En Sıcak Konular

'Uzaktan kumandalı yargıç düşünülemez'

27 Nisan 2015 11:12 tsi
'Uzaktan kumandalı yargıç düşünülemez' Anayasa Mahkemesi Başkanı Arslan, Anayasa Mahkemesi'nin kuruluşunun 53. yıl dönümünde konuştu.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Arslan, "Fikri ve vicdanı hür olmayandan hakim olmaz. Hukuk devletinde, uzaktan kumandalı yargı da yargıç da düşünülemez" dedi.
 
Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, "Unutmayalım ki fikri ve vicdanı hür olmayandan hakim olmaz. Aklını ve vicdanını başkalarına kiralayan veya iradesine ipotek konmasına izin veren kişiden hakim olamaz. Hukuk devletinde uzaktan kumandalı yargı da yargıç da düşünülemez" dedi.
 
Anayasa Mahkemesinin kuruluşunun  53. yıl dönümü dolayısıyla, tören düzenlendi. Törene, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç, Numan Kurtulmuş, Yalçın Akdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, YSK Başkanı Sadi Güven, Adalet Bakanı Kenan İpek, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, yargı organları temsilcileri katıldı.
 
Anayasa Mahkemesi Başkanı Arslan törendeki konuşmasına, Sayıştay kontenjanından üye seçilen ve yemin ederek görevine başlayan Rıdvan Güleç'i tebrik ederek başladı.
 
Anayasa Mahkemesi Başkanı Arslan, insanlığa örnek bir medeniyetin inşası ve idamesinin ancak adaletle mümkün olacağını vurgulayarak, şunları söyledi:
 
"Türkiye'de yargı belki de tarihinin en önemli ve hassas dönemlerinden birini yaşıyor. Adaletin tesisi gibi son derece ağır bir yükü taşıyan yargının bu yükünün altından hakkıyla kalkabilmesinin ve kendisinden beklenen işlevi yerine getirebilmesinin yolu 'vesayet' kavramıyla yüzleşmesinden geçmektedir. Bu konuda yargının sadece kendisiyle yüzleşmesi ve öz eleştiri yapması yetmez, aynı zamanda siyasal ve hukuksal sistemin tüm unsurlarının da bir muhasebe yapması gerekmektedir."
 
"Yargının siyasallaşması hukuk devletinin sonu olur"
 
Arslan, "Yargı bağımsızlığı, yargının bir yandan kurumsal düzeyde hiçbir kişiden ve organdan emir, talimat ve telkine maruz kalmamasını, diğer yandan da bireysel düzeyde yargı mensuplarının hiçbir vesayete tabi olmadan akıllarını ve iradelerini serbestçe kullanabilmelerini gerektirir" dedi.
 
Arslan, şöyle devam etti:
 
"Unutmayalım ki fikri ve vicdanı hür olmayandan hakim olmaz. Aklını ve vicdanını başkalarına kiralayan veya iradesine ipotek konmasına izin veren kişiden hakim olamaz. Hukuk devletinde uzaktan kumandalı yargı da yargıç da düşünülemez. Esasen yargı ve vesayet arasındaki patolojik ilişkinin bizatihi bir vesayet organına dönüşme ve vesayete tabi kılınma şeklinde tecelli eden iki boyutu vardır. Her iki durum da demokratik hukuk devleti açısından büyük bir tehlikedir. Birincisi yargı, toplum ve siyaset mühendisliğine soyunan bir vesayet kurumu olarak işlev göremez, görmemelidir. Kendisini sistemin sahibi ve nihai koruyucusu olarak gören ve bu nedenle kendisi dışındaki herkese ve her şeye ayar veren bir yargı anlayışı kabul edilemez. Demokratik toplumlarda yargıya düşen görev, topluma ve siyasete nizam vermek değil, hukuk kurallarını adalet süzgecinden geçirerek uygulamak, bu suretle uyuşmazlıkları çözmektir. Ancak bu durumda yargı ve yargıç temel hak ve özgürlüklerin teminatı olabilir.
 
İkincisi, yargı kendisi üzerinde kurulacak her türlü vesayete de kararlılıkla karşı durmalıdır. Başka bir ifadeyle kurumsal ve kişisel düzeyde yargı bağımsızlığının tam manasıyla sağlanması hayati derece önemlidir. Sonuç olarak yargıyı bir vesayet kurumu veya vesayet altında bir kurum olarak konumlandırmak, ona yapılabilecek en büyük kötülüktür.”
 
Yargı ve siyaset ilişkisinin de sakıncalı iki yönünden bahsedilebileceğini dile getiren Arslan, "Yargının kurumsal anlamda siyasal organların etkisi altında kalması ve siyasi mülahazalar ekseninde ayrışması büyük bir tehlikedir. Bu anlamda yargının siyasallaşması hukuk devletinin sonu olur. Diğer yandan yargının bir vesayet organı gibi davranarak siyaseten alınması gereken kararları alması da siyasetin yargısallaşması tehlikesini doğurur. Siyasetin yargısallaşması ise demokrasinin sonu olur. Dolayısıyla yargının siyasallaşması ve siyasetin yargısallaşması demokratik hukuk devleti için aynı ölçüde tehlikelidir" ifadelerini kullandı.

aa


Bu haber 719 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,179 µs