Ergenekon iddianamesi ile yeniden gündeme gelen -aslında ülke gündeminden hiç düşmeyen, sadece çoğu zaman üzeri örtülü kalan- gizli telefon dinleme, e-postaları okuma ve fişleme gibi faaliyetler etrafında biçimlenen “gözetim” kavramı, gündelik yaşamla ilgili ciddi sorunları da içermekte…
Günümüz, istihbarat faaliyetlerinin insanlar yoluyla elde edildiği dönemlerden çok farklı… Artık, Fransız Devriminin önde gelen isimlerinden Fouche’nin yaptığı gibi, Paris’teki tüm kapıcıları polis muhbiri yaparak binalarda yaşayanların eylemlerini/konuşmalarını ve siyasi yelpaze içindeki yerlerini karakollara rapor etmek ya da polisin denetimindeki yirmi bin fahişeyi istihbarat amaçlı kullanmak gibi yöntemler demode oldu…
Bugün gerekli istihbarat bilgileri, teknoloji üzerinden elde ediliyor. Hem de, bizler hiç farkında olmadan ve gündelik rutinler üzerinden!
***
Temelinde yönlendirilmiş bir karakteristik taşıyan -cep telefonu, bilgisayar, internet ve uydu sistemlerinden oluşan- enformasyon teknolojileri, hem insanlığın hem de gelişmişlik düzeyini tamamlayamamış ülkelerin denetimine yönelik amaçlar taşımaktadır. Sadece iletişimi kolaylaştırmakla kalmayan bu teknolojiler, başta istihbarat faaliyetleri olmak üzere sayısız yan işlevlere sahiptir…
Bu bakımdan, doğal bir gelişim seyri izlediği kabul edilen teknolojik gelişmelerin, aslında kişisel ve toplumsal yaşamın tüm işlevlerini gözetim altında tutarak belli güçler adına istihbarati bilgiler sağladıkları görülmektedir…
İnternet, televizyon, radyo, telefon, faks, mektup, alışveriş, vb. gibi birçok etkileşim biçimini tek bir cihaz -bilgisayar- içinde toplayan ve bu nedenle de “tümleşik sistemler” olarak anılan araçlar sayesinde, giderek evden çıkmaya dahi gerek kalmıyor ve birçok işlem birkaç tuşa basarak evdeki bilgisayarlardan yapılabiliyor.
Bugün bilgisayar üzerinden; televizyon seyredip radyo dinliyor, istediğimiz kişilerle -hem de görüntülü olarak- telefon konuşmaları da dahil tüm iletişimlerimizi gerçekleştirebiliyor, bankacılık işlemlerini ile ödemeleri yapabiliyoruz.
Gündelik ve zorunlu ihtiyaçlarımızı birkaç tuşa basarak internet üzerinden karşılayabilme imkanı, ev merkezli bir dünyanın kapılarını da aralamakta!
Kısacası, -marksist deyimle- resmin tamamını görebilmek bu teknolojilere tek tek bakmak yerine sahip olduğu ortak güçleri bütüncül şekilde teşhis etmekle mümkündür. Teknoloji bugün o boyutlara ulaşmıştır ki, evlerde kullanılan kişisel bilgisayarların işlem gücü, ilk insanı aya götüren bilgisayarların işlem gücünden daha yüksektir. Evlerdeki eşyalarda yüzden fazla mikro-işlemci bulunmakta, içinde elliden fazla mikro-işlemci barındıran bir arabanın elektronik tesisatı da içerdiği çeliğin maliyetinden çok daha fazla bir yekun tutmaktadır…
***
İnsanlığın teknolojiye böylesine bağımlı hale geldiği bir dünyada da, istihbarat faaliyetleri giderek kullandığımız teknolojiler üzerinden gerçekleştiriliyor…
Özellikle de, bilgisayarlar ve internet üzerinden!
Bunlardan en bilineni, gündeme geldiğinden bu yana hakkındaki tartışmaların eksik olmadığı Microsoft örneği!
İlk defa Fransız İstihbarat Servisi ile Savunma Bakanlığı tarafından hazırlanan “Bilgisayar Sistemleri Güvenliği: Bağımlılık ve Maruz Kalma” başlıklı raporda, Microsoft sistemi içindeki bir casusluk programından bahsedilerek, sistemde bazı “arka kapılar” bulunduğu ve bunlar yoluyla gizli belgelerin Amerikan İstihbarat Servislerine aktarıldığı iddia edildi.
Bu tartışmalar sürerken, Kanada Hükümeti adına çalışan bir enstitü de, Windows programı içinde NSA harfleri ile kodlanmış gizli bir şifre keşfetti!
Bu şifre ile arka kapı sisteminin aynı mantığa dayalı işlerlik göstermesi, bazı hükümetleri bu duruma karşı radikal önlemler almaya itti: Rusya’nın eski Devlet Başkanı Putin, ordu ve savunma sanayinde Microsoft işletim sistemleri ile yazılımlarının kullanılmasını “bilgi güvenliği” açısından yasakladı… Alman Silahlı Kuvvetleri ve Dışişleri Bakanlığı, aynı gerekçeyle artık bu sistemi kullanmayacaklarını ilan etti ve güvenli yazılım programları geliştirmesi için Siemens firmasını görevlendirdi… Fransa ve Çin de, aynı nedenlerden ötürü orduda ve resmi dairelerde Microsoft işletim sistemleri ile yazılımlarını yasakladı!
Bu gelişmeler üzerine, Amerikan Hükümeti tarafından özel bir komisyon oluşturuldu ve iddiaların doğruluğu araştırılmaya başlandı. Komisyonun çalışmaları henüz resmen açıklanmamakla birlikte, bu konuda çeşitli spekülasyonlar gündeme geldi:
Bunlardan en masum olanı, yüksek maliyetli teknoloji yatırımları gerektiren programın piyasada korsan kopyalarının çıkarılmasını önlemek için, federal bir sorumluluk üstlenmiş olan NSA’nın programa “güvenlik” amaçlı bazı arka kapılar yerleştirdiğiydi.
İkincisi, NSA’nın dünya üzerindeki çeşitli üslerinden aldığı şifreli mesajların, NSA merkezine ulaştırılmasını sağlamak için Microsoft sistemlerinin kullanıldığıydı…
Radikal önlemlere başvuran devletlerin suçlamalarında ne kadar haklı olduklarının kanıtı niteliğindeki üçüncü görüşe göre ise, bilgisayarlara bu program kurulduğu andan itibaren, NSA’nın en ileri teknolojide çalışan sistemleri bu bilgisayarları ele geçirmekte ve kendi uygulamalarını otomatik olarak kurmaktaydılar. Böylece bu bilgisayarla yapılan işlemler Amerikan istihbaratına akmakta, ‘arka kapı’ ve ‘kodlar’ da bu kurulum ile aktarımı sağlayan anahtara dönüşmektedir.
Bu görüşlerden hangisi doğru olursa olsun, değişmeyen gerçek Microsoft ile NSA arasında organik bir bağın bulunduğu. Araştırmalar, Microsoft’un kuruluş aşamasından itibaren NSA tarafından maddi ve teknik açılardan sürekli olarak desteklendiğini göstermekte! Bugün Microsoft’un bünyesinde, “RD Team” adlı özel bir departmanın bulunduğu bilinmekte. Şirketin iç işleyişinden bağımsız olarak sadece Bill Gates’e karşı sorumlu olan bu departmanın çalışmaları sır gibi korunmakla birlikte, burada çalışanların üstün niteliklere sahip NSA elemanları oldukları ortaya çıktı!
***
Bu arada…
Evrensel bir işletim sistemi haline gelen Microsoft’un, Ar-Ge çalışmalarına harcadığı miktar 10 milyar dolar civarında ve 10 binden fazla çalışan istihdam ediliyor…
Ve, bugün dünyadaki bilgisayarların yaklaşık yüzde 95’inde Windows işletim sistemleri çalışıyor…
Varın artık gerisini siz tahmin edin!
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle