Gülay Göktürk
0 0 0000
Derin ilişkiler
Şükürler olsun ki bu defa öcü masalları pek tutmadı. Medya da ilk iki gün girdiği havadan çabuk kurtuldu; en azından epeyce kurtuldu.
Artık AK Parti Hükümetini baskının azmettiricisi yerine koyan manşetlere, yorumlara pek rastlanmıyor. Olayın Çankaya seçimleriyle bağlantılı olduğu ve siyasi iktidara karşı bir darbenin altyapısını yaratmayı hedeflediği artık anlaşıldı.
Tabii bunda, Danıştay Baskınının baş kahramanı eski binbaşı Muzaffer Tekinin derin ilişkilerinin yavaş yavaş ortaya dökülmesinin de büyük payı var.
Aman Allahım o ne özgeçmiş öyle!
Babadan özel harpçi! JİTEM kurucusu Cem Erseverin arkadaşıÖ Derin devletin KKTCdeki kolu Türk Mukavemet Teşkilatıyla bağlantılı, Rauf Denktaştan madalyalı. Sauna Çetesiyle çapraz ilişkiler içinde bir Kızıl Elmacı. Kontrgerillanın, her türlü karanlık örgütlenmenin ve melanetin ilk tohumlarının atıldığı Kıbrıstaki o malum bataklıkta boy atmış ve büyüdüğü o bataklıktan hiç kopmamış bir gayrı nizami harpçi!
Ehh, kolay mı böyle bir kimliği Milli Görüşün arka bahçesinde yetişmiş bir kötü tohum diye kakalamak? Olmuyor tabii.
Şu anda, baskının tertipçilerinin Ak Partiyi silkeleme umudunu kaybedip kendi paçalarını kurtarma telaşına düşmüş olduklarını tahmin etmek zor değil. Bundan sonrası ise, soruşturmanın önünün kesilip kesilemeyeceği mücadelesi şeklinde cereyan edecek. Suçüstü yakalanan çete şimdi bütün gücüyle soruşturmanın makul sınırlar içinde kalması, devletin çeşitli kurumlarının itibarını zedeleyecek sınırları aşmaması için çabalayacak besbelli ki.
Asıl önemli olan ise hükümetin ne yapacağı. Başbakan Erdoğan tıpkı Şemdinlideki patlamadan sonra söylediği gibi sonuna kadar gidileceğini söyleyip duruyor. Ama soruşturmayı yürüten emniyetçiler, iddianameyi hazırlayan savcı ya da yargıçlar, bu sözü ne kadar ciddiye alacak; ne kadar güvenecek? Şimdi sonuna kadar diyen iktidarın yarın ilahlar kurban istediğinde onları da tıpkı Sarıkaya gibi gözlerini kırpmadan ilahların önüne fırlatmayacağından nasıl emin olacak?
Danıştay patlamasının şifreleri çözülse bile kamuoyuna açıklanabilecek mi? Yoksa devlet içinde birtakım güçlerin ilerde girişecekleri iktidar mücadelelerinde birbirlerine karşı şantaj aracı olarak kullanmak üzere dosyalayıp sakladıkları devlet sırları olarak mı kalacak?
Evet, bu defalık provokasyonu atlatmış görünüyoruz. Ama Cumhurbaşkanlığı seçimlerine daha çok var. Ve bu süre içinde, yeni denemelerin yapılacağına, başka canların yanacağına dair güçlü korkular içindeyiz. Ama bilelim ki teröre yeni kurbanlar vermemizi önleyen en önemli faktör, geniş kamuoyunun Danıştay Baskınını iyi okumasıdır. Etkisiz kalan her provokasyon daha sonrakileri önler, potansiyel kurbanları kurtarır. Biz toplum olarak ne çeteleri bitirebiliriz, ne de tek tek manyak katillerin, fanatik militanların köküne kibrit suyu ekebiliriz.
Ama provoke olmayarak provokatörleri işsiz bırakabiliriz.
Sevgili okurlarım,
Danıştay Baskını üzerine yazdığım son iki yazımla ilgili olarak o kadar çok mesaj aldım ki, hepsine ayrı ayrı cevap vermem mümkün değil. Ama hepsini tek tek okuduğumu, hepsinden ayrı ayrı moral ve cesaret bulduğumu bilmenizi isterim.
Uğradığım mesaj sağnağı, benim bu toplumda tecrübe birikmiyor, bu toplum çok kolay manipüle oluyor tarzındaki karamsar cümlelerimin tekzibi gibiydi sanki.
Sessiz çoğunluktan aldığım bu tekzip, tekziplerin en güzeliydi.
Hepinize teşekkür ederim.
Bu yazı 1,082 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
28 Eylül 2012
Susmak için artık çok geç
-
24 Eylül 2012
Darbecilik mahkûm oldu
-
21 Eylül 2012
7 adımda çözüm planı
-
14 Eylül 2012
Libya
-
25 Ağustos 2012
Kürtler'i PKK'dan korumak
-
8 Ağustos 2012
Tehditle canlı kalkan olunur mu?
-
30 Temmuz 2012
Suriye Kürdistanı
-
2 Temmuz 2012
Zana kimi, neyi temsil ediyor?
-
18 Haziran 2012
Kılıçdaroğlu Bahçeli'nin arkasına saklanıyor
-
15 Haziran 2012
Olmayacak duaya amin
-
11 Haziran 2012
Oslo süreci yeniden mi?
-
8 Haziran 2012
Erdoğan-Kılıçdaroğlu görüşmesi
-
4 Haziran 2012
Ses kayıtları
-
30 Mayıs 2012
Parti kongreleri neden yapılır?
-
21 Mayıs 2012
Sivil bayramlar dönemi
-
11 Mayıs 2012
Yine mi?
-
9 Mayıs 2012
Solun resmi tarihi
-
25 Nisan 2012
Keşke CHP bölünse
-
11 Nisan 2012
Kafası karışık bir Demirtaş
-
9 Nisan 2012
Nizam-ı alem
Yorumlar
+ Yorum Ekle