En Sıcak Konular

Mümtaz'er Türköne


Mümtaz'er Türköne
0 0 0000

Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olmazsa?



Demokrasilerde halk değil seçkinler yönetir. Seçkinler kendi aralarında rekabet eder ve halk temsil görevini seçkin gruplardan birine vererek iktidarı belirleme hakkını kullanır.

Demokratik rekabet bu yüzden gerçekte seçkinlerin rekabetidir. Pareto, "Tarih bir aristokratlar mezarlığıdır." diyor. Yani, her zaman yeni bir seçkin grup eskisini yerinden etmekte ve yönetim bu şekilde el değiştirmektedir.

Önümüzde duran cumhurbaşkanlığı seçimi, 1990'larda, Özal politikalarının ürünü olarak doğan yeni bir seçkin grubun yükselişinin zirve noktasını, belki de kader anını ifade ediyor. Bu seçkinler sadece siyasetin "yönetici seçkinleri" değiller. Piyasa toplumunun ürettiği yeni ekonomi seçkinlerini ve okumuş yazmış seçkinleri de mutlaka bu gruba dahil etmeliyiz. Yükselenler müteşebbisler, düşüşe geçenler bürokratlar. Seçkinlerin dolaşımı, yeni seçkin grubun iktidarının bütünüyle tescil edilmesi ile noktalanacak. Önümüzde duran değişim yeni bir uzlaşma veya devlet iktidarının kullanımına dair yeni bir denge hali değil; yeni bir safhaya geçeceğiz. Yeni bir seçkin grubun yönetime gelmesinin kesin miladı ise Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı makamına oturması olacak. Tayyip Erdoğan'ın yapacağı tercih, bu yüzden Başbakanlık'ta kalmak veya Çankaya'ya çıkmak değil; başta yeni seçkinler olmak üzere arkasındaki kitleleri en yüksek düzeyde devlet iktidarında temsil etmekten ibaret.

Erdoğan'ı cumhurbaşkanlığına zorlayan, Meclis'te çoğunluğu olan partinin lideri olması ve başbakan sıfatı taşıması değil; kendisine bu sıfatları da sağlayan siyasî geçmişi. Açık bir haksızlıkla hapse girmesi, siyasî haklarının elinden alınması ve bu mağduriyetlerinin doğrudan halkın desteği ile giderilmesi. Çankaya Köşkü'nde, bir zamanlar Pınarhisar Cezaevi'nde yatan adamın oturması lazım. Türkiye, siyasî rekabeti belden aşağıya indiren rejim tartışmalarını tarihe gömmeli. Türk bayrağını bir siyasî görüşün simgesine indirgeyecek kadar zıvanadan çıkmış paranoyak davranışları tedavi etmenin tek yolu Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı. Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığının sağladığı yüksek temsil ile sekülerleşen toplumun, yanlış biçimde "laiklik" adı verilen modern yaşam biçimi ile de uzlaşmasına ve bütünleşmesine fırsat verilmeli. En önemlisi, yeni seçkinlerin iktidar yürüyüşünün tamamlanması ile tüketici ve yıpratıcı rejim kavgalarının yerini reel sorunların çözümüne yönelik yüreğimizi ısıtan tartışmalara bırakması mümkün olacak. Şayet Erdoğan cumhurbaşkanı olmazsa, "cumhuriyet tehlikede" paranoyaları haklılık kazanacak, Tayyip Erdoğan ve temsil ettiği kitleler rejim düşmanı olarak mahkûm edilecek.

İktidardaki bir seçkin grubunun ömrünü tamamlaması; o grubun sorunları çözüm yeteneğinin, çağa ve şartlara ayak uydurma becerisinin de sona ermesi yüzündendir. Çünkü o yetenekler artık sorunların çözümüne değil, onları var eden statükonun sürdürülmesine hasredilmektedir. Türkiye'nin dış politikada tehdit algılamalarına dayalı korku siyasetini terk edip fırsatlara dayalı proaktif eylemlere geçmesi gerekiyor. Bütün sorunların anası olan Kürt Sorunu'nu, geçmişin hatalarına sünger çekerek, üniter yapıya zarar vermeden çözmesi lâzım. Kendi halkını tehdit olarak algılayan devletin, toplumun her kesiminin enerjisini, dinamizmini seferber edecek karşılıklı bir güven ortamı oluşturması şart. Bu saydıklarımın hepsinde çözümsüzlük, statükonun sürdürülmesi anlamına geliyor.

Şayet Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olmazsa, Türkiye'nin nitelik sıçraması bir başka bahara kalacak. En önemlisi statüko kazanmış olacak. İlerici seçkinler daha müstahkem duvarlarla karşılaşacak. Belki en önemlisi, tarihin ilerici güçlerine engel olmak için seferber edilen "laik cumhuriyet", genel bir uzlaşma zemini olmak yerine bir grubun malı olarak yıpranacak ve zarar görecek. Rejim işte o zaman tehlikeye girecek.

Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olmazsa, Türkiye'yi iliklerine kadar sömüren statüko, iktidarını, önemli bir vartayı atlatmanın rahatlığı ve güveni içinde sürdürmeye devam edecek.

zaman



Bu yazı 857 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Bu sefer çözülecek mi?
    • 16 Eylül 2012 Din eğitiminde devlet tekeli kalkıyor
    • 14 Eylül 2012 Siyaset, artık dine alet edilmiyor!
    • 13 Eylül 2012 CHP, PKK ile müzakere yapabilir mi?
    • 9 Eylül 2012 Merkez Sağ'ın son noktası
    • 7 Eylül 2012 Başbakan sertleşmekte haklı mı?
    • 28 Ağustos 2012 Hükümet haklı çıktı
    • 26 Ağustos 2012 Kawa ve Ergenekon
    • 24 Ağustos 2012 Terör sorunu ayrışıyor
    • 17 Ağustos 2012 Hem şiddet üreten, hem barış isteyen bir örgüt
    • 16 Ağustos 2012 'Paralel devlet'in iflası
    • 12 Ağustos 2012 Kürt, Türk, Alevî ve Sünni olmak
    • 10 Ağustos 2012 Yangını kim söndürecek?
    • 5 Ağustos 2012 Ordulaşan partiler ve partileşen ordular
    • 22 Temmuz 2012 Davutoğlu haklı çıkarsa?
    • 17 Temmuz 2012 'Hücre yenilenmesi'
    • 29 Haziran 2012 ÖYM'leri kaldırması için hükümete yetki verdiniz mi?
    • 24 Haziran 2012 Türkiye savaşa girer mi?
    • 21 Haziran 2012 Teröre teslim olmak
    • 19 Haziran 2012 Çözüme yakın mıyız?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    23,034 µs