En Sıcak Konular

Kürşat Bumin


Kürşat Bumin
0 0 0000

'MTTB döneminden hatıralar'



Konuya dünkü yazıda girmiştik: AKP'nin bazı önemli simaları MTTB'yi canlandırmak için bir araya geliyordu. Bir bakıma, TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın himayelerinde.

Söylemiştim: Bu girişimi "irtica" olarak adlandırmak hiç de yanlış kaçmazdı. Geride kalmış bir dünyanın geride kalmış mücadeleleriyle yıllarını geçirmiş bir kuruluşu bugünün Türkiyesi'nde ihya etmenin ne gibi bir yararı olabilirdi? "Herhalde", demiştim, bir tür "think tank" arayışı! (Yeri gelmişken: "Think tank" olarak adlandırılan kuruluşlarda öne çıkan unsurun "think"ten çok "tank" olması bir tesadüf mü acaba?)

Mustafa Aydın, İletişim Yayınları'nın "Modern Türkiye'de Siyasi Düşünce" dizisinin "İslâmcılık" adlı kitabında (Bir kez daha yeri gelmişken: Bu "dizi" yakın tarihe ilgi duyanlar için neredeyse bir "hazine" değerindedir. Yazar seçiminde son derece "çoğulcu" bir anlayışın benimsendiği kitaplar onlarca makalesi, onlarca biyografisi ile yayın hayatımızda gerrçekten büyük bir boşluğu doldurmaktadır. Meraklısına şiddetle önerilir yani.) yer alan "Mücadelecilik" başlıklı değerli yazısında, birkaç yıldır özellikle Cemil Çiçek adı ile birlikte anılan bu kuruluşa hakim anafikirlerin bir bölümünü "Yeniden Mücadele Dergisi"nin bir başyazısından şu satırları naklederek hatırlatıyor: "Sağcılık diye bir şey yok; bu solcuların bir iftirasıdır", "sağ, medeni insanı manevi değerlere saygılı kılmaktır", "sağcılık düzeni muhafaza etmektir".

Bugünden bakınca insanı bayağı gülümseten cümleler doğrusu... "Sağcılık diye bir şey yok; bu solcuların bir iftirasıdır."(!) Yakın tarihin yalanladığı bir tespit değil mi bu? Bakın çünkü, günümüzde "solculuk" neredeyse tükenmiş olsa bile "sağcılık" arslanlar gibi ortada değil mi? Demek ki "iftira" değilmiş!

Bilmiyordum ya da unutmuşum; meğerse "Mücadele Birliği" adındaki bu derneğe zamanında MTTB de cephe almış. İki kuruluş arasında "Fetih kutlamaları" nedeniyle çıkan ihtilaf sonucunda dönemin MTTB Başbakan Burhanettin Kayhan, Milli Gençlik Dergisi'nde yayımladığı açıklamada "Mücadeleciler" hakkında şöyle konuşmaktadır:

"Mücadele Birliği komünistlerle değil de Müslümanlarla mücadele etmektedir." / "İtikad bakımından yanlış yoldadırlar." / "Teşkilatımız mensuplarına yeşil komünistler, mason uşakları, satılmışlar diyecek kadar ihanet içindedirler." / "Sağ görünüp sağcıları hedef alanlar ancak ajan ve milli cephe bozguncuları olabilirler." / "Mücadele Birliği bizim anladığımız manada sağcı bir teşkilat değildir. Fakat bir çoğu aldatılmış ve kandırılmış masum müslüman gençlerdir."

İki kuruluş arasındaki bu mücadeleyi aktarıyorum, çünkü MTTB'nin "Mücadeleciler" ile arasına mesafe koyması, terminolojileri ne kadar birbirine benzese de, ilk kuruluşun giderek "İslamileşmesi"ne işaret etmektedir. Demek ki, MTTB'nin tepkisinden de belli olduğu gibi, iki kuruluş "sağcılık"da hemfikir iseler de, MTTB artık yolunu "Türk-İslam" çizgisine çevirmiştir.

"Sağcılık ve İslam"? Biliyorsunuz bu iki terimin arası eskisi gibi sıkı fıkı değil artık. 80 sonrasının "İslamcı gençler"i –ne mutlu ki- bu birlikteliği çoktan sorgulamış ve "soğuk savaş" döneminin bir ürünü olan bu beraberliğe büyük ölçüde son vermiş bulunuyor. Zaten dikkat ederseniz, benim bazı AKP'lilerin başı çekmesiyle MTTB'yi canlardırma girişimlerini "irtica" olarak adlandırmam da buradan kaynaklanıyor. İyi ki de öyle; iyi ki de artık MTTB'nin bir dönem var gücüyle ayakta tutmaya çalıştığı bu beraberlikten artık büyük ölçüde eser kalmadı.

Peki bu durumda "MTTB döneminden hatıralar" faslından akla gelen ilk "hatıralar" nelerdir? Şunlar:

- 4 Aralık 1945 Tan Hadisesi. (Basın ve siyasi tarihimizin yüz karası denebilecek bir sayfası.)

- "Komünizmle mücadele" yolunda düzenlenen toplantılar, kampanyalar.

- "Kıbrıs'a bir bayrak lazımsa o da Türk Bayrağı'dır" türünden Kıbrıs kampanyaları.

- Papa VI. Paul'ün Ayasofya'yı ziyareti sırasında dua etmesine tepki olarak Ayasofya'da namaz kılınması.

- "Anadolu Şahlanış Mitingi".

- "Yahudiyi boykot" kampanyası.

- "İslami hareket engellenemez", "Çağımız buhranda kurtuluş İslam'da" sloganları eşliğinde meslek okulları mezunlarının üniversiteye girebilmesini talep eden büyük yürüyüş (1976).

- "Türk Bayrağına saygı mitingi"

...................

Sonuç olarak söylemek istediğim şudur: Türkiye de bir dönem, dünya şartlarından da doğrudan etkilenerek, "idieolojik" bir kavganın sahnesi olmuştur. "Siyaset"in olmadığı, "özgürlükler"in ciddi olarak dert edinilmediği bu dönemde bu kavgaya bir biçimde katılmayan var mıydı? İşte MTTB de diğer pek çok "talebe birliği" gibi, bu "kör döğüşü"nün (aktörü değil) bir figüranıydı. Dolayısıyla, 80 öncesinin Türkiyesi'nden çok farklı olan bugünün Türkiyesi'nde bu "canlandırma" girişimlerini yanlış olmasının da ötesinde ülkeye yapılan bir haksızlık olarak görmek icabediyor.



Bu yazı 1,291 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 17 Aralık 2011 'Harbe hazırlık' ve Bahçeli'den 'suikast hazırlığı' yorumu
    • 20 Kasım 2011 Çadırlarda yaşayan depremzedeler kışlalara yerleştirilsin
    • 19 Kasım 2011 'Bedelli' tartışması ışığında Uğur Kantar cinayeti
    • 22 Mayıs 2011 'Darbecilik genleri': Büyük bir keşif!
    • 7 Şubat 2011 Kıbrıslı Türkler ne diyor?
    • 16 Ocak 2011 RTÜK Kanunu'nun 'yayın ilkeleri'
    • 26 Eylül 2010 Yeni anayasa'?
    • 10 Temmuz 2010 Kötümser mi –yoksa- iyimser mi olmalıyız?
    • 28 Mart 2010 Paket'e ilişkin 'üç tarz'ı siyaset'
    • 7 Aralık 2009 DTP'ye de dokunma!
    • 29 Kasım 2009 İki karar da problemli (2)
    • 16 Kasım 2009 'Dersim Açılımı'
    • 5 Ekim 2009 'Yargı' bizi çıldırtmadan…
    • 14 Eylül 2009 'Vatan hizmeti'nin sapkın bir tarifi: İşkence yapmak
    • 2 Ağustos 2009 Çözüm 'Türkiye modeli' çerçevesinde aranmasın sakın
    • 27 Temmuz 2009 YÖK'ün aldığı kararın 'önümüzü açtığı' doğru mu?
    • 9 Şubat 2009 Bir tahliye kararı
    • 18 Ekim 2008 Başbakan'ın desteği
    • 12 Temmuz 2008 Konuyu ikisi de bilmiyor muydu zaten?
    • 23 Haziran 2008 'Lalalık pedagojisi'ne devam

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,178 µs