Provoksayon endişesi: 'Kürtleri seviyoruz, sakın ha...'

Bir provokasyon istihbaratı mı var? Belki de... Çünkü siyasetin üst düzey üç kesiminden, Cumhurbaşkanlığından, Hükümetten ve anamuhalefetten gelen açıklamalar, şehit haberleriyle Türkiye'nin sarsıldığı bir günde provokasyon olabileceği endişesini ortaya koyuyor.

Hükümet RTÜK'e gönderdiği bir yazıda ''Hakkari'nin Dağlıca bölgesinde meydana gelen terörist saldırılarla ilgili olarak; kamu düzenini ve halkın moral değerlerini olumsuz etkileyen, güvenlik güçlerine dönük zaaf imajı yayan, toplumsal psikolojiyi olumsuz etkileyen'' radyo ve televizyon yayınlarının durdurulmasını isterken, Köşk'ten gelen açıklamada toplum sükunete davet ediliyor.

Köşk'ten yapılan açıklamada şunlar vurgulandı:

Aziz vatandaşlarım... Terörün kanlı yüzüne karşı toplumsal duyarlılığı ortaya koymak, milli birlik ve beraberliği sergilemek vatandaşlarımızın en temel hakları ve görevleridir. Türkiye’nin çeşitli yerlerinde meşru zeminde yürütülen gösterileri ve terör örgütünü hedef alan açıklamaları şüphesiz bu ülkeye en derin bağlarla bağlı olan herkes büyük memnuniyetle karşılamaktadır. Ancak bu tür dönemlerin, istismara ve yönlendirmelere açık olduğunu unutmamak gerekiyor.

Konuyla ilgili bir açıklama da CHP lideri Baykal'dan geldi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye’de, hiçbir vatandaş kesiminin, yapılacak operasyondan olumsuz etkilenmemesi gerektiğini vurguladı. Partisinin TBMM Grubu’nda konuşan Baykal, “Teröristi, terörü sevmiyoruz, bütün vatandaşlarımızı seviyoruz. Biz Kürtleri seviyoruz, teröristleri sevmiyoruz” dedi ve “Kürtlerin de toplumun diğer kesimleri gibi, devletin öz unsurları, temel dayanakları, eşit hak sahibi, kurucu unsurları olduğunu” kaydetti. Baykal, terörü, “insanlığın baş belası, siyasetin kanseri, milli afet” olarak nitelendirerek, terörün bedelini, Kürt, Çerkez, Arap, bütün vatandaşların ödeyeceğini belirtti.

Bu konuda özel bir duyarlılık içinde olduklarını vurgulayan Baykal, şöyle konuştu: “Bu, başta Kürt kökenli vatandaşlarımızı sakınmak, sahip çıkmak, terörle özdeşleşmesine izin vermemek, terörden aklamak, arındırmak, terörü onlardan koparmak içindir. Türkiye’yi; Irak, Yugoslavya, Bosna, Hırvatistan’a döndürmek isteyenlere izin vermemeliyiz. Sakın ha, hiçbir vatandaşımızın kökü, kökeni dolayısıyla bir başka vatandaşımıza karşı kızgınlık, husumet, tepki içine girmemelidir. Bu çok vahim, tehlikeli bir yanlış olur, bu bir tuzaktır.”