iyibilgi Anka" /> iyibilgi Anka"/>
Gezi olayları sırasında Taksim platformu sözcülüğünde hükümete şartlarını söyleyenler nükleer santral yapmayacaksınız demiş, hükümet temsilcileri de şaşkınlıkla birbirine bakmıştı. O zaman hissedildi ki, nükleer enerji seçimi sadece teknik şartlar ve ihtiyaçlar nedeniyle değil, siyaseten de doğru...
Türkiyenin enerji ihtiyacı ve dışa bağımlılığı noktasında kimsenin şüphesi yok. Enerji lazım bize. Ve bunu şu anda en makul şartlarda sağlayabilecek kaynak, nükleer santraller. Alternatif çözümlerin tamamı kulağa hoş geliyor ama zaman, yeterlilik ve maliyet açısından Türkiyenin hazmedebileceği uygunlukta değiller.
Ancak şimdi nükleer karşıtlığı form değiştiriyor gibi. Bunun en iyi örneğini de-daha önce olduğu gibi-Zaman gazetesi yazarı Şahin Alpayın hafta sonu yayınlanan yazısında görmek mümkün.
Geçen yılın başında şunları yazdım: AKP hükümetinin derdi nükleer santrallerden sadece elektrik elde etmek değil. Bölgesel, hatta küresel güç (!) olma iddiasıyla, Türkiye 1980de Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşmasına taraf olduğu için açıkça ifade edemediği amaç, nükleer silah yapmak, en azından nükleer silah üretmek için gerekli teknolojiye sahip olmak. Tıpkı İran gibi...
Peki Alpay neden, nereden böyle yazıyor? Şuradan; Türkiyenin nükleer enerji programı, nükleer silahlanmayı da öngörebilir mi sorusu, hiç yersiz olmayan, tabii ki sadece biz Türkleri değil, Batılı müttefikleri de ilgilendiren bir soru. Merkezi Washington DCde bulunan Carnegie Endowment for International Peace/Carnegie Uluslararası Barış Vakfı tarafından yakınlarda yayımlanan Turkeys Nuclear Future/Türkiyenin Nükleer Geleceği başlıklı kitabın ele aldığı sorulardan biri tam da bu; Nükleer silahlara sahip olmayan bütün ülkeler Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşmasına (NPT) taraf olduklarına göre, nükleer silah elde etmek isteyen bir devletin gerekli teknik bilgiyi ve kaynakları, barışçı nükleer program kisvesi altında elde etmeye çalışması beklenebilir.
Nihayet Alpay, nükleer santrallerin güvenliği konusunda da yazacağını vaat ederek köşesini tamamlıyor.
Türkiyenin nükleer silah üretmesinden kaygılanan bir başkası da İsrail. İran ile ABDnin yürüttüğü nükleer müzakerelerin aslında Tahranın nükleer güç olmasının önünü açacağını söyleyen Tel Aviv, bunun da diğer bölge güçleri olan Türkiye gibi ülkelerin nükleer silah yapma arzusunu kamçılayacağını söylüyor uzun zamandır ve yoğun biçimde.
Hasılı, Türkiyenin nükleer enerji ile imtihanı daha sürecek gibi ve buna yönelik istemezük itirazları makul gerekçelere yaslanmasa da devam edeceği anlaşılıyor.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle