Çocuktan al haberi: Atatürk yaşasaydı hayatımız nasıl olurdu?

1 Ekim 2007 08:40 tsi
Yıllarca Atatürk'ü ve Atatürkçülüğü baskıyla sevdirmeye, anlatmaya çalıştılar. Halbuki o zaten yeteri kadar sevilesi biriydi... Bir akademisyen, Atatürk sevgisinin çocuklara veriliş şeklini araştırdı ve Hayykitap'tan ezber

Şermin Terzi/ Hürriyet

Esra Elmas (26), İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde görevli bir akademisyen. Alt dal olarak aldığı sosyoloji eğitimini sürdürürken, Türkiye’de tabulaştırıldığı iddia edilen Atatürkçülük üzerine bir araştırma yapmaya karar verdi.

Hayykitap'tan çıkan Sevgili Atatürkçüğüm kitabı için tıklayın

Çocuğun okula attığı ilk adımda Atatürk büstüyle karşılaşması, önünde her gün ant içmesi, sınıfta onun fotoğrafıyla ders yapması, bunun bütün öğretim hayatı boyunca devam etmesinin etkilerine odaklandı ve çalışmasını "İlkokul Çocuklarında Atatürk Algısı" üzerine yoğunlaştırdı.

Mart ayında başladığı araştırmada, birer özel ve kamu okulunda, 4, 5 ve 6’ncı sınıflardan toplam 140 öğrenciye sorular yöneltti: Atatürk sizce nasıl biridir, onu en çok hangi özelliğiyle hatırlıyorsunuz, yaşasaydı hayatımız farklı olur muydu? İşte bu tür sorulara çocukların verdiği cevaplardan yola çıkarak yazdığı yüksek lisans tezi geçen hafta Hayy Kitap’tan "Sevgili Atatürkçüğüm" ismiyle yayımlandı.

Kitapta çocukların Atatürk’ü genellikle "O olmasaydı biz de olmazdık" gibi klişe sözcüklerle tanımladığını, bazılarının ise "İçki içtiğini yazarsak okulu polis basar mı" gibi endişelerinin olduğunu görüyorsunuz. Esra Elmas, konunun hassasiyetinin farkında. "Biliyorum ki konu çarpıtılmaya müsait. Ama kesinlikle böyle bir niyet içermiyor, sadece akademik çalışma" diyor.

YAŞASAYDI AB BİZİM KAPIMIZDA SÜRÜNÜRDÜ

Özel okul öğrencilerinin hiç soru sormadan testi cevaplaması, kamu okulundakilerin ise endişelenmesi dikkatini çekti. Elmas, çocukların hassas konuları gayet net algıladığını söylüyor. Hatta bazıları sorun yaşayabileceği yolunda Elmas’ı uyarmış. "Endişelenenlere, bu bir üniversite araştırması, üniversiteler özgür, dedim. Çarpıcı bir cevap aldım: Tabii tabii biz biliyoruz üniversitelilerin başına neler geldiğini, cevap veririz ama siz kendinize dikkat edin! Bittiğim andı o an. Çocuklara olması gereken üniversite modelini anlatmaya çalıştım sonra."

Elmas, Atatürk yaşasaydı hayatımızda ne değişirdi, sorusuna verilen cevaplardan en çok, "Biz AB’nin kapısında sürüneceğimize onlar bizim kapımızda sürünürdü. AB’ye çoktan girerdik" cümlesinin kendisini şaşırtığını söylüyor. "Türkiye’nin gündemi, çocukların da gündemi olmuş" diyor.

İLK HATIRLANAN KARGA KOVALAMASI

Araştırmanın en dikkat çekici bölümlerden biri, Atatürk’ün hayat öyküsünde tüm çocukların hatırladığı, dayısının çiftliğinde karga kovaladığı kesit. Elmas’a göre nedeni "Çocukların Atatürk gibi ulu bir figürle özdeşleşebilecek tek kesiti çocukluğunda bulmaları." Bunun dışında çocukların hafızasında en çok, cebindeki saatin kalbini kurşundan kurtarması, matematikteki başarısı kalmış.

Elmas kitapta çocukların Atatürk konulu tekdüze kompozisyon, şiir yazıp, resim çizmekten sıkıldığı, bu konuda daha yaratıcı şeyler ortaya çıkarmak istediklerini belirtiyor. "Atatürk’ün çocuklara otoriter, ulaşılmaz, insanüstü, onları hep gözetleyen kişilik gibi anlatılması hiç sağlıklı değil" diyor. "Bırakın Atatürk hakkında her şeyi bilsinler, bu onun yaptıklarını küçültüp karalamaz. Korku değil, bize böylesi yakıştığı için her yönüyle Atatürk’ü konuşabilmeliyiz."

Atatürk yaşasaydı hayatımız nasıl olurdu

Kadınlarımız dövülmezdi.

Daha çok oyun alanımız olurdu. Trafik kazaları azalırdı, sokaklara araba park etmezdik, otoparklarımız olurdu.

Spor yapıp formumuzu korurduk. Çünkü biz Türküz.

Ülke daha çağdaş olurdu. Çünkü o her şeyi düşünürdü. Atatürk herkesten daha zeki.

Hiçbir değişiklik olmazdı. Çünkü biz Atatürk’ü her zaman gönlümüzde yaşatıyoruz ve onun söylediği ve bıraktığı her şeyi yaşattığımız için hayatımızda değişiklik olmazdı.

Bu haber 9,137 defa okundu.