En Sıcak Konular

Mehmet Altan


Mehmet Altan
0 0 0000

Ulus-devlet cinayetleri



Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Srebrenitsa Katliamı’nın 15’inci yıldönümü törenlerine katılmak için dün akşam Bosna-Hersek’in başkenti Saraybosna’ya gitti.

Hatırlayın...

1992-1995 yılları arasındaki Bosna Savaşı sırasında Birleşmiş Milletler (BM), Bosna-Hersek’in doğusundaki Srebrenitsa’yı “güvenli bölge” ilan etmişti.

Kenti Hollandalı BM askerleri koruyordu. Ancak Sırpların tehditleri üzerine kent gece yarısı boşaltıldı, 11 Temmuz 1995 günü Ratko Mladiç kente girdi.

Ratko Mladiç o sırada Sırp ordusunun başkomutanıydı.

Mladiç komutasındaki Sırplar bir hafta boyunca çocuklar ve yaşlılar da dâhil olmak üzere 8 bin 300 Müslüman erkeği katletti, cesetleri en az 64 toplu mezara gömdü.

Srebrenitsa Katliamı öncesinde bir kameraya konuşarak söylediği:

“İşte 11 Temmuz 1995’te Sırp şehri Srebrenitsa’dayız. Büyük bir Sırp bayramı arifesinde iken bu şehri Sırp milletine armağan ediyoruz. Nihayet, yeniçerilere karşı ayaklanmasından sonra bu toprakta Türklerden intikam almamızın vakti geldi” sözleri hafızalara kazılı kaldı.

***

Srebrenitsa Katliamı İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’daki en büyük katliam oldu.

Lahey Adalet Divanı katliamı “soykırım” olarak kabul etti; ancak Sırbistan’ın sorumlu tutulmayacağına karar verdi.

Ratko Mladiç için ise...

Savaş sırasında Boşnak halkına karşı işlediği soykırım ve savaş suçlarından dolayı tutuklama kararı verildi, Mladiç hala aranmakta...

Sırpların siyasi lideri Radovan Karadziç ise on üç yıl kaçtıktan sonra yakalandı...

Ve...

Savaş suçları mahkemesinde ancak şimdilerde yargılanmakta...

***

Geçenlerde...

Katliamın vahametini yıllardır görmezlikten gelen Sırp Meclisi, iktidardaki koalisyon partilerince de desteklenen “katliamı kınama” karar tasarısını kabul etti.

Mecliste hazır bulunan 173 milletvekilinden 127’sinin oyuyla kabul edilen karar metninde, 1995 yılında Srebrenitsa’da 8 bin Boşnak’ın öldürülmesi kınanıyor, kurbanların ailelerinden özür dileniyordu...

***

Uluslararası adaletin “soykırım” olarak tanımladığı bu dramı Sırbistan yıllardır görmezlikten geliyordu.

Çünkü birçok Sırp Mladiç’i ve şimdi yargılanmakta olan Radovan Karadziç’i “milli kahraman” olarak görmekteydi...

Tıpkı Bosnalıların Nasır Oriç’i gördüğü gibi.

Miloseviç’in eski korumalarından Nasır Oriç’in kurduğu Müslüman direniş örgütü, hafif silahlarla ve az sayıda mermi ile Srebrenitsa’yı var gücüyle savunmuştu.

***

İki yıl önce, Lahey Mahkemesi Oriç’i, komutası altındaki askerlerin 1995 Srebrenitsa Katliamı’ndan çok uzun zaman önce Srebrenitsa’daki Sırp sivillere karşı savaş suçları işlemelerini önlememekten mahkûm etmişti.

Lahey Temyiz Mahkemesi, 3 Temmuz Perşembe günü hakkındaki mahkûmiyet kararını bozdu.

Böylece...

41 yaşındaki Oriç, cezaevinde iki yıl yattıktan sonra bütün suçlardan beraat etti.

Bosnalı Müslümanların pek çoğu onu kahraman olarak görse de, Bosnalı Sırplar serbest bırakılmasına isyan etmekte...

***

Srebrenitsa Katliamı’nın 15’inci yıldönümünde bile uluslararası hukuk ve mağdurlar için “savaş suçlusu” sayılan biri, bir kesim için “milli kahraman” olarak algılanmakta...

Neden?

Hayata ırk üzerinden bakıldığı için...

Hayata ulus-devlet şartlanmaları açısından yaklaşıldığı için...

Bunca ilkel ve vahşet barındıran “ırkçılık” yerini “insan olmanın kutsallığına” bıraksa o dönemdeki katliamlar ve vahşet yaşanır mıydı?

“Ulus-devlet” mantığının kışkırtıcı “ırkçılığı” sonunda etrafı kan revan içinde bıraktı...

Onca insan boş yere öldü.

***

“İnsanın kutsalların kutsalı” olduğu anlayışı herkesçe kabul edilinceye...

“İnsan olmanın”, din, ırk ve mezhepten çok daha önce geldiği algılanıncaya...

“Yerküre” denen ufacık gezegende yedi milyar insanın kaçınılmaz olarak bir arada bulunacağı gerçeği benimseninceye kadar...

Farklı ırklardan olduğumuz için birbirimizi öldürme utancını ve “ulus-devleti” insandan daha önemli sayma ayıbını yaşayacağa benzeriz.

***

Bugünkü hüzün dolu anma töreni, insanların çeşitli şartlanmalarla nasıl canavarlaştığının ve körleştiğinin son örneklerinden biri...

star

 



Bu yazı 1,113 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 11 Ocak 2012 ‘Tanırım, iyi çocuklar’
    • 9 Ocak 2012 Genelkurmay’a o istihbaratı kim verdi?
    • 6 Ocak 2012 Demokrasi ile ‘biat sistemi’ arasındaki fark
    • 30 Aralık 2011 Bombalama emrini kim verdi?
    • 24 Aralık 2011 Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın adresi
    • 16 Aralık 2011 Susurluk’ta faili meçhul reytingi...
    • 14 Aralık 2011 Ergenekon büyürken uyuyamam...
    • 4 Aralık 2011 Şikeci siyasetin kirli çamaşırları
    • 2 Aralık 2011 Var mı bu yasayı çıkaracak babayiğit?
    • 30 Kasım 2011 Yüzde 3 Türkiye’yi keser mi?
    • 29 Kasım 2011 Devlet-ulustan ulus-devlete geçemeyince
    • 23 Kasım 2011 Ergenekon’un farkında mısınız?
    • 21 Kasım 2011 Birinci Cumhuriyet Dersim’dir...
    • 14 Kasım 2011 Kozinoğlu kalp krizinden mi öldü?
    • 9 Kasım 2011 Kararı alkışlıyor, Bakan’ı kutluyorum
    • 3 Kasım 2011 Almanya’daki Türkler, Türkiye’deki Kürtler
    • 31 Ekim 2011 Cinayet işlemeye özgürlük savaşı mı diyorsunuz?
    • 26 Ekim 2011 Hırsızlar da kardeşiniz mi?
    • 20 Ekim 2011 Keşke gerçek bir ordumuz olsaydı...
    • 19 Ekim 2011 Bir İsrailli kaç Filistinliye bedel?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,069 µs