Güler Kömürcü
0 0 0000
Peki bunu derin devlet mi yaptı?
İçinde bulunduğumuz sürece dair çok sayıda konusunun uzmanı, stratejistin görüşlerini size aktardım, şimdi de Ankara'da siyasetin protest ruhu Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez'in ilginç tespitlerini ilginize sunmak istiyorum ey bilen okur, ben satır aralarındaki saklı resmi buldum, sizin de bulacağınıza eminim, buyrun Çömez'in yorumu;
'Türkiye tehlikeli bir sürece sokuldu. Bunu; birileri istedi, birileri oynadı, birileri (o ya da bu gerekçeyle) alet oldu. Birileri ise, bir yandan süreci izliyor, bir yandan da puzzle'ın parçalarını birleştiriyor. Kritik bir dönemeç... Yöneticilerin ve siyasetçilerin önünde iki yol var. Ya, basiretsiz ve sığ yaklaşımlarla süreci yönetemeyecek, kriz fırsatçılığı yapacaklar ve ülkeyi kaosa sürükleyecekler. Ya da, bilgiyi, zamanında ve doğru bir şekilde kullanacak, dağın arkasını görerek yollarına devam edecekler.
Saldırı kime yapıldı? Saldırı öncelikle Türkiye'ye (devlete, cumhuriyete, demokrasiye, huzur ve istikrara) sonra da iktidara yapıldı. (Vekili lideri gibi saldırının hükümete yapıldığına inanmıyor kısacası. GK) Kimler zarar görecek? Kendini Türkiye'ye ait hisseden herkes, bu süreçten az ya da çok zarar görecek.
Peki bunu derin devlet mi yaptı? Türkiye'de; bu ülkenin kendi dinamikleriyle oluşmuş, sadece bu ülkeye hizmet eden, dış güçlerin etkisinden arındırılmış, bir derin devlet yapısı olduğuna inanmıyorum. Kendini derin devlet diye satmaya çalışan birtakım birimler olabilir. Bazıları ise, durumlarından vazife çıkartarak, derin çete halini almış olabilirler.
Derin çetelerin bazıları, tamamen veya kısmen yabancı gizli servislerin denetimine girmiş de olabilirler. Ama bunlar, Türkiye'nin kendi derin devleti değil, başkalarının derin devletidirler ve kirli-karanlık icraatların sahipleridir. Kanaatim o ki; bu, dış kontrollü bir iç operasyondur.
Saldırıda tek hedefle pek çok sonuç alınmak isteniyor. Amaç; güven ve istikrarı bozmak, kaotik ortam yaratmak. Böylece ülkenin tüm dinamiklerini etkilemek, reflekslerini bozmak, direnç mekanizmalarını kırmak. Ülkenin en güçlü ve (şimdilik) rakipsiz siyasi partisini gelecek dönemde iktidarda tutmamak. Ülkede laik-anti-laik kamplaşmayı körüklemek. Milliyetçileri (Anti-Amerikancı olmayan) ve solcuları (Atatürkçü-Laik görünümlü) güçlendirmek. Gelecek seçimlerde bu iki yapıyı koalisyonla iktidara taşımak.
Bu sayede İran operasyonu için sol yapının desteğini, Kuzey Irak'taki Kürdistan için de, milliyetçi yapının desteğini almak. (Kemalist-Laik-Türkçü görünümlü) Amerika ve AB karşıtı ulusalcı-milliyetçi cepheye irtifa kaybettirmek. Bu cephenin bazı elemanlarını TSK ile irtibatlayıp, yeri geldiğinde, TSK üzerinden itibar operasyonu yapmak. (Şemdinli sürecinde dış servis bağlantılı operasyonda tam sonuç alınamadı) Bu hem Kuzey Irak'ta kurulmasına ramak kalan Kürdistan için, hem de Güneydoğu planları için uygun bir pozisyon olur.
Saldırının sonuçları neler? Halkın önemli bir kısmı, operasyonun radikal-dinci terör örgütleri tarafından yapıldığına inanmıyor ve ülkenin istikrarına ve iktidara bir saldırı olduğunu düşünüyor. Ancak her gün ortaya çıkan yeni bağlantılar kafaları oldukça bulandırmış görünüyor.
Türk basını üçe ayrılmış durumda. Bir kısmı şaşkın ve olup biteni anlamaya çalışıyor. Bir kısmı hala radikal-şeriatçı bağlantısı kurma derdinde. Bir kısmı da derin devlet-gladyo bağlantısına inanıyor ve bu kez Susurluk Çetesi'nin çökertilmesi gerektiğini yazıyor. Özellikle bazı gazetelerin olaya yakın-derin ilgisi ve diğer gazetelere yansımayan ayrıntıları görmesi dikkat çekici.
Bundan sonra ne olabilir? Bu cinayetle, planın sahipleri hedeflerine gitme konusunda kararlı olduklarını ortaya koydular. Bu süreçten istenen sonuç alınamazsa, yeni hedefler tayin etmeleri (aynı formasyonda ya da çapraz karakterde) olasılık dışı değil. Buna paralel olarak dış destekli toplum mühendisleri de kolları sıvayacaktır şüphesiz.
Ne yapmalı? Bu olayın kodları net olarak ortaya konmalı ve kamuoyu ile paylaşılmalı. Bu kez psikolojik operasyonu, biz, yani Türkiye yapmalı. Belki konuyla ilgili bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulmalı. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Yüksek Yargı mensupları, Rektörler; laik Türkiye Cumhuriyeti'ne sahip çıkarken, bir yandan da, demokrasiye olan bağlılık ve inançlarını ortaya koymalı, ülke birliği ve halkın motivasyonu için mesajlar vermeli.'
Evet, son derece ilginç bir analiz değil mi efendim, özellikle iktidar partisinin içinden bir ses bunun sahibi olunca daha da ilginç hale geliyor bu analiz ne dersiniz?
Bu yazı 1,097 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
29 Haziran 2007
‘İnsan tanrı’ yaratma planı devrede
-
22 Mayıs 2007
2 yıl sonra yeni seçim beklentisi...
-
15 Mayıs 2007
22 Temmuz’da seçim olmayabilir-mi?
-
8 Mayıs 2007
‘AKP kapatılabilir’
-
20 Nisan 2007
Her an her şeyin dengesi değişebilir...
-
12 Nisan 2007
Köşk yolundaki meçhul hesaplara bakalım
-
5 Nisan 2007
"5 yılda 7 ülke ele geçirilecek"
-
13 Mart 2007
Andıç... Dosya savaşlarında sırada ne var?
-
8 Mart 2007
Eylem senaryoları...
-
20 Şubat 2007
Gül, Kürt liderlerle hafta sonu görüştü mü?!
-
13 Şubat 2007
Evet, derin devlet vardır...
-
8 Şubat 2007
‘Kürt devleti Türkiye himayesinde kurulacak’
-
2 Şubat 2007
Acil müdahale...
-
1 Şubat 2007
Şifre; Serhildan mı?
-
30 Ocak 2007
Çok özel bilgiler ...
-
26 Ocak 2007
Perde arkasındaki gerçekler farklı mı?
-
25 Ocak 2007
‘ABD’nin Karadeniz Projesi’ ve de suikastların şifresi
-
29 Aralık 2006
Washington Büyük Locası Türk'e emanet
-
15 Aralık 2006
Asker baharda K. Irak'a girerse ne olur?
-
7 Aralık 2006
AKP'li Edibe Hanım ve de TAŞYAPI...
Yorumlar
+ Yorum Ekle