniyordu. Nükleer müzakereler ve Yemen krizinin bölgede yarattığı “mezhep dalgalanmaları” görüşmelerin önemini artırıyordu. İki ülkenin arasındaki ilişkiler de vardı elbette-enerji pazarlıkları gibi-ama asıl konu bölgeydi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan dönüş yolunda özellikle bölgede “mezhepsel” risklerin, krizleri daha geniş alanlara yayacağının uyarısını yaptı. Hatta; “… böyle bir olumsuz gelişmenin Irak’ta, Suriye’de, Mısır’da, Filistin’de, Libya’da, Yemen’de olduğu gibi başka yerlerde de olmasını istemiyorlarsa, bu yaklaşıma herkesin anlayış göstermesi lazım” dedi.

O tuzak kaç kişilik?

Fakat Cumhurbaşkanı konuşmasının bir yerinde şu cümleleri kurdu; “Bugün de söyledim, Musul’dan Irak ordusunun kaçarken de bütün silahlarını orada bırakması bir terör örgütüne DAİŞ’e arayıp da bulamayacağı bir kâr olarak kalmıştır. Tıkrit’te DAİŞ’in boşalttığı yere Şia giriyor. Tabi bundan rahatsız oldular.”

Bunu cepte tutalım. Erdoğan’la görüşmesinin ardından İran’ın dini lideri Hamaney-Twitter hesabından-şunları duyurdu: ‘Yemen krizine çözüm yabancı müdahaleyi ve istilaya son vermektir. Yemen’in geleceğine karar verecek olanlar kendileridir.’ Suriye, Irak ve diğer yerlerde terörist grupların barbarlığındaki küstahların gizli ellerine aldırmayanlar, kendilerini kandırdılar. Siyonistler ve birçok Batılı ülke özellikle de ABD, Müslüman uluslara karşı barbarlıktan memnunlar ve IŞİD’i bitirme niyetleri yok. Talihsiz gerçek şu ki, bazı İslami hükümetler İslam’a ihanet ediyor ve İslam’ın düşmanlarına para ve lojistik destek sağlıyor.”

Hatta İngilizce yayınlanan Tehran Times Gazetesi de görüşmede Ayetullah Ali  Hamaney’in Erdoğan’a, “Bu meselelerde düşmanın gizli ellerini görmeyenler kendi kendini kandırmıştır” dediğini belirtti. Elbette burada kastedilen gizli ellerin sahipleri; ismi alenen zikredilen ABD kadar Suudi Arabistan’ın ve koalisyonun diğer kimi ortakları.

Şimdi ceptekini çıkaralım. Cumhurbaşkanı’nın diplomatik dille söylediği DAİŞ’in silahlandırılması yöntemi de aslında Hamaney’in hakaretler yağdırdığı ABD’nin bir "görmezden gelme" planı. DAİŞ’in ilk aylarında Irak’ta ele geçirdiği hemen tüm silah ve donanımın nasıl olup da bu örgütün eline geçtiği bilinmiyor mu? Hasılı, “görmeyenler” var mı bilinmez ama İran gibi “görmezden gelenler” de var bölgede ve İran-ABD-DAİŞ çizgisinin mezhepsel bir düzenlemeye ait ilk planlardan olduğunu düşündürüyor.

www.iyibilgi.com

Bu haber 1,933 defa okundu.