Fehmi Koru/ Yeni şafak
Son meydan muharebesi
Ertuğrul Özkök dün şu satırlarla başlamıştı yazısına: “Geçen pazar gününden beri birçok gazeteci arkadaşım aradı. Hemen hepsi endişeyle aynı soruyu soruyordu: / 'Okudun mu?' / Hemen hepsi, o meşum son cümleye dikkatimi çekiyordu. / Hükümete çok yakın bir köşe yazarı, Hürriyet'i ve Doğan Grubu'nu açık açık tehdit ediyordu. / 'Türban konusundaki muhalefetiniz yüzünden basın dışı çıkarlarınız zedelenir.' / Bu cümleyi onun kaleminden ilk defa okumuyorduk. / O nedenle fazla ciddiye de almamıştım. / Ancak dün Başbakan Tayyip Erdoğan'ı AKP Grup toplantısında dinlerken şunu anladım. / O tehdidi ciddiye almalıymışız.”
Emin Çölaşan'ı gazeteden kovduktan sonra meydana gelen boşluğu kendisi doldurmaya çalışıyor Ertuğrul Özkök ve üslubu da giderek kovduğu yazarına benziyor. Ancak yukarıdaki satırlar Çölaşan taklidi değil; Cumhuriyet'ten Hikmet Çetinkaya üslubu... Açın Cumhuriyet'i önünüze, okuyun herhangi bir Hikmet Çetinkaya cümlesini ve yukarıda satırlarla bir karşılaştırın...
Kafka'nın bir sabah farklı bir yaratık olarak uyanan Gregor Samsa'sı gibi Özkök; tek farkı, bir gün Çölaşan, başka bir gün Çetinkaya olarak uyanıyor...
Olayı çarpıtması bile aynı.
Adını vermeden geçiştirdiği köşe yazarı kim olabilir acaba? Tırnak içinde aktardığı "Türban konusundaki muhalefetiniz yüzünden basın dışı çıkarlarınız zedelenir" cümlesi üslubuma hiç uymuyor, böyle bir düşünce aklımın ucundan bile geçmediği için üzerime alınmam için de bir sebep yok. Başbakanı en son üç-dört ay önce bir gezisinde gördüğüm, bakanların çoğunu tanımadığım için 'hükümete çok yakın bir köşe yazarı' sıfatı da üzerime tam oturmuyor.
“Pazar günü” diyor Ertuğrul Özkök, 'meşum son cümle' diye anıyor o 'tehdidi'. Acaba yine de benim yazım olabilir mi kast ettiği? O merakla pazar günü burada çıkan yazıma bakıyorum. “Aman canım, bana ne?” diye soran son cümlem değil, ama onunla irtibatlı bir üstteki cümleye takılmış olmalı. Okuyalım: “Sadece bir medya grubuna sahip değil Aydın Doğan, hemen her alanda ekonomik çıkarları var. Bu akılla yola devam ederlerse yalnızca medyadaki itibarları elden gitmiş olmayacak...”
'İtibar' sözcüğünün öne çıkarıldığı bu cümlede, bırakın 'açık açık tehdit' denilmeyi hak eden, herhangi bir 'tehdit' kokusu var mı? Daha önce de defalarca dikkat çektiğim garabet burada kast ettiğim: “Hükümetin sağladığı istikrar patronlara ekstra zenginlik getiriyor; Aydın Doğan'ın gazeteleri ve televizyon kanalları ülkeyi istikrarsızlığa iten yayınlar yapıyor ve bu da patronlarının çıkarlarına aykırı. Bu ne yaman çelişki?”
Ertuğrul Özkök'ün yöneticilerinden olduğu grup basın tarihinde bir ilki gerçekleştirmek üzere; biri dikkatlerini çekse Guinness Rekorlar Kitabı ilgilenebilir: Geçen nisan ayından bu yana siyasetteki bütün tercihleri yanlış çıktı. Abdullah Gül cumhurbaşkanı olamasın diye 367 garabetini desteklediler. Erken seçime karşı çıktılar. Seçim sandığından CHP-MHP koalisyonu çıksın diye canla başla çalıştılar. Ak Parti'nin Abdullah Gül'ü yeniden aday göstermemesi için kampanya açtılar. Şimdi de türban yasağı üzerinden politika yürütüyorlar.
Grup olarak yaptılar bütün bunları; hatta bugüne kadar iki tarafı da idare etmiş yazarlarını bile şimdilerde cepheye sürerek... 'Amiral gemisi' denilen Hürriyet'i sandala çevirdiler...
Neyi savundularsa boş çıktı, kaybettiler... Son atımlık barutları anayasa değişiklikleri; buradan da püskürtülür ve bekledikleri türden bir 'olağanüstülüğü' de zorlayamazlarsa, bundan sonra herkesin alay konusu olmaktan kurtulamayacaklar.
Ertuğrul Özkök için, bu, son meydan muharebesi... 'Ya herru ya merru' durumu... Aydın Doğan ticari itibarını düşünerek kendisini kurtaracak bir tutamak bulur da, Ertuğrul Özkök ve sandalındakilerin işi pek zor.
Belki hep birlikte Cumhuriyet'e geçerler...
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle