Enerji savaşında ikinci perde
28 Aralık 2015 11:34 tsi
Petrolden sonra sıra doğalgazda mı?
Geçtiğimiz hafta Rusya’yı ziyaret eden Katar Dışişleri Bakanı Halid bin Muhammed el-Atiyye, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile başta Suriye krizi olmak üzere çeşitli konuları görüşmüştü. Her ne kadar Türk basınının bir kısmı tarafından, Atiyye'nin görüşme sonrası düzenlenen basın toplantısında Esad ile ilgili sözleri nedeniyle görüşme, "
Lavrov'a şok" "Lavrov'a soğuk duş!" başlıklarıyla verilmiş olsa da iki ülkenin bakanları, Suriye'deki muhalif grupların
Esad rejimiyle masaya oturması konusunda hem fikir olduklarını vurguladılar.
Peki 2 ay önce
"Diyalog çağrısını tercih ediyoruz ve bunun yanında güçlü bir şekilde duruyoruz. Suriye'yi bölünmekten korumak için Suudi ve Türk kardeşlerimizle elimizden geleni yaparız... Suriyelileri rejimin tehditlerinden korumak için gerekirse askeri müdahalede bulunuruz." sözlerini sarf eden Dışişleri Bakanı Attiye'nin,
Esad rejiminin ayakta kalmasını sağlayan Moskova'da ne işi vardı? Ziyaretin en önemli sebebi, yukarıda belirtildiği gibi Suriye olsa da, "
enerji" meselesi görüşmenin ikinci önemli konu başlığı olarak gündemde yerini almıştı.
Suriye ile ilgili olarak "Katar ile Rusya neden görüşme ihtiyacı duydu sorusuna" Katar'daki
Rus elçiliğinde görev almış eski bir diplomat ve Ortadoğu uzmanı olan Eldar Kasai şu cevabı
veriyor:
"Katar, politikadan enerjiye kadar bir çok cephede hasmımızdır. Her hâlükârda, Doha ile diyalog bir ihtiyaçtır. Nihayetinde bu, Orta Çağ değil, Diplomasi çağıdır. Bazılarının önerdiği gibi Katar'ı bombalamak, sadece işler böyle yürümeyeceğinden dolayı değil, söz konusu ülkenin bir güvenlik şemsiyesi altında bulunmasından dolayı da imkansızdır. Ortadoğu'daki en büyük ABD askeri üssü El Udeyid'de bulunmaktadır...[Suriye krizi ile ilgili olarak] yeteri kadar zaman verilirse, su taşı aşındırır. Lavrov yetenekli bir müzakerecidir. Herkesin anlayacağı kelime ve söylemi bulmasını bilir. Katarlıların özel bir zihniyeti vardır. Orada söylem, pragmatik ve sert olmalıdır. Biz, biraraya gelmek ve müzakere etmekten korkmadığımızı gösteriyoruz. Eğer iş daha da kötüye giderse, Suriye semalarında kanıtladığımız üzere, silahlı kuvvetlerimiz, ulusal çıkarlarımızı korumak için komşu ülkelerde dahi hızla müdahale edebilir."
Kasai'nin Katarı bombalamak ile ilgili sözleri ilginç.
Sopa, aba altından değil, gayet açık gösteriliyor. Anlaşılan o ki, Rusya'nın gündeminde
çevre ülkelerin bombalanması mevzuu, çok
rahatça konuşulan bir şey. Ancak söz konusu değerlendirmeye dair esas önemli nokta, Rusya'nın Katar'ı kendi çıkarları için ikna etmek istemesi.
Hangi noktalarda Doha üzerinde baskı kurabilir? Burada da görüşmenin ikinci gündemi devreye giriyor:
Enerji.
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, görüşme sonrası yaptığı açıklamada Moskova ile Doha'nın, küresel enerji piyasasının istikrarı için istişare etmeye devam edeceklerini söylerken, Rusya'nın Katar üzerindeki baskı noktalarını da hafiften dillendirmiş
oldu:
"Kimse, petrol, gaz ve enerji piyasalarının bir aşağı bir yukarı gitmesini istemez. Bu tür iniş çıkışlar dünya ekonomisine fayda sağlamaz."
Suudi Arabistan'ın petrol fiyatlarında yaptığı hamleyi, Rusya doğalgaz'da yapmaya kalkışır mı, akla gelen ilk soru bu. Her ne kadar petroldeki düşüş yüzünden ekonomisi ciddi anlamda zarar görse de, Kremlin, Katar'ın doğalgaz gelirlerini hedef almak için daha fazla risk almayı göze alabilir. Tabii sadece Katar değil, uçak krizinden sonra Türkiye açısından daha fazla öne çıkan
Kuzey Irak doğalgaz kaynakları açısından da Rusya benzer bir "tehdit algısına" sahip olabilir. Doğalgaz sayesinde kendisine bağımlı kılabildiği Türkiye gibi önemli bir "müşterisini" kaybetmemek için Rusya, Kuzey Irak'ta neleri göze alabilir, önümüzdeki dönemde bu soruyla muhattap olabiliriz. Bir taraftan Kuzey Irak'ta bağımsızlık referandumu konuşulurken, öte yanda Rusya'nın Irak'taki etkinliğini ve faaliyetlerini arttırması tesadüf olmasa gerek.
www.iyibilgi.com özel
Bu haber 22,664 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle